We-Flytour-GM-Banner-Animation
We-Flytour-GM-Banner-Animation
Anasayfa YazarlarRecep Yavuz Recep Yavuz – Antalya’nın üç sınavı

Recep Yavuz – Antalya’nın üç sınavı

GM Haber Merkezi

Kalbimizden girip, sırtımızdan çıkan bir ok gibi içimizi dağladı güneydoğu depremi. Günlerdir yaşanan trajedi uzak yakın, millet, dil, din farkı olmaksızın herkesin yüreğinde onarılması zor, kalıcı ağır hasarlar yarattı. Yedi gündür gördüklerimiz, duyduklarımız, okuduklarımız karşısında gözyaşı pınarlarımız kurudu. Onca insan hayatından, ailesinden, yuvasından kopunca, uzaklarda çaresizce çırpınan bize yaşamak zehir oldu. Üşümekten, acıkmaktan, yemek yiyebilmekten, yatağımızda rahat uyuyabilmekten utanır olduk.

Toplam iki dakikalık iki deprem bizde böylesine derin izler bırakırken, bölgedeki milyonlarca insanın yaşamını nasıl tarumar ettiğini tasavvur bile etmek zor. Yuvalar yıkıldı, hayatlar durdu, hayaller söndü. Canını kurtarabilenler gözleri önünde harabeye dönen evlerine gözyaşları içinde son bir bakış ile veda edip, kendilerini daha güvende hissedebilecekleri bilinmez diyarlara doğru yola çıktılar. Otobüslerle, arabalarla, kamyon kasalarında kim ne bulduysa göçtüler Ata topraklarından. Gözünüzün önünde evinizin enkaza döndüğünü ve çaresizce bunu seyrettiğinizi düşünebiliyor musunuz? Acının insan yüzüne oturması bundan daha ağır olabilir mi?

Bütün ülke birlik olup gönüllerini, yüreklerini, sofralarını, kapılarını açtı insanlarımıza. Şehirler misafirhanelerden, yurtlara, otellerden, lojmanlara konaklama imkânlarını seferber ederken, sadece ceketini alıp gelebilmiş olan depremzedelerin ihtiyaçlarına zamanla yarışarak canhıraş bir şekilde yetişmeye çalıştılar.

Antalya, hem bölgeye yakınlığı ile, hem konaklama kapasitesi olarak bu desteği verebilecek en önemli şehirdi. Henüz depremin ilk günlerinde Antalya’ya başlayan göç, gün geçtikçe arttı ve birkaç gün içinde yaklaşık 50 bin depremzede organize veya bireysel olarak Antalya’ya geldi. Otellerin büyük bir kısmı kapalı veya tadilatta olduğu için ancak açılabilecek durumda olanlar kapılarını açtı, faaliyetteki otellere de imkanlar dahilinde misafirler yerleştirildi.

Hala üzerlerinde deprem korkusu olan insanların kendilerini güvende hissedecekleri yeni yerleri hızlıca koordine etmek ve onların bundan sonraki süreçte ihtiyaçlarına cevap verebilmek için bütün şehir koordineli bir şekilde çalışmaya başladı.

Antalya bu kış savaştan kaçıp gelen Rus ve Ukrayna vatandaşlarına kapılarını açmıştı. Bugün de depremzedelerin derdine derman olmaya çalışıyor. Bir kaç yüzbin bin kişi kendini güvende hissettiği Antalya’da geçirecek bu zorlu kış günlerini. Kiev’li ,Hatay’lı ,Moskovalı, Adıyaman’lı aynı sokaklarda yürüyüp, aynı yerlerde alışveriş yapıp, yaşadıkları kabus dolu günleri unutmaya çalışacaklar. Artık şehrimizde daha sık göreceğimiz 01, 02, 21, 27, 31,33, 44,46, 63,79,80 plakalı araçlara yardımcı olacağız.

TAMER

On iki milyon nüfuslu alana yayılan deprem, kendisi bizzat içinde olmasa da bütün ülkedeki insanları bölgedeki eşi dostu, akrabası, arkadaşı vasıtası ile derinden etkiledi. Depremin yarıklarından yürekleri sızlatan, hepsi birbirinden hüzünlü, birbirinden trajik on binlerce hikâye saçıldı ortaya. Tamer’le birlikte bizimde yüreğimize bir iyilik hikâyesi saplandı. Yardımseverliği ile, fedakârlığı ile, çalışkanlığı ile, işine olan saygısı ile, kurduğu mükemmel arkadaşlık ilişkileri ile sadece Antalya’nın değil, bütün ülkenin en sevilen Rehberlerinden Tamer Özdoğru’yu eğitim gezisinde öğrencileri ile birlikte Adıyaman’da kaldığı otelde kaybettik. Henüz gezinin başındalardı ve 6 Şubat sabahı gün doğsaydı belki de öğrencilerini Nemrut’a çıkarıp Kral Mezarlarını anlatacaktı.

Hayatını tamamen öğrenmeye ve öğretmeye adamış, böylesine yardımseverlik için çırpınan çok az insan tanımışımdır. Geçtiğimiz günlerde köy okullarından onlarca ilköğretim öğrencilerini Antalya’ya getirip onları Müzede gezdirmişti. Hedefinde birkaç bin öğrenciyi gezdirmek vardı. Kitap kurdu sanki onun için bulunmuş bir kelimeydi. Evini bir kütüphaneye çevirmişti. Bulunması zor olan birçok kitabı ne pahasına olursa olsun bulup, çoğaltarak arkadaşlarıyla paylaşırdı. Onun adına kuracağımız bir Kütüphane ona verilecek en güzel hediye olacaktır.

İçimiz yanarak Tamer’e veda ediyoruz. Depremin ilk anından itibaren bölgeye koşup enkazın başında nöbet tutan, ARO Başkanı Mustafa Yalçınkaya ve Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Lubiewski ile, can dostları Kayhan Şaylan, İbrahim Genç ve Mesut Güvenç’e fedakar arkadaşlarına gösterdikleri vefa için ne kadar teşekkür etsek azdır.

‘Sevgili Tamer hep kalbimizde kalacaksın !’

PROFESYONEL TURİZM GÖNÜLLÜLERİ

Antalya bu zorlu süreci de başarı ile yönetecek tecrübe ve isteğe sahip. Deprem sabahı 05:00 sularında Türkiye’nin dört bir yanında birileri acilen neler yapılması gerektiğini, bölgelerindeki durumu ve ihtiyaçları konuşuyordu. Birkaç yıl önce kurulan Turizm Gönüllüleri Platformu 6 şubat sabahından itibaren gündemini tamamen Depreme çevirerek birkaç gün içinde binlerce kişi ile bir çok depremzedenin derdine derman olmaya çalıştı ve hala çalışıyor.

Hepsi turizmci olan gönüllüler Whats up ile kurdukları iletişim ağı ile onbinlerce kişinin sesi olarak AFAD, AKTOB, TÜRSAB ve bir çok STK ile birlikte bu zor süreci yönetmeye çalışıyor. Güngör Gürel Başkanlığındaki bu dev ekip mesai saati, hafta sonu gözetmeden aralıksız çalışıyor ve gün geçtikçe daha büyüyor.

Ticari hiçbir faaliyeti olmayan platform üyeleri gönüllü çalışacak herkesi kendi çatıları altında birleşmeye çağırıyorlar. Deprem sonrası deprem kadar zorlu bir süreç bizi bekliyor, doğru yönetmek insanları tekrar hayata döndürmek kolay olmayacak, bu yüzden turizm gönüllülerinin daha yapacak çok işi var. Hani diyorlar ya ’zaman birlik olma zamanı’ Turizm gönüllüleri aynen onu yapıyorlar.

ANTALYA’NIN ÜÇÜNCÜ SINAVI

Geçtiğimiz yıl dünyanın en çok turist ağırlayan tatil destinasyonu Antalya, sadece tatil ile değil, insani konulardaki katkısı ile dünya kamuoyunun gündemine adını altın harflerle yazdırıyor. Üst üste yaşanan Pandemi, Savaş ve Deprem Antalya’nın kalbine düştü. Sanırım dünyanın hiçbir turizm bölgesi son bir yıl içinde böylesine ağır üç krizi art arda yaşamamıştır. Pandemi, ardından Rusya-Ukrayna savaşı sürecini çok iyi yöneten Antalya, şimdi Depremzedelere kapısını açarak bu başarılarını insani bir el uzatışla taçlandırıyor.

Antalya bunun üstesinden gelerek, tarihe geçecek bir misyonu başarı ile gerçekleştirecektir.

Yorum Yaz

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.