Türkiye’nin en önemli turizm markalarından Corendon’un Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer ile pandemi dönemindeki sektörü, bu dönemden sonra Türk turizmini ve Corendon’u nelerin beklediğini konuştuk. Yaşanan krizin turizmi ve tüm yan sektörlerini derinden etkilediğini belirten Karaer, buna rağmen geleceğe umutla baktıklarını söyledi. Karaer, Türk turizminin ve Corendon’un krizden güçlenerek çıkacağını dile getirdi.
– Pandemiden sonra turizm sektöründe alışkanlıklar değişecek mi? Avrupa ve Rusya pazarlarında insanların tatil anlayışında nasıl değişiklikler bekliyorsunuz?
Covid-19 salgını çerçevesinde, yurtdışına çıkış sıklıkları bir önceki yıla göre çok düşüş gösterse de dünya genelinde aşılama faaliyetlerinin artması doğrultusunda insanların yurtdışı seyahatlerini yavaş yavaş gündemlerine aldığını görebiliyoruz. Özellikle nüfusunun çok büyük bir bölümünü aşılamış ülkeler, bu anlamda çok avantajlı.
Turizm sektöründeki alışkanlıkların çok kısa vadede olmasa da 2-3 yıl içerisinde normale döneceğini tahmin ediyoruz. Tabii ki 2020 yılının başına göre sağlık tedbirleri önümüzdeki yıllarda da önemini koruyacak. Corendon Grup şirketleri olarak biz de hem uçuşlarımızda, hem otellerimizde, hem de tur operasyonlarımızda misafirlerimizin sağlığını korumak adına tüm tedbirleri hayata geçiriyoruz.
– Turizm sektörünün yaşanan kriz ortamından en az zararla çıkıp ülke ekonomisine beklenen katkıyı yapabilmesi için devletten beklentiler nelerdir? 2 yıllık pandemi döneminde turizmciler yeterli desteği alabildiler mi?
Turizm ve özellikle havacılık sektörü, 50’den fazla sektörü etkileyen bir alan. Özellikle ülkemize döviz girdisi noktasında en çok katma değer yaratan sektörlerden bir tanesiyiz. Bu doğrultuda sektörümüzün salgın dönemini en az zararla kapatması adına kamu kurumları, turizm şirketleri ve finans şirketleri nezdinde gerekli koordinasyon sağlandı.
2021 yılının yaz ayları ile birlikte hem Avrupa ülkelerinde, hem de Türkiye’de hareketlilik başladı. Bu süreci yavaş yavaş atlatmaya başlıyoruz. Bu sebeple sıkıntılı dönemlerde sektörümüze destek olan kamu kurumlarına bir kez daha teşekkür ediyoruz.
– 2021 sezonunda bütün beklentiler Temmuz ayından itibaren yoğunluğun başlaması ve sezonun Kasım’a kadar uzaması. Bu dönem için sizin ve şirketlerinizin beklentileri nelerdir?
Aşılamanın artması ile birlikte bunun rezervasyonlara olumlu yansımasını gördük. Özellikle yurtdışındaki vatandaşlarımız, kısıtlamaların kademeli olarak kaldırılmasının ardından ülkelerine gelmeye başladılar. Uçuşlarımız yoğun bir talep görüyor ve ilave seferler koymaya başladık. Gurbetçilerin tatillerini Türkiye’de geçirmeleri bize avantaj sağlıyor. Ayrıca aldığımız rezervasyonlar doğrultusunda Avrupalıların da Türkiye’ye gelmeyi çok özlediklerini görüyoruz. Beklentimiz, 2020 yılına göre çok daha olumlu bir resimle karşılaşacağımız yönünde.
– İki yıllık kriz dönemi sizin ve şirketlerinizin plan-programlarında nasıl bir değişiklikler yarattı? Yenilenen hedefler, planlar, yatırımlar Corendon’da nasıl bir gelecek vizyonu ortaya koyuyor?
İki yıllık süreçteki en önemli gündem maddemiz, misafirlerimizin ve çalışanlarımızın sağlığını korumak oldu. Önceliğimiz bu şekildeydi. Ne mutlu ki bu anlamda çok başarılı bir performans ortaya koyduk. Ayrıca iki yıllık süreci bir kriz olarak değil yeni bir dönemin başlangıcı olarak kurguladık. Dijitalleşme ve CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi) süreçlerimizi iyileştirdik.
Bu yeni çağa adapte olmak adına yatırım planlarımızı da güncelledik. Bu sayede gelecek yıllarda da sektörümüzün en önemli oyuncularından biri olmayı sürdüreceğiz. Özellikle uçuş filomuzu geliştirmek ve yeni otel projelerimizi hayata geçirmek için gerekli yatırımları yapacağız. Türk turizminin ve Corendon’un krizden güçlenerek çıkacağına inanıyorum.
– Türk turizminde 30 yıldır ‘’Sektörel çeşitlenme-sezonu 12 aya yayma’’ ve ‘’Alternatif pazarlar yaratma’’ fikirleri konuşuluyor. Ancak hala deniz-güneş turizminden ileriye geçip sezonu uzatamadığımız gibi, pazar çeşitliliği yaratamadığımız için yaşanan krizlerin etkisi büyük oluyor. Size göre Türk turizmi bu iki ana problemini nasıl çözebilir?
Bu anlamda sektörün tüm oyuncularına büyük iş düşüyor. Özellikle hizmet çeşitliliğini artırmak ve misafirlerimize farklı seçenekler sunmak durumundayız. Corendon ailesi olarak biz en büyük kriz dönemlerinde bile Türkiye iletişimi yapmaya, turizmin gelişmesine katkı sağlamaya devam ettik. Avrupa’yı Türkiye’ye bağlayan bir şirket olarak sorumluluklarımızın farkındayız.
Örneğin geçmişte briç, terzi ve alışveriş turizmi gibi pek çok ilki hayata geçirdik. Sektörün tüm unsurlarının da bu tip farklılıkları Türkiye’ye gelmeyi düşünen insanlara sunması gerekiyor. Ayrıca bu konuda karamsar olmamak da gerekiyor. Çünkü ülkemizin çok büyük bir potansiyeli mevcut ve sektördeki oyuncular da bu potansiyeli ortaya çıkarmak için özverili bir şekilde çalışıyor.
– Türk turizminin rakipleri karşısındaki artıları ve eksileri sizce nelerdir? Turist sayısı bakımından neredeyse başa baş yarıştığımız rakiplerimizden turizm geliri konusunda epey geride olmamızı nasıl engelleyebiliriz?
Kuşkusuz en büyük artımız, yabancı turiste sunduğumuz doğal imkanlar ve hizmet altyapımız. Özellikle konaklama tesislerimiz noktasında pek çok rakibimizin hayli önündeyiz. Ayrıca bu durumu daha da ileriye götürecek potansiyele de sahibiz.
Turizm geliri konusunda ise gelen misafirlerimizi şehrin dinamikleriyle tanıştıracak daha farklı projelere imza atmalıyız. Konuklarımızı sadece otel konaklaması ile sınırlı tutmayıp daha farklı etkinlikleri de hayata geçirmeliyiz. Tabii ki bunun için turistin konakladığı şehirlerde yerleşik olan unsurların da katkıda bulunması gerekiyor.
– Aynı bakanlık çatısı altında ‘turizm’ ve ‘kültür’ün bulunması sektöre nasıl etki yapıyor? Geçmiş dönemlerde zaman zaman bu iki unsur ayrı bakanlık olarak temsil edildi, zaman zaman da birleştirildi. Size göre turizm sektörü devlet yönetiminde nasıl bir yapılanma ile temsil edilip yönetilmeli?
Bu konuda yetkili mercilerin kararlarına saygılı olmak durumundayız. Özellikle turizm ve kültürün aynı bakanlık çatısı altında olmasının, birbiriyle çok bağlantılı iki alanın koordinasyonu konusunda önemli faydaları olduğu kanaatindeyiz. Ayrıca Bakanlık yöneticilerimizle de yakın iletişim içerisindeyiz. Gelecek dönemde gerçekleştirilecek ortak projelerle bu alandaki gelişimimizi sürdüreceğimize inanıyoruz.
– Spor ile aranız nasıldır? Düzenli yaptığınız bir spor var mı? İzleyici olarak hangi spor alanı ve hangi kulüp sizin ilginizi çekiyor?
Öğrencilik yıllarımda çok farklı spor branşlarıyla ilgilenen biriydim. Basketbol, futbol ve voleybol oynayan, aynı zamanda lisanslı yüzücü olan bir sporcuydum. Spor her zaman hayatımın merkezinde yer alıyor. Bulduğum her fırsatta spor yapmaya çalışıyorum. İzleyici olarak da sponsoru olduğumuz kulüplerin maçlarını çok yakından takip ediyorum. Çünkü onların başarı yürüyüşüne destek olmak beni çok mutlu ediyor.
– Başta Antalyaspor olmak üzere bazı kulüplere ciddi destekleriniz olduğu biliniyor. Bu destekleriniz önümüzdeki dönemlerde de devam edecek mi? Spor ve sanat alanında yeni sponsorluk projeleriniz bulunuyor mu?
Corendon ailesi, kurulduğu günden bu yana turizmin dinamizmini, sporun hareketliliği ve coşkusuyla buluşturuyor. Bu doğrultuda halkımızdan gördüğümüz ilgiyi, özellikle spor sponsorlukları ile tekrar halkımıza geri döndürmeye çalışıyoruz. 2020 – 2021 sezonu itibarıyla Anadolu Efes Spor Kulübü, Fenerbahçe Opet Kadın Voleybol Takımı, Antalyaspor, Altınordu FK, Aytemiz Alanyaspor, Türk Korfbol Takımı, Muratpaşa Belediyespor Kadın Hentbol Takımı, İTÜ Spor Kulübü FC Nürnberg, Tahtalı Run to Sky koşu yarışı, Bike Aid Bisiklet Takımı ve profesyonel yol bisikleti yarışı Tour of Antalya’ya sponsorluk desteği veriyoruz. Geçmişte de yurtiçi ve yurtdışından pek çok kulübe sponsorluk desteği sağlamıştık.
Toplumsal hayatımıza değer katmak adına önümüzdeki yıllarda da yeni spor ve sanat alanında yeni sponsorlukları hayata geçirmeyi sürdüreceğiz.
KİMDİR:
İzmir’de 01 Ocak 1962 tarihinde dünyaya gelen Yıldıray Karaer, İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği bölümü mezunudur. Evli ve 2 çocuk babası olan Karaer, Corendon Turizm Grubu Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmektedir. Karaer, iyi derecede İngilizce bilmektedir.