We-Flytour-GM-Banner-Animation
We-Flytour-GM-Banner-Animation
Anasayfa Sektörel Haberler POYD BAŞKANI HAKAN SAATÇİOĞLU: “OKULLAR STAJYERLER İÇİN OTELLERDEN PARA TALEP EDİYOR”

POYD BAŞKANI HAKAN SAATÇİOĞLU: “OKULLAR STAJYERLER İÇİN OTELLERDEN PARA TALEP EDİYOR”

Beste GÜÇER

Limak Hotels Koordinatörü ve Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Saatçioğlu ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Aralık 2023 itibariyle POYD’un başkanlığını üstlendiniz.  Geçen bu sürede neler gözlemlediniz, hangi faaliyetleri programınıza aldınız ve bu programın neresindesiniz?

Öncelikle POYD web sayfasını aldık ve orayı arkadaşlarla güncelledik. Bunun dışında ‘POYD Kariyer’  için çok büyük bir beklenti içindeyiz. Sektörün en büyük sıkıntılarından bir tanesi personel tedarik konusu. Hem mavi yakalılar hem de beyaz yakalılar için ‘POYD Kariyer’in vakit kazandıracağını ve bu süreçlere hız vereceğini düşünüyoruz. Bizim yaklaşık 800 üyemiz var. Bunun 450’si çok aktif bir şekilde hala görev başında. POYD Kariyer’de yaptığımız sistem şu şekilde işliyor; mavi yakalar özellikle genel başvuru sistemiyle müracaatlarını yapıyorlar ve bu müracaatlar bizim 450 üyemizin personel müdürlüğüne direkt aktarılıyor. Beyaz yakalılar için de bir uygulamamız var; oteller isim vermeden, kendilerini ifşa etmeden pozisyonu, oda sayısını, bölgeyi belirleyerek departman müdürü veya genel müdür arayışı içine girme şansı kazanıyor. Burada her zaman bir sıkıntı vardı. Çünkü bazen memnun olmadığımız bir departman müdürünün arayışına önceden giremiyorduk. Çünkü deşifre olduğumuzdan dolayı anlatamıyoruz ya da otel ismi vererek ilan çıktığımızda birçok insan arıyor. Onlara da olumlu veya olumsuz cevap veremiyoruz, arada sıkışıp kalıyoruz. Tamamen bir uygulama üzerinden ‘beyaz yakalılar da ilanına başvurabilsinler, oteller de ilan çıkabilsinler’ dedik.

Aynı zamanda mentorluk hizmeti vereceğiz. Bununla ilgili üniversitelerden, çevre otellerdeki ara yöneticilerden çok sorular geliyor; “Mentorluk hizmeti alabilir miyim? ya da “Bu konularda bana yardımcı olabilir misiniz?” diye. Çünkü, 450 çok değerli çalışan arkadaşlarımız var. Yaşamış oldukları bazı sorunlar var. Bu sorunları ne şekilde hallettiler, yeni arkadaşlarımıza ne şekilde destek olabilirler düşüncesiyle bir mentorluk hizmeti de yaptık.

POYD Management programının startını verdik. Burada hedefimiz, iyi bir eğitim almış, lisans eğitimi almış, mutlaka C1 seviyesinde Almanca, İngilizce veya Rusça, minimum A2 olacak şekilde ikinci bir dil bilgisi olan, sektörde 3-4 yıl çalışmış arkadaşlara 12 aylık bir eğitim programı hazırlanıyor. Minimum asistan pozisyonunda, iş garantili bir program başlatıyoruz. Bu asistan F&B olabilir, asistan önbüro olabilir, asistan housekeeper olabilir. Bu alanlarda iş garantili bir management programı yapıyoruz.

Eğitim konusunda çok ciddi çalışmalarımız var, Alanya Üniversitesi’yle bir protokol imzaladık. Bizim burada amacımız, okullardaki hocalarımızı sahadaki tecrübelerimizle desteklemek oluyor. Çünkü onlar ağırlıklı olarak müfredatı anlatıyorlar. Bizim sahada o müfredattaki anlatılanları nasıl hayata geçirdiğimizi, nasıl daha kolay yollarla karar aldığımızı aktarıyoruz. Haftada ikişer saat ders vererek bu tecrübelerimizi onlarla paylaşmayı hedefledik. Çünkü böyle bir eksik olduğunu gördük. Bana kalırsa, okullardaki değerli hocalarımızın sektörde çalışmamış olması özellikle turizm, hizmet sektöründe çok büyük bir eksik. O hocalarımızın da senede bir defa, bir haftalık süreyle otellere gelip o müfritaatı sahada nasıl uyguladığımızı görmelerinin çok büyük bir fayda sağlayacağını düşünüyorum. En büyük eksiklerden bir tanesi bu.

Bizim sektörümüz hikayesi olan bir sektör. Mühendislik tarzı bir şey değil, bizimkinde bir hikayesi olması gerekiyor. Bunu en iyi bizim sektördeki çalışan arkadaşlarımız bilir, bunların hüzünlü olanları var, çok komik olanları var. O anda yaşadığımızda çok zor dakikalar geçince ve geriye dönüp bakınca inanılmaz komik bir hal alabiliyor.

HER ŞEY DAHİL İSRAFI SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKLE TERS DÜŞÜYOR

POYD olarak yaklaşık 3-4 aydır israf konusuna çok önem veriyoruz. Her toplantıda da zaten dile getiriyoruz. Her şey dahil sistemi dünyada en iyi uygulayan ülke biziz ama artık sürdürülebilirlik çok moda oldu.  Turizm Bakanlığı’mızın da çok üstünde durduğu bir konu. Her şey dahil sistemdeki israf sürdürülebilirlikle çok ters düşmeye başladı. Bununla ilgili de mutlaka belirli kuralların koyulması gerekiyor. Bizim burada amacımız kaliteden ödün vermek veya her şey dahili kısıtlamak değil. Her şey dahili kurallar çerçevesinde daha iyi bir noktaya getirip misafirlerin faydalanması gerektiğini düşünüyoruz. Örnek veriyorum, her şey dahilin yeniden tanımı şu olması gerekiyor: Otelde yediğin, içtiğin her şey dahildir. Masada bıraktığın her şey dahil değildir. Bunun mutlaka ve mutlaka üst makamlardan dile getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu dile getirildikten sonra otelciler de ona göre zaten bir önlem alacak. Örneğın; bundan 6-7 yıl önce kapalı havuzlarda suyun yeterince sıcak olmadığı yönünde inanılmaz çok şikayet alırdık. Fakat ne zaman Sağlık Bakanlığı bir genelge çıkarttı ve dedi ki: “Şu hijyen sebeplerinden dolayı kapalı havuzlarındaki su derecesi 28’in üstünde olamaz.” Şikayetlerimiz çok hızlı bir şekilde azaldı ve şu anda neredeyse hiçbir şikayet yok. Çünkü bir genelgede neden o şekilde yapıldığı yazıldığı için artık herkes bir kurala uymak durumunda kaldı ve bu kuralın arkasında bir gerekçe var. Biz burada havuz suyunu ısıtmamak için değil, tasarruf etmek için değil, genelgeden dolayı bu şekilde yapmak durumunda kalıyoruz.

Her şey dahil sistemin de tanımlanması gerekiyor. Tabii ki masada bırakılan yemeklerin, atık gıdanın parasını misafire fatura etmeyeceğiz ama hiç olmazsa bizim elimizde bir dayanak olmuş olacak. Biz bunu misafire anlattığımızda bakanlığın da her şey dahil kurallarının bu şekilde olduğunu göstermemiz lazım. Misafir istediği kadar yiyip içebilir çünkü parasını ödedi, bu çok net.

STK’lar bu konuyu getirdiği zaman hemen olayın maliyet kısmına bakılıyor. Hayır, öyle değil. Yaptığımız çalışmalarda tabaklardan geri dönen pişmiş gıdanın 250-300 grama kadar çıktığını görüyoruz. Bin kişi de bu 250 ile 300 kilogram. İşlenmiş, emek verilmiş, ruh verilmiş yemeği biz çöpe atıyoruz. Bunu da aylık olarak çarptığın zaman, çok ciddi bir tonaj çıkıyor. Parasını bir kenara bırakalım. Personel zaten o yemeği dışarı çıkartmak, misafirlere sunması için ciddi bir efor sarf ediyor. Sonra tabaklarla geri geldiği zaman mutsuz olabiliyor. Çok boyutlu bir şekilde israf konusuna bir bakılması gerekiyor.

Biz otellerimizde ve bu bölgedeki otellerde bir uygulama yapıyoruz. Çöpe atılan gıdayı ayıklayan bir personelimiz var. Hayvan barınaklarına verebilmek için gıdayı; kürdan, kağıt, ambalaj gibi şeylerden ayıklıyor. Herkes hayvan baranağına verse orası da şişecek. İsrafla ilgili ciddi bir çalışma yapıyoruz, bakanımızla da görüşeceğiz.

STAJYERLERİN OTELLERDEKİ EĞİTİM SÜRECİ DAHA SAĞLIKLI OLMALI

Bir konumuz daha var, üstünde çok duruyoruz. Stajyerlerin otellerdeki eğitim sürecinin daha sağlıklı takip edilmesi gerekiyor. Stajyer sayıları için nasıl  yüzde 5’lik bir çalıştırma mecburiyeti varsa bunun bir maksimumunun da olması gerekiyor. Çünkü, bazı oteller minimum uyguluyorlar, maksimum üstü açık. Bir bakıyorsunuz, 400 odalık bir tesiste veya 100 stajyer var. Bunları sağlıklı bir şekilde eğitme şansınız zaten yok. O 100 kişiden sadece 10’u bu işi daha sonunda yapacak. 90’ını işe başlamadan zaten küstürüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda çok söz hakkına sahip. Sadece bizim sektörümüz değil bütün sektörler için geçerli bir durum. Stajyer alacak olan otellerin nasıl bir yıldızlama programı varsa, eğitim departmanı kurulmuş olan otellerin stajyer alması gerekiyor. Şu anda yasada şöyle diyor, “Bir eğitimci atanacak.” Birçok otelde eğitimci atanmış, atanan eğitimci de atandığını bilmiyor. Sadece adı var kendisi yok. Bence bir tam zamanlı eğitim departmanının kurulmuş olması ve hak etmesi gerekiyor.

OKULLAR OTELLERDEN PARA TALEP ETMEYE BAŞLADI

Son 2 senedir ayrıca bir problemle karşı karşıya kalmaya başladık, okullar otellerden para talep etmeye başladılar. ‘Siz zaten stajyer öğrenci alıyorsunuz devlet size bu konuda bir avantaj sağlıyor, o avantajdan biz de almak istiyoruz.’ Halbuki bir okulun, bir hocanın bu şekilde düşünmemesi gerekiyor. Benim öğrencim hangi otelde bu eğitimi daha iyi alabilir demesi gerekirken şimdi maalesef olay tersine döndü. ‘Sen bana ne kadar stajyer için ne kadar para vereceksin?’ gibi bir duruma getirilmeye başlandı. Resmi olmasa bile böyle teklifler bize gelmeye başladı. Ben şuna yüzde yüz inanıyorum; Avrupa’da olduğu gibi stajyer alacak olan otelin 5 ve 4 yıldızı olması gerekiyor, 10 stajyerin üstünde aldığı an bir departmanın kurulmuş olması lazım. Aksi takdirde stajyerler istediği eğitimi alamıyorlar. Çünkü iş çok yoğun. Otellerin hepsinin dolulukları çok olduğu için buna vakit de ayıramıyorlar. Bir departman kurulursa departman müdürleri hiç olmazsa eğitim koordinasyonunu sağlayacaklar. İyi oteller bunu zaten yapıyor, herkesin bunu yapması gerekiyor. Avrupa bu konuda çok başarılı, evet onlarda da şimdi yavaş yavaş sıkıntılar başladı. Biz eğer şimdiden bu önlemleri almazsak 4-5 yıl sonra biz personel bulamayacağız. Bu söylemiş olduklarımı şimdi yapsak bile bu gelecek sene düzelecek anlamına gelmez, 4-5 yıl sonra düzelecek anlamına gelir.

Turizm Bakanlığı’nın da bu konuda önlem alması gerekir. Çünkü bir hedef var. Yani 100 milyon turistten bahsediyoruz. Bunu nasıl yapacağız? Şimdiden önlem almazsak ve baskı yapmazsak bizim bunu değiştirme şansımız yok. Otel genel müdürlerinin ana görevleri; operasyon, satış-pazarlama ve para tahsilatı. Buna dördüncü olarak eğitim gelmesi gerekiyor. Bu üç konu başlığına ne kadar çok vakit ayrılıyorsa otelin içindeki eğitimin de sağlıklı ve düzgün yapıldığının takipçisi olmak gerekiyor. Bir nevi başöğretmen olması gerekiyor. Başöğretmen olursa bu aşağı kadar iner. Stajyerlerin sahada götür-getirin dışında bir eğitim alması gerekiyor. Stajyerlerin mutlaka toplantılarda yer alması gerekiyor. İzleyici olarak mutlaka girip önlerindeki rol modelleri bir görmeleri gerekiyor. Nasıl giyiniyor, nasıl konuşuyor, nasıl cevap veriyor, nasıl konuyu ele alıyorlar? Hepsini izlemeleri gerekiyor.

Ara yöneticilerimizin iş yoğunluğunda akıllarına gelmiyor. Bir üst akılın bu eğitimi organize etmesi gerekiyor. Eğitim departmanı gidip de bir şarap eğitimi veremez ama oteldeki yiyecek içecek müdürüyle bunu planlayabilir.

Eğitimi bir iş olarak görmüyoruz biz, yapılması gerekenler arasında görmüyoruz. “Bakılır, edilir, halledilir” gibi bir konu…

Bir işi yaparken; bunu nasıl olsa görüyor, anlıyor zannediyorsun ama öyle bir şey yok. Bu hayatta her zaman böyledir. Bir şeyi anlatırken neden, ne için yaptığımızı anlatmazsak akılda kalmaz. Okulda müfredat her şeyi, en iyi şekilde anlatıyor, ezberletiyor. Fakat uygulamadığı zaman akılda kalmıyor.

BU HİKAYELERİ BU ÇOCUKLARA ANLATMAMIZ GEREKİYOR

Sektörümüzün inanılmaz güzel hikayeleri var ve bizim bu hikayeleri bu çocuklara anlatmamız gerekiyor. Onları heyecanlandırmamız gerekiyor.

Yüzde 100.

Ben 2-3 ayda bir stajyerlerle oturup toplantı yapıyorum. Geçen gün 30 stajyerle toplantı yaparken dedim ki, “Arkadaşlar biranın içindeki dört ana maddeyi bana biri söyleyebilir? Biri su dedi, biri arpa dedi. Ben size söyleyeyim dedim. Şerbetçi otu, su, maya ve arpa dedim. Herkes baktı ve gülümsedi. “Nasıl görünüyorum sizin oradan?” dedim. “Bilgili gözüküyorsunuz” dediler, “Size şimdi bir tüyo vereceğim” dedim. “Kapıdan girmeden önce internete girip baktım. Sizden de onu istiyorum. Hepinizin elinde bir telefon var” dedim.

Eskiye göre çok farklı imkanları var. 

Turizmde devrim değil, evrim yapmamız gerekiyor.  Devrim, yukarıdan aşağıya eğitmektir. Bizim artık bu çocukları kullanarak evrim yapmamız lazım. Evrim, aşağıdan yukarıya doğru çıkar. Hep şöyle diyorum, “Arkadaşlar, İsmail sana kahveyi verdi mi? Git, bunu misafire ver. Hemen iki dakika sonra aç, bak. Kahvenin özellikleri nedir, kaç çeşidi vardır öğren. Sonra git İsmail’e sor. Kahve nasıl yapılır, kahvenin özellikleri nedir? Bilemeyecek çünkü o da artık unuttu. O da sadece getir götür işi yaptığı için unuttu. Sen bunu anlatırken öğreniyorsun. Hiç olmazsa sahadaki personeller ‘Bu veletler de çok fazla olmaya başladı’ derler.”  Sınavlar yapıyoruz. Soruların çoğunu bilmiyorlar. “Stajyer bunu sana sorarsa bilemeyeceksin ne olacak?” diyoruz, “Sormuyorlar ki” diyor.

Sektörün gelişimi, personelin vaziyetinin gelişimi, stajyerlerin gelişimi sadece kurumun üstteki amirlerinin yapacağı bir şey değil. Aslında onların da üstüne düşen görevler vardır.

Meraklandırmamız gerekiyor.

POYD ile ilgili gelecek planları ve hedefleri nelerdir?

En büyük arzum, hedefim sektördeki değerli arkadaşlarımızın daha fazla mesleki eğitim okullarında görev almaları, üniversitelerde gidip mesleğimizi, konularımızı onlarla paylaşmak. Bizim POYD olarak en büyük hedefimiz bu. Çünkü, biliyorsunuz AKTOB’da var. Onların bölgeyi tanıtmak, bölgenin satışını yapmak gibi hedefleri var. Bizim gibi STK’ların buna ağırlık vermesi gerektiğini düşünüyorum. “Sahada operasyonumuzu daha fazla nasıl kolaylaştırabiliriz, nasıl çok verim alabiliriz, bilgilerimizi nasıl daha iyi paylaşabiliriz?” gibi sorulara cevap bulmalıyız. Ben can kurtaran arkadaşlarımıza işe başladıkları andan itibaren otellerimizdeki ve bölgedeki boğulma vakalarının videolarını seyrettiriyorum. Çünkü en büyük sıkıntı, boğulan adamı biz görüyoruz, can kurtaran görmüyor. Çocuk suyun dibine neredeyse girmiş, can kurtaran onun daldığını zannediyor. Biz hangi hareketlerin sıkıntılı olduğunu anlatmaya çalışıyoruz.

Farkındalığı geliştiriyorsunuz.

Benim bu bilgiyi bir yerde paylaşmam lazım, sadece benim değil bunu herkesin yapması gerekiyor. En büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi, can kurtaran cep telefonunda dolaşıyor. Sıkıysa git, cep telefonunu al bakayım, direk işi bırakıyor. Bunun bir kuralı olması gerekiyor, cep telefonun hiçbir can kurtaranda olmadığını duyarlarsa, kural haline gelirse hiç kimse bir yere gitmeyecek. Bizim bu bilgileri paylaşmamız gerekiyor. Bununla ilgili web sayfamızda bir alan açacağım. Yaşadıklarımız tecrübeleri oraya yazalım. Yeni atanmış bir genel müdür yardımcısı veya bir genel müdür okuyup bir baksın.

Yorum Yaz

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.