We-Flytour-GM-Banner-Animation
We-Flytour-GM-Banner-Animation
Anasayfa Turizm Röportajları PATRONLARIN BOŞ VERME LÜKSÜ YOK

PATRONLARIN BOŞ VERME LÜKSÜ YOK

GM TURİZM VE YÖNETİM DERGİSİ

 GM DERGİ- ÖZEL HABER

Ali Kızıldağ- Calista Luxury Resort Hotel Genel müdürü – POYD ( Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği) Başkanı

 Calista Luxury Resort Hotel Genel Müdürü  ve aynı zamanda POYD ( Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği) Başkanı olan Ali Kızıldağ ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajımızda Ali Bey ile  2014 sezonunun on durumunu, pazarlarda yaşanan dalgalanmaların sebeplerini,  değişen yeni dünyaya patronların ve profesyonellerin nasıl uyum sağlaması gerektiğini ve son olarak da 2015  turizm sezonunu konuştuk.

PATRONLARIN BOŞ VERME LÜKSÜ YOK (2)

Haziran’a girmek üzereyiz. Yeni sezon büyük umutlarla başladı. Ne düşünüyorsunuz?

Umutlarla başladı fakat kaygılarla devam ediyor.  Biliyorsunuz Türkiye’ye turist gönderen pazarlarda yaşanan ekonomik ve politik gelişmeler pek iç açıcı değil. Avrupa’da resesyon hala devam ediyor. Bize rakip olan ülkelerdeki ekonomik sıkıntılar hala devam ediyor. Bu nedenle rakip destinasyonlardaki turist almaya yönelik, bizim pastamızdan turist çalmaya yönelik kampanyalar, özel aksiyonlar devam ediyor. İtalya, Yunanistan, İspanya, Portekiz’de bizim pazarlarımıza yönelik kampanya faaliyetlerini aralıksız sürdürüyorlar. Ve en önemlisi Türkiye için çok önemli bir yere sahip olan Rusya pazarındaki sıkıntılar devam ediyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilim, Ukrayna pazarı hemen hemen tükenmiş durumda ve buna paralel olarak Rus ekonomisinin çekingen davranışları nedeniyle büyük kayıpları var. Bu sıkıntı devam ederse çok daha büyük kayıpları olacağı dikkat çekiyor. Bu çok ciddi negatif bir şey ve doğal olarak bu durum turizme de yansıyacaktır. Kazakistan’da hala belirsizlikler mevcut. Özellikle sivil havacılıkla ilgili sertifikalarda kısıtlamalar getirdiler. Oradaki devlet içerisindeki kurumsallaşmamış  yapı bazı kararları çok etkiliyor. Bu durumda da uçak uçmayınca insanlarda gelmek istemiyor. Bir taraftan totaliter bir taraftan da liberal kararlar var.

Bu sene 2014 yılının yıldız destinasyonu çok büyük bir aksilik olmazsa İran olacaktır.  Bunu Nevruz öncesindeki artışları ile belli etmişti. Geçen seneye oranla 5 kat artış yaşadılar.

sezonda en çok gelirleri belirleyecek olanda Rus pazarında yaşanacak gelişmeler olacaktır. Pax olarak kayıp yaşanmayabilir, ama gelirlerde düşüşler olacaktır. İnsanlar hem tatil sürelerinden hem de harcamalarından kısacaklar.

Sezona dair pozitif bir durum var mı?

Bu sene ileride Rus pazarı kadar sayı üretebilecek potansiyeli olan İran pazarının çok iyi performans göstereceğini düşünüyorum.Gerek İran ve Amerika ilişkilerinde yaşanabilicek olumlu hava ve bunu takip edecek Ambargolarda gevşeme ve İranın ticaretindeki artışlar ve gerekse İran Türkiye ilişkileri ve ticaretindeki olumlu gelişmeler direkt turizm faaliyetlerine yansoyacaktır.

Geçen sene alevlenen bu sene tekrar yanmaya başlayan İsrail pazarında bu sene kıpırdanmalar var.Bu pazarında sıkıntılarını atlattıktan sonra eski parlak günlerine döneceğini söyleyebiliriz.

Luxury standartlarında hizmet veren ilk otellerden birisiniz. Sekiz yıldır hizmet veriyorsunuz. O günden bugüne neler değişti?

Otelimiz 2007 yılında açıldığında biz de bizden önce açılan otellerin üzerine bir şey ekleyerek hizmete açıldık. Bizler şuan kendimizi yenilemek adına konseptlerimizde iyileştirmeler yapıyoruz. Bu bir yarış ve bu sürekli devam edecek. Önemli olan işletmecilerin ve yatırımcıların bu yarışta otellerini hem kendi tesisleri adına hem de destinasyon adına yeni adımlar daha iyi hazırlamaları ve yeniliklere ayak uydurarak trendleri kaçırmamalarıdır

Bunları talep eden kitle var mı? Dünya da var, ama ülkemizde var mı?

Dünyadaki ivme bizim bu kalitede hizmet veren otellere olan talep büyümesi  arz kadar fazla değil. Asıl sıkıntı bu noktada başlıyor.  Bizde yıllardır yatak kapasitesindeki artışın yüksek oluşu, arz ve talepteki artışın bir biriyle denk düşmemesinden dolayı sıkıntılar yaşanıyordu. Bu sorun üst segmentte de devam ediyor. Her yeni açılan ürün daha önceki açılan ürünlerin pastasına ortak oluyor.

Ali Bey, aynı zamanda Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği’nin Başkanlığı’nı yapmaktasınız. Son yıllardaki teknolojideki, lüks segmentindeki artış ve dünyadaki değişim otel yöneticilerine nasıl yansıdı?

Artık klasik otel yöneticiliği gündemde değil. Artık günümüzde yeni gelişmeleri takip edemiyorsanız, rezervasyon sistemlerindeki değişikliklerle kendiniz bizzat ilgilenmiyorsanız, misafir ilişkileri yönetiminde işin gereğini yapmıyorsanız, misafirlerin taleplerini gözlemleyemiyorsanız, operasyonlarınızı o gözlemlere göre esnek hala getiremiyorsanız giderek kan kaybedersiniz ve gündemden düşersiniz. Artık tüketici  her platformda çok aktif. Eskiden beğenisini ya da şikayetini sözlü ya da yazılı belirtirdi.  Artık olay anında müdahale edip çözüm üretmek büyük önem taşıyor. Bunun dışında misafir otelinizden ayrıldıktan sonra sizinle ilgili paylaştıklarını takip edebilmek ve tekrar misafirinize ulaşabilmek ve o insanı tekrar kazanmak en önemli noktalar haline geldi. Pazarlama ve misafir ilişkileri stratejileri inanılmaz bir değişim gösterdi. Dijital dünyadaki değişimlerden turizm sektörü diğer sektörlere göre daha çok etkilendi. Profesyonellerin bu değişime ayak uydurup o değişimin içinde birebir bulunmaları şart.

“Yöneticilerin kariyer riskleri var”

Patronlarla bu konuda ne kadar bilinçli, patron ve yönetici arasındaki ilişkiler değişti mi?

Patronların bu konuya yöneticilerden daha çok vakıf olmalılar. Çünkü yöneticilerin kariyer  patronların ise finansal riskleri var. Riskin büyük bölümünü  patronlar üstlenmiş durumdalar. Bu nedenle patronların boş ver deme lüksü yok, yöneticilerin zaten yok ama patronların hiç yok. Patronların tek oteli olur, yöneticiler her otelde yöneticilik yapabilirler. Bu yüzden otelin ayakta kalması için patronların bu konuya duyarlı olmaları şart.  Patron ve yönetici ilişkileri de tabi ki farklılaştı. Özellikle aile işletmelerinin zincirleşmelerinde çok ciddi artışlar var. Bu süreçte patronların zincirleşmeyi yönetirken aynı zamanda kurumsallaşmayı da yönetmeliler.

Türkiye’de aile şirketlerinin ömrü maksimum 80 yıl.  Edinimi ve kazanımı paylaşıma dönüştürecek  kurumsallaşmış bir yapı geliştiremeyen şirketlerin süresi daha kısa olacaktır. Paylaşımları da güvenilir yöneticilerle gerçekleştirmeliler. Aile şirketlerinde profesyonellerin belli bir oranda göz ardı edildiği bir takım örnekler var. Bu durum yatırımcıların, “Biz daha çok sahip çıkarız” mantığından kaynaklanıyor. Bu yönetim şekli içinde büyük sakıncaları barındırıyor. Aile şirketleri büyüdükçe pozisyonları belirlemede aile şirketlerinde sorunlar yaşanıyor. Bu konuda patronlar, profesyonelleri çok önemli denge noktaları  olarak düşünmeliler.

“Dünyada senaryolar çok çabuk değişiyor”

2015 yılında Turizmi tehdit eden gelişmeler varmı ve bu süreç devam mı edecek?

Dünya o kadar enteresan bir hal aldı ki.  Soğuk savaş döneminde kutuplaşmalar vardı. Özellikle Sovyet  Bloğu’nun çöküşünden sonra soğuk savaş bitti. Dünya bambaşka bir dünya oldu. Blog çökünce bir çok sektör boşta kaldı. Bir şeyleri kontrol etmek için bir tehdit yaratmak gerekliydi. 11 Eylül’ün akabinde de küresel terör adında bir şey yaratılıp daha önceden planlanmış Büyük Ortadoğu Planı ortaya çıktı. Sonrasında da genişletilmiş Ortadoğu Planı uygulaması için düğmeye basıldı. Böylelikle dünyada yeni bir süreç başlatıldı. Türkiye’de bunun tam ortasında yer alıyor. Yakın dönemde yaşanılan olayları inceledğimizde; Arap Baharı, Mısır, Tunus,Libya, Suriye, Irak ve kısmen İran ( bu planlarda Türkiye ve İran rol değişikliği olan ülkeler) bu plan yönetilirken büyük güçler yönetiliyor. Bu durumda her an bir şeyler değişebiliyor. Rusya, Ukrayna ve Kazakistan’da yaşanan sıkıntılar buna en yakın örnek olaylar olarak karşımıza çıkıyor. Bu süreçte de turizm etkileniyor. 2015 yılı hakkında bu hızlı değişen ortamda  bir şey söylemek çok mümkün değil.  Artık yaşanacakları yıllar öncesinde tahmin etmek zorlaşıyor. Çünkü yıl değil, aylara göre olaylar değişiklik gösteriyor. Bir senaryoyu gerçekleştirmek için yola çıkmışken bir bakıyorlar hatalar yaplmış ve hemen yeni seneryoya geçiliyor.

“Turizm ve Kültür Bakanlığı son dönemlerde çok pasifleşti”

Bu koşullarda geleceğin nasıl şekilleneceğini turizmciler tahmin etmek de zorlanıyoruz. Artık Strateji uzmanları bile bunu yapamazken bizim yapmamız mümkün değil. Biz turizmciler olarak yeni değişen olaylara karşı hızlı reaksiyon vermemiz, hızlı kararlar almamız gerekiyor. 2015 yılında turizmciler olarak yapabileceğimiz en önemli şey;  yeni pazarlarda çok daha aktif politikalar üretmeliyiz. Dünyada ekonomisi gelişen pazarları takip edip turizm pastası yaratabilmeliyiz. Bu söylediklerimi de iyi bir örgütlenme ile yapmalıyız. Bu örgütlenme açısından da tekrar bir bütünleşmeye ihtiyaç var.  Kültür ve Turizm Bakanlığı son dönemlerde çok pasifleşti. Bunun nedeni de bakanlıkta kadroların yenilenmesinden kaynaklanıyor olabilir. Eğer bu işin sahibi kamu olacaksa, iyi bir sahip olmalı. Bu  yolda atılacak adımlarımız tekrar gözden geçirilmeli. Bence şimdi den 2015 yılı için çalışmalara başlanmalı.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Bu sene ekim ayının sonuna doğru sezonu değerlendirdiğimizde ben çok farklı tablolar konuşacağımızı düşünüyorum. Dileğim şu;  umarım bizden kaynaklı olmayan nedenlerden dolayı kötü bir sezon yaşamayız. Pax sayısının artmasından ziyade, otellerimizin hak ettiği değerlerle satılmasını istiyorum.

Yorum Yaz

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.