Şebnem İmece
Kurucuları Haluk Kayhan ve Fatih Muku ile Prime Travel’ın; lokal bir DMC olarak Antalya’da başlayan ve üç güçlü markayla küresel arenada devam eden yedi yıllık hikayesini konuştuk. Sorularımızı yanıtlayan Haluk Kayhan, ekip olarak turizm ve teknolojideki gelişmeleri yakından takip etmekten büyük keyif aldıklarını; profesyonel hayatları boyunca en çok bu şirkette öğrendiklerini söyledi.
İlk olarak neler yaptığınızdan bahsedelim mi? Bize Prime Travel’ın hikayesini anlatır mısınız?
Prime Travel’ı Fatih Muku ile beraber yedi yıl önce kurduk. Önce lokal bir DMC olarak başladık ve burada kendi çapımızda bir başarı elde ettik. Ancak hayallerimiz daha büyüktü. Bu konuda ilk adımımız Dubai’de Bedsopia’yı kurmak oldu. Prime Travel ve Bedsopia Global çalışan iki şirket oldu. Daha sonra işin B2C kısmı için de Amerika’da Goodotel adı altında bir ‘online travel agency’ kurduk. Metasearch’lerden trafik alıyor ve son kullanıcıya daha çok Amerika ve Latin Amerika ülkelerini satıyoruz. Bu üç yapıyı, çoğunluğu Türkiye’de olmak üzere, Dubai, İspanya, Amerika, Arjantin, Yeni Zelanda, Hindistan ve Tayland’daki personelimizle yönetiyoruz.
Küresel ilk adımınızı Dubai’de atmanızın, Bedsopia’yı orada kurmanızın nedeni nedir?
Aslında bu teknolojik altyapıyla ilgili bir seçimdi. Bazı modüller ve yazılımlar sadece Dubai’de çalışabiliyor. Aynı şekilde yalnızca Amerika’da çalışabilen sistemler de var. Bu nedenle bir ayağımızın da orada olması gerekliydi. İki yıl önce sadece Avrupa’da çalışan sistemler için Avrupa’da da bir şirket kurma kararı aldık. Şimdi onunla ilgili gerekli altyapıyı hazırlıyor ve sistemimizi kuruyoruz.
Yakın ve uzak vadede planlarınız nelerdir?
Yakın vadede ilk planımız Avrupa’daki şirket projemizi tamamlamak. Orada sistemi tamamen kendimiz geliştireceğiz. Avrupa’daki sistemi kurup, geliştirip ve iyi bir noktaya getirmek şu an şirketimizin öncelikli hedefi.
Uzun vadede hedefimiz ise B2C’de dünya sıralamasında olmak.
Seyahat işi teknolojinin gelişimiyle birlikte bambaşka bir şekle büründü değil mi?
Tabi. Tüm sektörlerde olduğu gibi turizm de değişiyor. Bizim 10 sene önce yaptığımız turizmle şimdi yaptığımız arasında neredeyse hiçbir benzerlik yok. Bugün B2C yaptığımızda dahi müşteriyi hiç görmüyoruz. Teknoloji altyapısıyla, biz o müşteriye her türlü imkanı bir saniyeden kısa bir sürede sunabiliyoruz. Yalnız kredi kartına bağlı satın alma yapmak zorunda da değil. Çok sayıda yöntemle ödemesini sağlayabiliyoruz.
Bugün önemli olan ne kadar çok dataya sahip olduğunuz, sistemlerinizin hızı. Topladığınız datayı da iyi analiz edebiliyor ve bunun üzerine inşa edebiliyorsanız başarılı sonuçlara ulaşıyorsunuz.
Bugün özellikle de teknoloji tabanlı bir iş yapıyorsanız; teknolojinin en iyi, en hızlı nerede ve nasıl geliştiğini yakından takip etmek gerekiyor.
Tüm markalarınızla çok sayıda uluslararası fuara katılıyorsunuz. Yalnız turizm değil teknoloji fuarlarına da. Bunun sebebi de gelişmeleri yakından takip etme isteğiniz mi?
Aslında ITB Berlin, World Travel Market Londra, Fitur Madrid gibi klasik fuarların hepsine katılıyoruz. Bu sene İngiltere’de TravelTech Show vardı haziran sonunda ona katıldık. Dağıtım, ödeme sistemleri ya da iletişim için katıldığımız uluslararası event’lar var ve onlara katılıyoruz. Eskiden pazarlarımız onlar olduğu için sadece Londra ve Berlin fuarlarına katılırdık. Şimdi tüm pazarlar bizi ilgilendirdiği için Seattle’da, Las Vegas’ta, Meksika’da, Brezilya’da, Singapur’da, Rusya’da, Azerbaycan’da İstanbul’da, İspanya, İtalya, Dubai, İstanbul ve Antalya’da; bizi ilgilendiren, potansiyel gördüğümüz turizmde teknoloji konusunda ya da turizm ağımızı geliştirebileceğimiz tüm fuarlara katılıyoruz.
Bu şirketi kurduğumuz günden bugüne, turizmde teknolojinin gelişimiyle ilgili çok sayıda toplantı, kongre ve seminerlere de katıldık, katılmaya devam ediyoruz. Global otel zincirlerinin bir araya gelerek oluşturdukları derneklere üyeyiz. Belki ismi ülkemizde çok duyulmamış ama dünyada çok meşhur olan iyi teknoloji firmalarının sahipleriyle, çalışanlarıyla bir araya geliyoruz. İşimizin farklı detaylarını ve her bir detayın güncel teknolojisini bu bağlantılarla, öğreniyor ya da geliştiriyoruz. Yenilikleri anında öğreniyoruz ve bundan çok keyif alıyoruz. Bu şirket bizim için bu anlamda da çok değerli. Profesyonel hayatımızda belki de en çok bu şirkette öğrendik. Her geçen gün öğrenmeye de devam ediyoruz.
Güncellenmiş bilgilerinize dayanarak, dünyada turizmin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Turizm ne yöne evriliyor, neler değişecek?
Teknoloji açısından bakacak olursak; bir süre önce turizm sektörüne nasıl katılır diye düşündüğümüz AI, VR, ChatGPT gibi teknolojilerin hepsi sektöre entegre olmaya başladılar. Ancak bu korkulduğu gibi turizmi bitirecek bir gelişme değil. Aksine son kullanıcı evinde otururken tatilini tüm detayları ile tecrübe edeceğini ve daha sonra oraya seyahat edeceğini düşünüyoruz. Çünkü koklamak isteyecek, tat almak isteyecek. Teknoloji ona daha kısa sürede, daha çok seçenek arasından seçim yapma şansı verecek. Ödemesini daha kolay yapacak. Daha ileri seviyede tatilini kişiselleştirebilecek. Aradığını daha kısa ve basit yöntemler ile bulabilecek. Turizm teknolojisi ile ilgili katıldığımız workshop’larda daha çok kişiselleştirme, yeni ödeme sistemleri, dağıtım teknolojileri, yeni çözümler gibi konuları tartışıyoruz.
Bir kişinin seyahat etmeye karar verdiği andan itibaren bir data trafiği başlıyor. Nasıl karar veriyor? Ne kadar süre sonra harekete geçiyor? Hangi destinasyonlara bakıyor? Hangi ödeme yöntemini kullanıyor? Bunun gibi çok sayıda data toplanıyor. Turizm teknolojisi konuşulurken; ‘bu data ile en kısa sürede, en basit yoldan, en yakın sonuca nasıl ulaşılır ve rezervasyon tamamlanır’ konusu tartışılıyor. Ama bununla bitmiyor. Arka planda bir operasyonel süreç başlıyor. Booking oluştuktan sonra gerekli yerlere, sistemlerin hangi ülkede veya hangi kurda olursa olsun ödemeleri bir saniye gibi bir sürede otomatik yapılabiliyor olması gerekiyor. Bunu yaptıktan sonra ilgili yerlerden faturaların toplanması ve bunu ilgili resmi makamlara otomatik bildirebilmesi sağlanmaya çalışılıyor. Tatilden sonra bu tecrübelerin toplanması, işlenmesi ve bir sonraki seyahat edecek kişilere ışık tutacak veri kaynağı haline dönüştürülmesi ile süreç tamamlanmış oluyor.
Prime Travel deyince akla gülümseyen personeli geliyor. Bunun sırrı nedir?
Bunun sırrı samimiyet diye düşünüyorum. Bizde klasikleşmiş, kıyafet ve/veya davranışsal kurallar yok. Hiyerarşiyi sevmiyoruz. Herkes özgürce konuşup, fikirlerini dile getirebiliyor. Motivasyona çok önem veriyoruz. Hepimiz ekip olarak, beraber başardığımızın farkındayız. Bu işi hep birlikte geliştiriyoruz. Ekiplerimize güveniyoruz. Her cuma öğleden sonra ofiste beraber eğleniyoruz. Bunun bölgede ilk uygulayıcısı olduk ve bir gelenek olarak yayıldığını görmek bizi memnun ediyor. Çok çalışmamız gerekiyor, ancak eğlenmeyi unutmadan.
Bu keyifli röportaj için çok teşekkür ediyorum.
Biz teşekkür ederiz.