FTI’ın üst yönetim kadrosuna geçtiğimiz yıl katılan Tur Operasyonu İcra Kurulu Başkanı Casper Urhammer, şirketin yönetimden varış noktalarındaki ortaklarına kadar kendini güncellediği bir dönemde olduklarını ve büyümek için attıkları adımları anlattı.
FTI’a yeni katıldınız değil mi? Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Evet Ben FTI’a dışarıdan katıldım. Son 10 yıldır turizm sektöründeyim. Danimarka kökenliyim. Uzun yıllar boyunca dünyanın dört bir yanında yaşadım. Barselona’da, Los Angeles’ta, San Diego’da, Londra’da, Sidney’de, Cenevre’de, Zürih’te yaşadım. Yıllar boyunca çok yer değiştirdim ve bir girişimci olarak çeşitli iş girişimlerinin bir parçası oldum. Ancak son 10 yıldır kendimi turizm sektörüne adadım. İki uzman operatörle ve hem çevrimiçi hem de perakende dağıtım şirketleriyle çalıştım. Geçen yıl Mart ayında FTI’a katıldım ve FTI Tur Operatörü CEO’su görevini devraldım.
FTI’ı uzun yıllardır tanıyor ve takip ediyorum. Şimdi FTI’ın bir yenilenme sürecinde olduğunu görüyorum. Yönetimde ve işleyiş de değişiklikler mi oluyor?
Grubumuzun DNA’sı aynı kaldı, ancak operasyon şeklimiz, inovatif yöntemlerimiz değişti diyebiliriz. Yeni bir çağdayız ve yeniliklere uyum sağlamamız gerekiyor. Bu yüzden gelecekte nasıl hareket etmek istediğimize ilişkin, bizi daha ileriye götürecek bir plan yaptık.
Geçen yıl ilk hedefinizin pax sayısından bağımsız olarak, gerekirse daha az pax yaparak daha fazla kazanmak olduğunu söylemiştiniz. O zaman oyunun galibi siz olacaktınız. Bunun için gerekli yapıyı oluşturuyor musunuz?
Pazar payımız ve kârlılığımız için aynı anda mücadele edeceğiz. Riviera ve Ege bölgesi için de çok iddialıyız. Aslında genel olarak inanılmaz iddialıyız.
FTI üst düzey yönetici ekibinin hem branşlaştığını hem de gençleştiğini görüyoruz. Bunun belirli bir nedeni var mı?
Tabii ki FTI Group CEO’muz Karl Markgraf en tepedeki kişi. Benim departmanımda en tepede bir kişi varken, şimdi en tepede birkaç kişi olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden daha fazla odaklanıyoruz. Yönetim ekibimiz de deneyimli ve uzman yöneticiler olarak yenilikçi bir zihniyete sahip.
Bu yeniliklerle birlikte Türkiye için planlarınız nelerdir?
Aslında daha önce ne yaptıysak onu yapacağız. Şu bir gerçek ki Türkiye pazarında çok güçlü bir konumumuz var. Bunu bırakmak gibi bir niyetimiz yok. Bunu nasıl yapabileceğimiz konusunda çeşitli fikirlerimiz ve gelecek için yapmamız gereken çalışmalar var. Bu işlerin büyük çoğunluğu FTI Group’un üç ayağı olan Tur Operatörlüğü, DMC ve otelcilik alanlarında. Pazar payımızı büyütmek ve ortaklarımız için daha iyi bir iş ortağı olmak istiyoruz. Ayrıca fiyatlandırmamızı, hizmetimizi, sözleşmelerimizi ve dağıtımımızı optimize etmek istiyoruz. Özetle: ilgili her şeyde yenileniyoruz.
Bunu nasıl yapacağınıza dair spesifik hamleler belirlediniz mi? Bize sırrınızı verebilir misiniz?
Her şeyden önce, hem destinasyonda birlikte çalıştığımız oteller hem de dağıtım ağımızın üyeleri için daha iyi bir ortak olmak istiyoruz Buradaki anahtar, teknolojik yenilikte, ortaklarımızla daha iyi çalışmak için gelişmiş sistemler ve hizmet seviyeleri oluşturmakta yatıyor. Hizmet, iş ortakları için olduğu kadar son müşteriye dağıtım için de çok önemli bir unsurdur. Şirket içi süreçleri azaltarak çok daha verimli hale gelmek istiyoruz.
İkinci olarak, sözleşme süreçlerini iyileştirmek istiyoruz. Fiyatlandırma bizim için önemli bir konu ve burada bütüncül bir yaklaşım izliyoruz.Türkiye’de iyi fiyatlandırma yaptığımızı söylemekten mutluluk duyuyorum, ancak iyileştirme için her zaman alan vardır.
Rusya pazarındaki değişimler sebebiyle şu anda herkes daha fazla Alman pazarına odaklanmış gibi görünüyor. Rusya pazarındaki değişimi nasıl görüyorsunuz? O pazardan boşalan odalar ile ilgili bir hamle yapacak mısınz?
Bunun nasıl devam edeceği otelcilere bağlı. Çünkü Türkiye’deki enflasyonla birlikte, bu seyahatimde öğrendiğim üzere bu zorunlu değil. Otelciler için tüm odaları doldurmak cazip değil. Çünkü oteldeki insanlara verile hizmetin değişken maliyeti, odaları doldurmanın faydasından daha ağır basabilir. Bu nedenle yine ortaklarımızla birlikte çalışacağız. Doğru dengeyi bulacağımızdan eminim.
Şirketinizden bağımsız olarak, profesyonel bakış açınızla Dünya’da turizmin gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Elbette. Birkaç yıl seyahat edemedikten sonra seyahate talebin arttığını söyleyebilirim. Ancak kapasitelerin azaldığı, fiyatların arttığı ve bunun zorluk yarattığı da bir gerçek. Bu bir mücadele. Almanya gibi bazı pazarlar resesyondan etkilendi. Belki de ortalama gelirli bir aile bu yıl iki yerine sadece bir tatili karşılayabilecek.
Dolayısıyla bu durum şu anda küresel seyahat pazarını kesinlikle etkiliyor. Aynı zamanda, diğer kaynak pazarlar durgunluktan veya enflasyondan aynı ölçüde etkilenmiyor. Bu nedenle genel olarak turizmin şu anda çok güçlü olduğunu görüyoruz.
Birkaç yıl önce insanlar turizmin asla toparlanamayacağını ve asla eskisi gibi olmayacağını söylüyordu. Sanırım artık herkes bu görüşünü değiştirdi. Çünkü herkes seyahat etmek istiyor. Ben şahsen seyahat etmek istiyorum ve eminim siz ve diğer herkes de istiyordur. Dolayısıyla turizm çok parçalı bir sektör ve kontrol edilmesi oldukça zor bir sektör ama sadece tek bir yöne doğru gidiyor. Sonuç olarak, sektöre ve uzun vadeli geleceğine yürekten inanıyoruz.
Türkiye’nin küresel anlamda ürün karakterini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunu hem bu pazarı yöneten biri hem de dışarıdan yabancı bir gezgin gözüyle değerlendirir misiniz?
Türkiye hem bir tur operatörü CEO’su hem de yabancı bir gezgin olarak çok cazip bir destinasyon. FTI bağlamında Türkiye en önemli pazarlarımızdan biri ve burada güçlü kalmayı amaçlıyoruz. Dolayısıyla taahhüdümüz çok açık: Çok güçlü bir ticaretimiz var ve birlikte iyi çalışıyoruz. Türkiye ile zaten mükemmel olan ilişkilerimizde daha da büyük başarılara imza atabilmemiz için gerekli zemin zaten hazırlanmış durumda.
Bu keyifli sohbet için çok teşekkür ediyorum.
Asıl ben beni dinlemeye zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.