“BU TESİS İMZA OTELİM”
Signature Cave Premium Suites’in Kapadokya’daki turizm sahnesinde önemli bir yere sahip olduğunu belirten Cengiz Deveci, otelin kendisi için özel bir anlam taşıdığını vurguladı:
Signature Cave Premium Suites, yalnızca Kapadokya’nın değil, Türkiye’nin turizm sahnesindeki en özel işletmelerinden biri olarak benim için ayrı bir önem taşıyor. Yapım sürecinin her aşamasında birebir ilgilendiğim ve “imza otelim” olarak adlandırdığım bu tesis, 27 mağara odası, odasından şarap akan havuzları, geleneksel hamamları ve tarihi dokusuyla misafirlerimize eşsiz bir konaklama deneyimi sunuyor.
Deveci, Kapadokya’daki yatırımlarının yanı sıra, Kuşadası ve Pamukkale’deki tesisleriyle de markalarını büyüterek uluslararası bir seviyeye taşımayı hedeflediklerini belirtti.
Pamukkale’deki yeni otelimiz Ramada Resort by Wyndham Pamukkale, bölgenin termal ve sağlık turizmi potansiyelini en iyi şekilde yansıtarak, ulusal ve uluslararası misafirlerimize üst düzey bir konaklama deneyimi sunuyor.
Globalleşme hedefimiz doğrultusunda, Kapadokya’dan başlayarak Türkiye’nin farklı bölgelerindeki tesislerimizle uluslararası bir marka haline gelmeyi amaçlıyoruz. Misafirlerimize her lokasyonda benzersiz deneyimler sunarken, Türk turizminin dünya çapında tanınırlığını artırmayı hedefliyoruz.
Kapadokya’da işletme açmanın diğer turizm destinasyonlarına göre hem avantajlı hem de zorluklarla dolu olduğunu belirten Deveci, bölgenin turizm açısından sunduğu fırsatları şöyle değerlendirdi:
Kapadokya’da bir işletme açmak, diğer destinasyonlara göre hem avantajlar hem de zorluklar sunmaktadır. Avantaj olarak, bölgenin yılın her döneminde turist ağırlama potansiyeli, eşsiz tarihi dokusu ve coğrafi yapısı dikkat çekmektedir. Bu özellikler, konsept geliştirme ve benzersiz deneyimler sunma açısından büyük fırsatlar yaratmaktadır.
Bununla birlikte, Kapadokya’nın korunması gereken doğal ve tarihi yapısı nedeniyle işletme açma süreçleri daha fazla özen ve zaman gerektirmektedir. İnşaat, restorasyon ve lojistik konularında bazı zorluklar yaşansa da, bölgenin sunduğu turizm potansiyeli bu dezavantajları avantaja dönüştürebilecek kadar büyüktür.
Kapadokya’nın turizmde farklı bir kimliğe sahip olduğunu vurgulayan Deveci, otantik ve kaliteli hizmet sunmanın, bölgeyi rakip destinasyonlardan ayıran en önemli faktörlerden biri olduğunu belirtti.
“2025 YILINDA STABİL BİR DÖNEM BEKLİYORUZ”
2025 yılına ilişkin öngörülerini paylaşan Cengiz Deveci, Türkiye’nin döviz kuru nedeniyle pahalı bir destinasyon haline geldiğini ve bunun turist talebini etkileyebileceğini ifade etti:
2025 yılı için genel olarak stabil bir dönem öngörüyoruz. Türkiye, özellikle döviz kuru açısından birçok ülkeye kıyasla pahalı bir destinasyon haline geldiğinden, bu durum turist ilgisinde belirgin bir azalmaya yol açmıştır. Ayrıca, uçak sayısındaki artışa rağmen, bu artışın rakamlara yeterince yansımamış olması, mevcut durumu en iyi şekilde yansıtmaktadır.
Önümüzdeki dönemde, Dolar/TL’nin olması gereken yere gelmesi ve enflasyon oranlarının düşmesiyle birlikte bir artış beklemekteyiz. Ancak satışların ikinci döneme girmesiyle birlikte, 2025 yılının sürekli bir artışla devam etmeyeceği kanaatindeyiz. Örneğin, Çin pazarında 2019 yılına kıyasla çok daha fazla uçak seferi olmasına rağmen, Çinli yolcu sayısında gözle görülür bir düşüş yaşanmaktadır. Latin Amerika pazarında da benzer bir durum söz konusu; uçak sayısı fazla olmasına rağmen uçaklar tamamen dolu olsa da, yolcuların daha fazla aktarmalı uçuş ile diğer destinasyonları tercih ettiği gözlemlenmektedir. Bu nedenlerle, 2025 yılının artarak değil, stabil bir seyir izleyeceğini öngörmekteyiz.
“KAPADOKYA GELECEKTE LOKOMOTİF DESTİNASYONLARDAN BİRİ OLACAK”
Kapadokya’nın, Türk turizmi için çok önemli bir destinasyon olduğunu vurgulayan Deveci, bölgenin turizmdeki konumunu şu sözlerle değerlendirdi:
Kapadokya, Türk turizminin en önemli destinasyonlarından biri olarak tarihi ve doğal güzellikleriyle her yıl milyonlarca turisti ağırlamaktadır. Yılın 365 günü boyunca turizme açık olan bölge, sahip olduğu UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki peri bacaları, yeraltı şehirleri, vadi yürüyüşleri ve tarihi kiliseleri ile yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.
Bölgenin eşsiz coğrafyası, balon turları ve bölgeye özgü gastronomi kültürü gibi unsurlar Kapadokya’yı hem kültür turizmi hem de doğa turizmi açısından dünyada benzersiz bir noktaya taşımaktadır.
Son yıllarda sürdürülebilir turizm çalışmaları ve uluslararası tanıtım faaliyetlerinin bölgenin bilinirliğini artırdığına dikkat çeken Deveci, Kapadokya’nın gelecekte de Türk turizminin lokomotif destinasyonlarından biri olacağını belirtti.
