We-Flytour-GM-Banner-Animation
We-Flytour-GM-Banner-Animation
Anasayfa Turizm Röportajları Carlos Muñoz: Sürdürülebilirlik bir tercih değil

Carlos Muñoz: Sürdürülebilirlik bir tercih değil

GM Haber Merkezi

Amsterdam’da gerçekleştirilen MarketHub Europe etkinliği sırasında görüştüğümüz Hotelbeds CCO’su Carlos Muñoz, seyahat endüstrisindeki yeni trendler, firmalarının gelecek vizyonu ve Türkiye ile ilişkileri hakkında önemli bilgiler verdi.

Hotelbeds’i diğer yatak bankalarından ayıran özellikler nelerdir?
Sektördeki ilk bankalardan biriyiz. Bugün diğer bankalarla aramızdaki temel fark, öncelikle teknolojiye güçlü bir şekilde odaklanmış olmamızdır. Yatırım yaptığımız yer tam da burası. COVID öncesine kıyasla bugün teknolojiye yatırımımızı geliştirdik ve amacımız müşterilerimize daha iyi hizmet, daha fazla ürün ve işlevsellik sunmak. Teknoloji yatırımımız unsurlardan biri. Diğeri ise küresel bir şirket oluşumuz diye düşünüyorum. Bence bu çok önemli. Ürünlerimizin çoğu doğrudan sözleşmeye bağlı. Oteller ve müşterilerimizle anlaşmalarımızın yüzde 90’ından fazlası doğrudan sözleşmeli. Bu da daha iyi ürün ve daha iyi hizmet sunmamızı sağlıyor. Çünkü güçlü bir veri bağlantısına sahibiz. İşe yarıyor mu? Evet, işe yarıyor. İşte bu iki temel unsur, müşterilerimiz ve otel ortaklarımızla olan ilişkilerimiz ve ayrıca güçlü bir şekilde teknoloji ve veriye odaklanmış olmamız bizi diğerlerinden ayırıyor.

Pandeminin ardından en önemli problemimiz insan kaynağı. Seyahat endüstrisinin insan kaynağı sorunuyla ile ilgili olarak neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Sanırım bizim hedeflerimiz oldukça açık. Daha iyi hizmet ve ürünler sunmak için teknolojiye yatırım yapmak istiyoruz ve aynı zamanda personel sayımızı da artırmak istiyoruz. O zaman asıl zorluk yetenekleri çekebilmek. Sadece oteller için değil, tüm sektörümüz için de. Hepimiz, yani sektördeki tüm paydaşlar, sektörümüzü insanlar için, gelecekteki çalışanlar için; çekici ve cazip hale getirmek üzere çalışmalıyız. Daha esnek olmalı ve kariyer fırsatları sunabilmeliyiz. Ve tabii ki, bugün diğer sektörlerle rekabet edebilecek bir ücretlendirme sağlamak için de çalışmalıyız. Ana unsurlar bunlar diye düşünüyorum.

Sadece seyahat endüstrisi için değil, dünya için de sürdürülebilirlik bir hedef. Sürdürülebilirlik konusunda sizin düşünceniz nedir?
Bence sürdürülebilirlik bir tercih değil, bir yükümlülük. Şu anda dünyanın rotası bu yönde. Seyahatin pek çok iyi yanı var ama aynı zamanda çevremizde ve yerel topluluklarda tahribata yol açabildiğini de biliyoruz. Eğer doğru biçimde yönetilmezse, turistlerin ve seyahatin olumsuz etkiler yarattığı pek çok örnek gördük. Kirlilik, ulaşım, vs. Ya da yerel toplulukların özünü kaybetmesi gibi. Sektörümüzün küreselleşme için itici bir güç haline geldiğimizi unutmamalıyız. Bu konular seyahat endüstrisinin çalışması ve kararlı olması gereken faktörler. Örneğin net sıfır karbon etkisi sağlamak, ayak izi bırakmamak gibi. Bence bu, sektörümüzdeki her oyuncu için bir hedef olmalı. Hotelbeds bazında biz bu konuda son derece kararlıyız. Ayrıca sadece karbon ayak izi üzerindeki net etki değil, aynı zamanda yerel topluluklara, yerel kimliklere ve farklılaşmaya destek vermek de çok önemli.

Ülkelerin iç pazarları da büyüyor bu sizin için avantaj mı dezavantaj mı?
Yurtiçi pazarların gelişmesi, COVID sırasında ortaya çıktı. Çünkü birçok ülkede başka alternatif yoktu. Dolayısıyla müşteriler, son tüketiciler buna alıştılar. Şimdi sınırlar tekrar açıldığında ortaya çıkan fırsattan da faydalanıyorlar ve uluslararası seyahatler çok güçlü bir şekilde geri dönüyor. Ama yurt içi pazarlar da etkisini sürdürmeye devam edecek. Sektördeki müşterilerimiz yerel ya da uluslararası ölçekte deneyim edinmek istiyorlarsa onları her iki segmentte de destekliyoruz. Örneğin, yurt içi için, ürün çeşitliliğine sahip olduğumuzdan emin olmalıyız? Çünkü gezginler Türkiye veya İtalya örneğinde olduğu gibi yalnızca geleneksel en iyi yerlere değil, daha az bilinir destinasyonlara da gidiyorlar. Dolayısıyla iç pazarda da eksiksiz bir ürün seti sunmanız gerekiyor. COVID döneminde bunu yaptık ve geliştirmeye devam ediyoruz.

Türkiye hedeflerinizi öğrenebilir miyiz?
Türkiye’nin birkaç ana pazarı var. Şimdi tipik olarak Avrupa pazarlarında, özellikle de güneş ve iş destinasyonlarında, uyguladığımız iş modelinin iyi yanı 140’tan fazla kaynak pazarla çalışıyor olmamız. Tüm bu pazarlarda Türkiye’yi vitrine koyuyoruz. Bir destinasyon olarak Türkiye’ye getirdiğimiz müşterilerin çeşitliliği oldukça fazla. Avustralya’dan, ABD’den, Yeni Zelanda’dan, Arjantin’den müşterilerimiz var. Ve elbette İngiltere, Almanya gibi geleneksel Avrupa pazarları ve diğerleri de var. Müşteri tabanını çeşitlendiriyoruz. Aynı zamanda Türkiye’deki endüstrinin gelişmesine yardımcı oluyoruz diye düşünüyorum. Geleneksel pazarların dışından gelen müşterilerin ihtiyaçları farklı. Yani bunlar farklı tipte müşteriler, sadece güneş ve kum aramıyorlar. Gittikleri yerlerde yerel dokuyu da hissetmek, oranın kültürünü de yaşamak istiyorlar. Hotelbeds olarak Türkiye’yi biraz daha sofistike olan bu farklı müşteri türleriyle de buluşturuyoruz.

Türkiye’de oyunu diğer otel bankalarından farklı oynuyorsunuz diyebilir miyiz? Hem geleneksel hem de yeni nesil bir tur operatörü gibi çalışıyorsunuz, değil mi?
Olan şey şu ki, birçok müşteri türü olduğunun farkındayız ve bu çeşitli müşteriler Türkiye’ye gidiyorlar. Operatörler aracılığıyla gidiyor olabilirler. Biz bu müşterileri getiriyoruz, bir OTA aracılığıyla veya bir havayolu aracılığıyla geliyor olabilirler. Diyelim ki biz bir paket tatil için konaklama sağlayıcısının tek tedarikçisiyiz. Şimdi bir kredi kartınız var ve puanlarınızı otellerde ya da destinasyondaki aktivitelerde değil seyahatlerde de kullanabiliyorsunuz. Yani Hotelbeds olarak son tüketicinin kullanabileceği pek çok şekil ve biçim sunuyoruz. Müşteriler bir seyahat satın alıyor ve o seyahat deneyimini yaşamak istiyorlar. Biz de bunların hepsi için bir kapı, bir geçit sağlıyoruz. Yani kendimizi sadece tek bir kalıp içinde görmüyoruz.
Örneğin; geleneksel bir tur operatörüne teklif verirken, geleneksel piyasadaki daha statik oranlardaki fiyatlara ihtiyaç duyarız. FIT tarifelerine mesela. Çünkü iki operatör de paket oluşturuyorlarsa bu tanımlamaya ihtiyaç doğmaktadır. Daha sonra dinamik ortama geçtiğinizde, buradaki tur operatörleri ve seyahat acenteleriyle yaptığımız sözleşmelerde dinamik oranlar kullanıyoruz. Müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak ve Türkiye’nin haritada yer almasını ve büyümeye devam etmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapıyoruz.

Bu güzel sohbet için çok teşekkür ediyorum.

Benim için de çok keyifliydi. Ben teşekkür ederim.

Yorum Yaz

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.