GM DERGİ- ÖZEL HABER
Alaaddin Gürses- Duayen Turizmci
Bu sezon zorluluklarla karşılaştık, bu da tezcanlılığımızın etkisi var mı?
Elbette ki var. Çünkü biz turistte “her şey dahil” ve “son dakika” destinasyonu algısı yaratmış bir ülkeyiz. Turist bu algı ile ülkemize geliyor, ama turistlerin zihinlerinde vazgeçilmez bir ülke imajımız yok. Ülkemize gelen misafir olumsuzluklardan kolay etkilenip, bizim ülkemizden çok kolay vazgeçebiliyor.
Biz daha güvenilir, daha zor vazgeçilmeyen, bu ürünlerimizi iyi bir ürün gamı politikası içerisinde yerini sabitleyebilirsek, Antalya’ya hiç yakın olmayan nedenlerden dolayı turistlerin gelmemesini ivedi önlemiş oluruz. Türk turizmi hala bir çekmecenin içinde duruyor. Bu çekmecenin içinden güzelliklerimizi ortaya çıkartmalıyız, ama doğru ve iyi tanıtımla beraber.
Ana pazarlarımıza üçüncü bir ülke eklememiz gerekse bu hangi ülke olmalı?
Bu pazar bence her yıl büyüyerek gelişen iç pazar olmalı. İç pazar daha da büyüyebilecek bir potansiyele sahip. Tatil kavramı ile büyüyen dinamik ve çok genç bir neslimiz var. Bu gençlerimizde Türkiye’de ağır şartlarda ve yoğun çalışıyorlar. Biz de Orta Avrupa gibi uzun tatiller yok. İki haftalık yıllık tatillerimizin en az 7 gününde profesyonel bir tatile ihtiyaç duyuyoruz. Herkes kendi bütçesine uygun otellerde konaklarsa eğer ortaya iç turizm için çok dengeli ve ivedi bir tablo çıkacaktır. Bir diğer konu ise; bu kitlenin Temmuz ya da Ağustos ayları dışında tatile gitmesini sağlarsak iç pazarımızı istediğimiz konuma taşıyabiliriz.
Erken rezervasyona alışan Türk tatilcisi diğer aylarda da tatil yapmaya alışacaktır. İç pazarda bu konuda da çok yol kat etmeliyiz. İç turizmde de yatırımcılar artık çok kalabalık yerlere değil de, daha tenha ve doğayla iç içe olan yerlere yönelip buralara yatırım yapmalılar. Böylelikle genç nesillere de doğa sevgisini aşılayan bir sürdürülebilir turizm ortaya koymuş oluruz.