Bundan yedi yıl önce personel sıkıntısını ilk defa gündeme getirmiştim. Personelin liyakati için yapılması gereken yatırımların, eğitim, sosyal haklar ve kariyer planlaması konusunda önemle üzerinde durulması gerektiğini, aksi taktirde gelecek yıllarda en büyük sıkıntının personel bulmak olacağını yazmıştım. Gelinen nokta üzülerek benim ve benim gibi düşünenlerin haklılığını ortaya koydu. 06.07.2020 tarihli “VAR’MIŞ!!!” adlı yazımın, “Turizmciler orta sınıfın aristokratlarıdır…” ile başlayan bölümünden bir pasajla devam edelim.
“Bırak, seni bardak, tepsi, paspas, bilgisayar klavyesi, yabancı dil, dans figürü, deterjan, gübre olarak görenler düşünsün. Bu günler geçecek, elbet milyonlarca turist yeniden gelecek. Devran dönecek. Herkes bir gün aristokratlara tekrar ihtiyaç duyacak.” Ve öyle oldu. Sezonun ani açılışı ile yeniden yüzbinlerce çalışana ihtiyaç duyuldu.
Sonuç; hüsran…
Kimi memleketine dönmüş, kimi başka sektörlerde iş bulmuş. Bulabildiklerimiz ise bana paradan bahset diyor. Günlük ekstra yevmiye ile çalışmak daha çok işlerine geliyor. Ayda on beş gün çalışıp aynı parayı kazanabilecekken, neden 30 gün çalışsın ki?
Gel kardeşim sigortalı çalış desen, kaç ay çalışacağım diye bir soru! Sezon belki Ekim, belki Kasım ortasında bitecek. Yani en fazla üç ya da dört ay hiçbir işine yaramıyor. Ne işsizlik parası alabilir, ne de KÇÖ yeniden başlasa ondan faydalanabilir. Turizm için kaybettiği mevcut işi de çabası.
Sektörün tamamı aynı durumda değil tabii ki. Bazı İşletmeler bunun farkında olarak yıllar öncesinden başlayan çalışmalar ile personellerinin sadakatini kazandılar. Ne pandemi dinlediler, ne kriz.
Sürecin gidişini iyi etüt ederek önlemlerini aldılar. Personellerini gerçek bir iç misafir gibi görerek, hem sosyal hakları, hem ücretleri, hem de kariyer planlamaları ile ellerinde tutmayı başardılar. Her biri deve dişi gibi o işletmelerin bir parçası haline geldi. Haydi, şimdi koparın bakalım o göz boyayan yalancı yüksek ücretlerle. Artık personel böyle sezonluk numaraları yemiyor arkadaşlar.
2000’li yılların başında hayatımıza giren kalite sistemlerinde hedeflediğimiz kriterlerden biri de yıllık personel sirkülasyonu idi. Totalde 5% değişim limit değerdi. Hatta bunun altını hedefler, aylık bazda takip eder, nedenlerini titizlikle araştırır, toplantılarda saatlerce konuşur, anketleri kılı kırk yararak inceler, satır aralarını okumaya çalışır, önlemler alırdık.
Sonraki yıllarda ipin ucunun kaçmaya başladığını görüp, personel beklentilerinin farklılaştığını kavrayarak, kuşak eğitimleri almaya, yeni jenerasyonun beklentilerini anlamaya çalıştık. Bunun neticesinde kendini güncelleyen işletmeler istikrarı yakalarken, personeli para ile kandırabileceğini sanan klasik işletmelerde sirkülasyon 65%’lerin üzerine çıktı.
Geçmişte yayınlanan bir yazımda, “Personel daha fazla para ile süper insan olmaz.” demiştim. Onlar ilgiyle, planlamayla, görüşlerine değer verilmesiyle, neden sonuç ilişkilerinin anlatılmasıyla, eğitimden eşit pay alabilirlerse süper insan olurlar. Belki farkında değilsiniz, ama onlar zaten birer potansiyel süper insan. Eğer işletmenizde bu süper insanlar yoksa taşa tuğlaya yaptığınız yatırımlar sadece güzel fotoğraflar verir. O fotoğraflar içinde yaşayan ve yaşatan süper insanlar olmazsa sararıp solmaya mahkûmdur.
142
2 yorumlar
Kesinlikle haklı bir noktaya değinmişsiniz maalesef ki hala bir çok işletme sadede 3-5 kuruş zam yaparak personel bulacağını sanıyor ama 7 yıllık turizm hayatımda eski kaliteli personel kalmadı ve kalan kaliteli personel geçrke değerini bilen işletmeye kayıyor yada sektörü bırakmaya çalışıyor keşke üst yönetim gerçek önlem alabilse…
Antalya genelinde Mart 2021 bakanlık verilerine gore 1136 adet gerek kültür bakanlığı, gerekse belediye onaylı turizm tesisi mevcut. Ülke genelinde tesis sayısı bakımından İstanbul’dan sonra 2. Sırada. Ortalama tesis başına çalışan personel sayısını 70 alacak olursak, 79.520 kişi yapar. Gecindirmekle yükümlü oldukları kişi sayısı ortalamasını 3 olarak alırsak, 238.560 kişi yapar. Mart 2021 tahmini Antalya nüfusu 2.520.000 öngörüldü. Buda nüfusun yaklaşık %9.5’na tekabül eder. Bu direk etkilenen sayı. Peki gelelim başta ev sahipleri ( bu çalışanlar büyük oranda kiracidirlar ve Antalya’da ki kira fiyatlarını herkes bilir. ) ve esnaf ve bankalar ve devlet.
Bu bilgilerden sonra otel sahipleri dikkatli olsun. Çok değil 1-2 yıl içerisinde askeri ücret ve yakını maaş verenmeye devam ederlerse çalıştıracak kalifiye personel bulamayacaklar. Bir sonraki yıl yeni otel yatırımı yapmayı dusuneceklerine, hali hazırda çalışan personelin rahat geçinebilir şartlarda maaşlar almalarını sağlasinlar. Böylece yetişmiş kalifiye personel aramak zorunda kalmazlar. ” Herkes para için çalışıyor sonuçta “.
Saygılarımla.