IC Green Palace İnsan Kaynakları Müdürü Funda Çelik; “Marka insanların aklındaki imajınızdır” diyerek markalaşma sürecinde insan kaynağının önemini vurguladı. Bunun yanı sıra dijitalleşen İK’dan ve İK yöneticisi olarak Türk turizm için hayallerini bizimle paylaştı.
İnsan Kaynağının, markalaşmadaki önemi ve bu konudaki görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Marka, insanların aklındaki imajınızdır. İyi bir ürün / hizmet yarat, bunu tanıt (reklam bilgilendirme, promosyon vb.) ve kalitenden ödün verme (bu hem malzeme hem de karakter için geçerli). Şimdi bu iyi bir ürün yaratmak ya da iyi hizmet vermek tabi ki insanla ilişkili. En alt kademeden en üst kademeye kadar çalışanların firmaya/ ürüne inancı olmalı, onun bir parçası olmalılar, dışarıdan insanlar o firmada çalışmak istemeli. İşte bunu yarattığınızda marka oluyorsunuz. Sonrasında başarı geliyor. Çalışan kişilerin yaratıcılıklarına güvenmek, onlara kendilerini gösterme fırsatı vermek ve ürüne/ hizmete kendilerinden bir parça vermelerini sağlayacak çalışma ortamı yaratmak dile kolay gelen ama oluşturması zor eylemler. Fakat yakalandığında önüne geçilemez bir güç olarak karşınıza çıkıyorlar. Bu noktada, iyi bir lider ve uyumlu, doğru bir ekibin markalaşma sürecinin en önemli temel taşları olduğunu düşünüyorum.
İK olarak dijital ortama ayak uydurabildiniz mi?
İnsan Kaynakları olarak işimizin yarısı bilgisayar başında geçiyor. Her ne kadar İnsan Kaynakları işleyişini daha bağımsız, özgün ve iletişim odaklı yapmaya çalışsak da resmi işlemlerin üzerimizdeki baskısı nedeni ile çokta kopamıyoruz klavyelerimizden. Takip edilmesi gereken izinler, imzalatılması gereken evraklar, teşvikler derken insan odaklı çalışma platformumuzun bilgisayar ve evrak odaklı hale geldiğini fark ediyoruz.
Dijital ortam; bordrolama, izin ve mesai yönetimi, özlük dosyaları, CV’lerin online ortama alınması, kişilik envanteri ve genel yetenek sınavlarını anında online olarak yapılabilir hale getiriyor. Bu da hem işlemlerin standartlaşarak düzelmesini, hem de işletme içinde ve dışında personelimize daha fazla zaman ayırmamıza imkan sağlıyor.
Bunu bazı yazılımların İnsan Kaynakları modüllerini satın alarak belirli bir seviyeye getirsek de daha da ileriye taşımamız gerektiğine inanıyorum. Böylece, İnsan Kaynakları olarak çalışanlara daha mutlu ve huzurlu ortamlar yaratmak için fikirler geliştirmemize zaman kalacaktır.
İK Müdürü olarak Türk Turizmi için en büyük hayaliniz nedir?
Turizmin gelişmesi ile birlikte çalışan personelin mevsimlikten çıkarak 12 ay çalışabilir hale gelmesi hayallerimden biri. Bunun için kış ve sağlık turizmi uzun zamandır gündemde olan projeler. Ümit ediyorum bu konuda ilerleme sağlanacaktır. Fakat konuya, İnsan Kaynakları açısından baktığım da ise sadece Turizm açısından değil tüm sektörlerde ihtiyaç duyulan, klişe bir söz gibi gelen ama belki de bir işin yapılmasında bel kemiği görevi gören “ doğru işe doğru çalışan” cümlesini Turizmde karşılıyor hale gelecek bir dijital ortama geçmek bence en büyük hayal.
Bölgesel iş ve işçi bulma kurumları, web üzerinde başvuru yapılacak siteler, ilan verilen yerler haricinde işçiyi ve işvereni birleştirecek bir platform yaratmak. İş arayanların bilgi, birikim, hobi, karakter, çalışma saati, beklentiler, çalışma ortamı gibi verilerini işleyip sadece okudukları bölüm, eski çalışılan yerlerdeki deneyimleri ile değil, çalışmak istedikleri ve heyecanla yapacakları işleri de bulabilecekleri, işveren için sadece o işi daha önce yapmış kişileri bulmak yerine iş ortamına, diğer çalışanların karakterine, işi ve hizmeti geliştirebilecek çalışanları bulabilecekleri bir buluşturma alanı oluşmasını hayal ediyorum. Ki bu alan yine dijital ortamda, Ardahan’ daki bir muhasebeciye Antalya’ da aşçı olarak iş imkanı yaratacak bir çalışma olmalıdır. Neden Olmasın?