TUİ Travel Batı Avrupa Ürün Kontrat Müdürü Göksal Kaynak Adalya adlı romanında turizmin Başkenti Antalya’nın Kültürel değeri olan Kaleiçi’ni kaleme almış. Kaynak’ın Adalya adlı romanının oluşmuş hikayesini ve gelişim serüvenini kendisinden dinledik.
Kısaca sizi ve tanıyabilir miyiz?
İlk, orta ve lise eğitimimi Antalya’da tamamladım. İlkokul ve ortaokul çağlarım Kaleiçi‘nde geçti. Tabii ki her Antalyalı genç gibi Kaleiçi yaşamından hiç kopamadık. Turizm üzerine üniversite eğitimimi İzmir’de tamamladım. Bir zaman sonra yurtdışında turizm üzerine eğitimlerime devam ettim.
Adalya adlı kitabınızı yazma fikri nasıl oluştu?
Aslında sanata ilgimin olduğunu lise yıllarında kurduğumuz orkestra ile fark ettim. Grubun davulcusu idim. Birçok yarışmada ödüller aldık ve çok sayıda konserler verdik. Bu süreçte hazırladığımız bestelere söz yazmaya başladım. Sonra ki süreçte üniversite için İzmir‘e gittiğimde dahil olduğum müzik grupları ve üniversite tiyatrosu ile kendimi bir hayli sanat ortamlarının içinde bulmaya başladım. Üniversite de hocamız Prof. Dr. Şadan Gökovalı ki kendisini “Halikarnas Balıkçısı yetiştirmiştir “ bir çalışmamı gördükten sonra “Göksal sen yaz ” dedi . O gün bugündür çeşitli hikayeler, tiyatro oyunları, şarkı sözleri ve şiirler yazmaya çalışırım. Bir süre Kırmızı Kalem Sanat’ta dramatik yazarlık ve senaryo teknikleri dersleri aldım. Bunu dışardan çeşitli hocalar ve yazarlar ile pekiştirmeye çalıştım. Pandemiyi fırsat bilerek senaryolaştırdığımız bir hikayemi roman olarak yazmaya karar verdim. Teknik alt yapısı ve kurgu neredeyse hazırdı. Bu yüzden pandeminin yarattığı fırsat ile de nihayete erdirebildim.
Adalya adlı romanınızı tanıtır mısınız?
Antalya’mızın Kaleiçi Bergama Krallığı’ndan Roma İmparatorluğu’na, Bizans’tan Osmanlı İmparatorluğu’na kadar binlerce yıl tarihe ev sahipliği yapan bir bölge. Biz de Antalyalı olarak bölgemiz ile UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’ne girmek istiyoruz. Çünkü, Kaleiçi yaşayan bir antik kent. Dünyada çok az sayıda örneği var. Biz Antalya’da kültür hazinesinin içinde yaşıyoruz. Bu nedenle ben de Antalya Kaleiçi’nin kökleri çok eskilere dayanan çok kültürlü yaşamına da dokunan bir roman yazdım. Adı Adalya, gerçek bir yaşam öyküsünden yola çıktım. İtalya’nın işgal yılları olan 1919’lu yıllarda başlayan bir aşk hikâyesi ile ilintili olarak günümüze kadar uzanan keyifli ve sürükleyici bir roman oldu. Ulusal ve uluslararası pazarlaması doğru yapılarak kitlelere ulaşması sağlanması inancındayım. Adalya adlı romanın Kaleiçi’nin de yurtdışında pazarlamasına katkı potansiyeli var. Almanca ve İngilizce dillerinde de yayınlayıp yurt dışında satılmasını planladım. Edebiyatın turizme katkı yapacağına çok inanıyorum. Çünkü romanlarda ve filmlerde anlatılan mekânların turist çektiği gerçeği var. Kültürel güzelliklerimizi, kültürel değerlerimizi bütün dünya ile paylaşmak istiyoruz.
Kitabınızda okuyuculara iletmek istediğiniz mesaj nedir?
Aslında doğrudan bir mesaj yok. Bazı gerçek olayları ve tarihi kişilikleri bir kurgunun içinde ilave yaratılan muhtemel karakterler ile yaratmaya çalıştığım hayal ettiğim hikayeyi anlatmaya çalıştım. Bunda düşünüldüğü gibi aslında turistik bir arz yaratma v.b gibi kaygılarım olmadı, ama ortaya çıktıktan sonra oluşan sinemasal ögelerle birlikte bazı sanat insanlarından bu romanın başka dillere çevrilmesi ve hatta sinemalaştırılması , Kaleiçi‘nin Unesco Dünya Kültür Mirası adaylığına da önemli katkıları olabileceği şeklinde yorumlar geldi. Tabii bununda göz önünde bulundurmak isterim.
Son olarak turizm profesyonellerine iletmek istediğiniz mesajınızı alabilir miyiz?
Kültürel alt yapısı olmayan turizm hareketi güzel bir ruha sarılmış, ancak çıplak bir bedendir. Önce bunu sağlayıp kültürel zenginliğimizi çoğaltmak ve doğru sunabilmeyi öğrenmeliyiz. Kent dokusu , alt yapısı ve insan niteliği ile destinasyona en güzel kıyafeti o zaman giydireceğiz. Güzel bir insan ruhsuz olmaz. Yoksa sadece et ve kemiktir. Kültür bu et ve kemiğe ruh verir