DELPHİN HOTEL YÖNETİM KURULU BAŞKANI UFUK CÖMERTOĞLU ile Lara bölgesinin son durumunu, krizde yatırımcıların yapması gerekenleri ve satış politikaları üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
GM DERGİ – ÖZEL HABER
Lara Bölgesi hareketli ve otelinizin dolu, bu sıkıntılı dönemde bu başarıyı nasıl sağladınız?
Bu bir başarı değil aslında biz misafirlerimize ödedikleri paranın karşılığını en üst seviyedeki hizmet anlayışımızla veriyoruz hepsi bu. Bunun sonucu olarak ta misafir tatilinde otelimizi tercih ediyor. Biz dolu olabiliriz, ancak Türk turizmi çok derin bir krizin içinde yer alıyor. Ben 35 yıllık turizmciyim, hiç bu denli bir kriz ortamı görmedim.
Rus uçak krizinin yanı sıra Avrupa’da yaşanan düşüşlerde sektörde travma yarattı. Bu günleri rüyamda görsem inanmazdım. Bundan sonra sektörü olarak hem yatırım yaparken hem de turizmle alakalı başka işler yaparken ince eleyip sık dokumalıyız ki bir daha damdan düşmeyelim. Bu durumun 2018 yılına kadar düzelebileceğini ön görmüyorum. Çünkü sektörde şuan çok büyük bir deprem yaşanıyor. Bu depremin düzelmesi de ancak komşularımızda sükûnet ortamının oluşmasıyla son bulur. Bunun için tüm dileklerimiz komşularımız bir an önce huzur ortamına kavuşması ve ülkemizde rahat bir nefes alması.
Fiyatlarda düşüşler yaşanıyor, bu turizmi nasıl etkileyecek?
Gelecek olan yolcu fiyata bakmadan gelir, ama şu durumda gelen yolcu yok, fiyatlar düşse ne olur ki… Şuan 20 Euro’ya yolcu getiren turizmciler var. Bence onlar bu dönemde yolcu getirmek yerine kapılarını kapatsınlar, otellerini açmasınlar. Gelecek olan turist ilk olarak fiyata değil, otele bakıyor. 20 Euro’ya o kadar çok seçeneği var ki biraz daha fazla verip iyi hizmet alacağı oteli tercih eden turistlerin sayısı çok fazla. 20 Euro ya kalan turistlerin hepsi macera peşinde olan kesimden oluşuyor.
Bir zamanlar ITB ‘de Botanik otelinizi proje halindeyken sattığınızı biliyoruz. Yatırımcı olarak nasıl bir satış stratejisi uyguluyorsunuz?
O zaman ki konjonktür ile şimdi ki konjonktür aynı değil. Şuan ki ortamda yeni ürüne talep edilmiyor, eskilere olan talepler bile ağır aksak, bir ileri iki geri mehter marşı gibi ilerliyor. Turistler bayram dönemlerinde tatile geliyorlar. Örneğin, bu yıl nisan, mayıs ayları dolu olan oteller, haziranda rezervasyon alamadı. Önümüzde yüksek sezon diye adlandırdığımız Temmuz ve Ağustos ayları var, o aylarda neler yaşanacağı da belirsizliğini koruyor. Ben bu durumu şu duruma benzetiyorum. Türk turizmi bir uçakta ve havada dolanıyor, piste iniş yapmak istiyor ama ne zaman ineceğini bilmiyor ve artık yakıtta tükenmek üzere. Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Alternatif pazarlardan bahsediliyor, Çin, Hindistan gibi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
20 yıl öncede bu pazarlar vardı, Çinli turisti şimdi mi keşfettik, 20 yıldır gelmeyen turist şimdi neden gelsin! Çinli turist alır şemsiyesini gezer, fotoğrafını çeker ve ülkesine döner. Hintli turist ise belki bir ihtimal, Amerikalıların geleceği söyleniyor, 14 saat uçup buraya o turist gelmez, kimse hayal kurmasın…