Türkiye’de geleneksel yöntemler ile yapılan 287 çeşit peynir olduğu belirlendi. Türkiye’nin peynir envanterini çıkartan 20 akademisyen, araştırma sonuçları ile peynir turizmi potansiyelini de ortaya koydu. Kitap haline getirilen çalışmaya ilişkin Erzurum Atatürk Üniversitesi’nden Dr. Erkan Denk, “Bu kadar çeşidimiz olmasına rağmen ülkemizin peynirden elde ettiği gelir sadece 203 milyon dolar. Bu peynir turizmi potansiyeline yönelik planlamalar yapılmalı ve politikalar geliştirilmelidir. Küçük dokunuşlar ile peynir turizmi geliştirilmeli, şehirlerimiz bu turizm türü ile desteklenmelidir” dedi.
Türkiye’nin dört bir yanında geleneksel yöntemler ile yapılan peynirlerin envanterini çıkarmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla 14 üniversiteden 20 akademisyen, çalışma başlattı. 7 ayrı bölgenin kentlerinde inceleme yapan akademisyenler, geleneksel yöntemler ile yapılan 287 çeşit peynir olduğunu belirledi. Üreticiler ile görüşerek peynir yapımına ilişkin de bilgi alan akademisyenler, araştırma sonuçlarını ‘Türkiye’nin Geleneksel Peynirleri ve Peynir Turizmi Potansiyeli’ kitabında topladı. Editörlüğünü Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi Dr. Erkan Denk’in yaptığı ve 20 bölümden oluşan kitapta, peynir turizmine ilişkin bilgiler de yer aldı.
‘GELENEKSEL ÜRETİME SAHİP ÇIKILMALI’
Türkiye’nin geleneksel peynir envanterini çıkardıklarını ifade eden Dr. Denk, ayrıca araştırma ile Türkiye’nin peynir turizmi potansiyelini de değerlendirdikleri söyledi. Dünyada peynirden en fazla geliri Almanya’nın elde ettiğini anlatan Dr. Denk, “Peynirden Almanya 6,2 milyar dolar, Hollanda 5,4 milyar dolar, İtalya ise 4,6 milyar dolar gelir sağlamaktadır. Bu kadar çeşidimiz olmasına rağmen ülkemizin peynirden elde ettiği gelir sadece 203 milyon dolar. Türkiye, bir peynir cennetidir ve gastronomi turizminin çeşitlendirilmesinde geleneksel peynirler mutlaka değerlendirilmelidir. Hiç vakit kaybetmeden ortaya konulmuş olan bu peynir turizmi potansiyeline yönelik planlamalar yapılmalı ve politikalar geliştirilmelidir. Küçük dokunuşlar ile peynir turizmi geliştirilmeli, şehirlerimiz bu turizm türü ile desteklenmelidir. Geleneksel üretime sahip çıkılmalı; hem kazanç sağlanıp hem de gelecek nesillere zengin kültür ile mayalanmış bu hazine kusursuzca aktarılmalıdır” diye konuştu.
287 ÇEŞİT PEYNİRDEN SADECE 40’I TESCİLLİ
Geleneksel yöntemler ile üretilen 287 çeşit peynirden sadece 40’ının Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan tescil aldığını kaydeden Dr. Denk, “Yine ülkemizden sadece Ezine peyniri, Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili almış durumda. Ülkemizde 1995 yılından beri coğrafi işaret tescil uygulaması yapılıyor. Avrupa ülkelerinin bu alandaki en önemli başarısı, coğrafi işaret tescili alabilecek ürünlere yönelik üreticilerini örgütlenmeleri. Beraberinde uluslararası düzeyde kendi ürünlerini tanıtmaları. Bizim sadece Ezine peynirimiz uluslararası düzeyde tescil almış durumda. Bizim hem ülke içinde hem de uluslararası düzeyde coğrafi işaret tescil belgesi almaya özel önem vermemiz gerekiyor. Çünkü Türkiye, gerek peynir gerekse yöresel ürün açısından çok zengin bir gastronomi destinasyonu” dedi.