Turizmin Sarı Rengi: Sarı Yelekliler
Balıkesir Üniversitesi Burhaniye Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Oğuzhan İlban, Fransa’da yaşanan sarı yelekliler eylemlerini ve turizme yansımalarını , Türk turizmi için nasıl değerlendirilmesi gerektiğini kaleme aldı.
Turizm sektörüne dar bir açıdan bakıldığında; doğal, yapay ve sosyo – kültürel kaynakların turizmin temel kaynaklarını oluşturduğu görülmektedir. Bu kaynaklar, bir ülkenin doğal, kültürel ve tarihi zenginliğinin ürünleridir.
Genel olarak ; ekonomik değeri ve anlamı olmayan bu kaynaklar, turizm sektörünün temel tüketicisi olan turistin ilgi alanına girdiği ve ürün tüketiminde yoğun şekilde kullanılıp ülkelere gelir sağladığı için turizmin en temel kaynakları olarak görülmektedir. Günümüzde bu temel kaynakların yanında, siyasi irade, siyasi tutum ve siyasi olayların oluşturduğu temel siyaset ve terörizm, kitle iletişim araçlarının da yoğun kullanımı ile beraber tüm dünyada bilinirliğe kavuşması ile ülkelerin temel turizm kaynaklarına ulaşım açısından önemli bir ek kaynak göstergesi olarak yerlerini almaktadırlar.
Turizm sektörü uluslararası önem taşımaktadır. Turizm sektörü ile birlikte ülkelerin genel yapısı hakkında bilgi sahibi ve ülkenin genel imajı hakkında fikir sahibi olunabilir. Siyaset ve terörizmde genel yapı ve genel imaj hakkında olumlu olumsuz düşünceleri etkilemektedir. Siyaset ve terörizmin neden turizm ile bu kadar ilgili olduğunu anlamak için çok uzağa bakmaya gerek yoktur. Örneğin; tarım arazisinde yapılacak bir terör eylemi siyasi irade ve yerel halk tarafından kınansa da bölgesel özellikle kalabilmektedir. Ancak aynı terör eyleminin yaz sezonunda Türkiye için Antalya’da yapılması tüm dünya tarafından bilinmekte ve ülke imajına büyük zarar vermektedir. Yine çok uzağa gitmeden Rusya – Türkiye arasında yaşanan Uçak Krizi, gezi olayları gibi hadiselerden sonra 2015 yılında 41 617 531 ağırlayan Türkiye, 2016 yılında 31 365 330 turist ağırlamıştır. Turist sayısındaki yaklaşık yüzde 25 düşüşün temel sebebi siyasi olaylar ve terör saldırılarıdır.
Deneyim Ekonomisi
Ülkemizde yaşanılan olaylara benzer şekilde Fransa’da da 2015 ve 2016 yıllarında yaşanılan terör olayları ve günümüzde vukuu bulan Paris’te sarı yelekliler olayı ülkenin turizmini ve ekonomisini kötü etkilemektedir. Tabi hem Türkiye’de hem de Fransa’da meydana gelen bu olayların temelinde yatan nedenler farklıdır.
Ancak ülke ekonomisine verdiği zarar hiç şüphe yok ki benzerlik göstermektedir. Fransa Ulusal İstatistik Enstitüsü yaptığı bir açıklamada 2016 yılının ikinci çeyreğinde ülkede konaklayan turist sayısında yüzde 4,8 oranında düşüş meydana geldiği belirtilmiştir. Terör saldırılarından sonra hem Türkiye hem de Fransa oluşan olumsuz imajı kaldırmak için pazarlama faaliyetleri ile çok çaba sarf etmektedir. Ancak bu dönemde AB Türkiye’de yaşanılan durumları sürekli olarak medya üzerinden güncel tutmaya devam etmiş diğer yandan Fransa’da meydana gelen olaylar çok uzun süre medyada güncel tutulmamıştır. Dolayısıyla AB’ninde gerek olayları medyada tuttuğu süre gerekse ülkelere karşı tutumlarının ülkelere göre farklılık göstermesi sizce ne kadar doğrudur?
Türkiye turizminin bahsedilen siyasi ve terör olaylarından etkilendiği aşikârken, bu günlerde Fransa’da gerçekleşen Sarı Yelekliler olayları Fransa turizmini etkiliyor mudur? Sorusuna kısa vadede cevap veremesek de Paris Aeroports’un yayımladığı veriler incelendiğinde; Uzak Doğu ülkelerinden gelen yolcu sayısının yüzde 9,4, Kuzey Amerika’dan gelen yolcu sayısının ise yüzde 0,5 azaldığı görülmektedir. Aynı zamanda Avrupa ülkelerinden Fransa’ya uçuşların yüzde 5 – 10 arasında azaldığı ve Fransa ekonomisinin 2018 büyüme tahmini yüzde 1,7’den, yüzde 1,5’e gerilediği bildirilmektedir. Bununla birlikte Fransa yönetiminin son yıllarda büyük kampanyalar düzenleyerek ülkeye çekmeye çalıştıkları Japon ve Çinli turistlerin, saldırılar ve olaylar sonrası Fransa’yı tercih etmedikleri görülmektedir. Tüm bunlardan hareketle Fransa’da yaşanan Sarı Yelekliler olaylarının Fransa turizmini olumsuz bir şekilde etkileyeceği Fransa turizminin rekor kırdığı 2018 yılındaki rakamların 2019 yılında gerçekleşmeyeceği tahmin edilebilir bir gerçektir.
Önce Japonlar Ve Çinliler Vazgeçiyor
TÜİK verilerine göre ülkemizde meydana gelen olaylar sonucunda Çin (2015: 313.704, 2016: 167.570) ve Japonya (2015: 104.847, 2016: 44.695) gibi Asya ülkelerinden gelen turist sayısında gözle görülür bir azalma meydana geldiği görülmektedir. Türkiye’de olduğu gibi Fransa’da da olaylar sonucunda ülkeye seyahat etmekten vazgeçen milletler çoğunlukla Çinliler ve Japonlardır.
Dolayısıyla Asya ülkeleri vatandaşlarının terör, eylem vb. olaylara karşı bir tutum gösterdikleri aşikardır. Buradan hareketle Fransa’da hali hazırda devam eden sarı yelekliler olayı sonucunda da ülkeye yapılan uçuş rezervasyonlarında azalmalar meydana gelmektedir.
Turizm açısından düşündüğümüzde en büyük rakiplerimizden biri olan Fransa’da meydana gelen bu olaylar, uygulanacak doğru politikalar ile ülkemizin turizmi açısından olumlu sonuçlar doğuracaktır. Son yıllarda ülkemize Asya ülkelerinden gelen bir talep olduğu göz önene alınırsa, yapılacak pazarlama çalışmaları ile Fransa’ya gitme planından vazgeçen turistleri ülkemize çekme politikalarının uygulanması gerektiği gerçeği ortaya çıkmaktadır.
Belki bu pazardan çekilebilecek turist sayısı şu anda çok fazla değilmiş gibi görünse de hem ülkemizde yaşanan olaylar sonucu özellikle Antalya bölgesinde kapanan oteller ve işsiz kalan birçok turizm çalışanını hatırladıkça hem de turizmin çarpan etkisiyle turistik bölgelerde ayakta kalan sektörlerde yaşanan sıkıntılar düşünülünce aza da kanaat getirip bu yönde çalışmaları hızlandırmanın önemli olduğu görüşündeyim.
Farklı pazarlara açılmamız gerektiği yönünde günlerce tenkitlerin yapıldığı sonunda da Çin ve Hint pazarının önemli bir pazar olarak ön plana çıkarıldığı şu günlerde Fransa’da yaşanan bu olaylar tabiî ki tasvip etmediğimiz ya da hoşumuza giden bir durum olmasa da Türk Turizmi açısından avantaja çevrilebilecek bir durum değil midir? Fransa’nın şu an içinde bulundukları durumla ilgili Turizm sektörü olarak ne tür bir strateji izlendiğinin ve izleneceğinin bir önemi yok mudur sizce?
Artık bizimde karşı tanıtma (artık sosyal medya harekatı yönetimi) yapma zamanımız gelmedi mi? Tanıtma bütçelerinin hedef pazar basınına harcanması zamanı gelmedi mi?
Güven En Büyük İmaj Göstergesi
Türkiye temel turizm ürününü kitle iletişim araçlarının da yardımıyla tüm dünyaya güven olarak duyurmalıdır. Deneyim ekonomisi tüm dünya üzerinde etkisini hızla artırırken, Türkiye ekonomisi için başrol de yer alan turizm içinde deneyim, güvenlik endeksli tasarlanmalıdır.
Türkiye, siyasi iradenin güçlü yönlerini göstererek inşa edeceği güven duygusu ile turist sayılarında büyük artışlar sağlayabilir. Güven en büyük imaj göstergelerinden biridir. Türkiye turizminin yeni imajı da “Güvenli Turizm” olmalıdır. Güven için başlanacak yer ise seçilen turizm rengidir.