Selçuk Meral- Bize Bırakın
2015 361.000
2016 148.000
2017 318.000
2018 421.000
Yukarıda okuduğunuz sayılar 1-7 Haziran Antalya Hava limanı gelen turist sayıları; hani son iki senedir birçok badire atlatan, yönetim modeli tartışılan, yapısal sorunları çözüme muhtaç olan, Türkiye’nin göz bebeği olması gereken Türk turizm sektörünün en önemli hava limanına ait giriş verileri. Türkiye turizm sektörü, Türkiye’nin en dinamik ve rekabet gücü en yüksek olan sektörü . Bu başarıyı da sağlayan sektörü 30 yılda oluşturup, günümüze taşıyan milli ve yerli iş gücü.
Biliyor musunuz ? Türk turizm sektörünün tüm krizlere rağmen ülkemiz işsizliğine katkısı %8. Bu katkı rahatlıkla % 15 olabilir. Haziran ayında yukarıdaki verilere göre Antalya’ya Tatil amaçlı günde 60 000 kişi geliyor.
Türkiye’yi turizmsiz düşünmek, turizmsiz planlamak, yaz mevsimini güneşsiz düşünmek.
Türkiye’nin turizm sektörünü gözardı etmesi insanın var olan iki gözünü yok sayıp kör yaşamaya çalışması gibi bir şey.
Bir düşünün, yaşadığımız kıta yerkürenin en çok turist alan kıtası ve en çok turiste sahip bölgesi.
Büyüme trendini hiç kaybetmeyen,çeşitli olumsuzluklara, siyasi kırılganlıklara rağmen ilerlemesini sürdüren bir sektörün kalbi tüm heyecanıyla bu coğrafyada atıyor.
Turizm tüm dünyanın yegane çıkış yolu
Turizm bence sadece bizim cankurtaranımız değil, tüm dünyanın yegane çıkış yolu.
50’lerde 25 milyon olan turist sayısı 2016 yılında 1 milyar 235 bin turiste ulaştı ve turizm tüm ulusların ve tüm sektörlerin dikkatini çekti.
Zira bu sinerji sadece tatilciyi ilgilendirmekle kalmadı, tatil yapılanı da her şeyiyle değiştirdi ve geliştirdi.
Bu sinerji dünya ekonomisine ve yaşamına sınırlı katkısı olan ülkelerin bile yaşamlarını, bakış açılarını, düşünme biçimlerini değiştirdi.
Sayılara bakacak olursak Yunanistan’da her 4 kişiden, Portekiz’de her 5 kişiden İspanya ve İtalya’da her 6 kişiden biri turizm sektöründe çalışıyor.
Türkiye’de ise 2016 istatistiklerine göre her 15 kişiden biri sektörde çalışmakta.
Turizmin milli gelire olan katkısına baktığımızda, Yunanistan , Fas ve Portekiz’de , %18-20 arasında, İspanya’da %15 İtalya’da %13 katkısı var turizmin.
Sanayi devi Almanya’ da bile turizm sektörünün milli gelire olan katkısı %10 civarında. Uzmanların hesaplamalarına göre 2030 yılında her 4 kişiden biri turist olacak ve sayı 1 milyar 800 bin turiste dayanacak. .
Gezenlerin %50 si Avrupa , %25’i Asya , %15’i Afrika kıtasını tercih ediyor.
En çok da Fransa , Amerika, İspanya , Çin ve İtalya’ya gidiyorlar.
Biz 10.sıradayız. Sağlıklı sürdürebilir bir planlamayla rahatlıkla üst sıralara tırmanabiliriz. Tayland, Meksika, Almanya , İngiltere ile aramızda küçük farklar var. En önemlisi gelirler konusunda kazancımızı arttırmanın yollarını araştırmamız şart. Doğal olarak orta sınıf turist daha az para ile daha çok tatil yapmanın arayışında.
Birçoğu 2 yaz 1 kış tatili olmak üzere yılda 3 tatil planı yapıyor. Ortalama tatil bütçesi dünya genelinde 990 $ . Avrupa içinde 725 $ civarında ortalama bütçe.
Biz olması gerekenin 100 $ altındayız. İlk hedefimiz bu 100 $ olmalı.
Türkiye dünya turizm hareketinin % 3’ünü karşılıyor, Antalya %1 civarında .
Son 5 yılda onca olumsuzluğa rağmen 50 milyon turistin Antalya’ya gelerek ortalama 10 gün tatil yapması, dikkate alınması ve kesinlikle uzmanlarına yetki verilerek işlenmesi, sürdürülebilir bir politika ile izlenmesi gereken bir performans.
Çok vaktimiz yok, Türkiye ‘nin ivedilikle ekonomik kalkınmaya ihtiyacı olduğu herkesin malumu.
Türk Turizm sektörü ekonomik kalkınmanın lokomotifi olabilir.
İlk yapılması gereken Türk turizm sektörünü ekonomik kalkınmanın öznesi olarak tanımaktır.
İkincisi de sektörü ricacı yapıdan çıkararak icracı bir yapılanma ile yeniden kurgulamaktır.
Gerisi ?
Gerisini Türk turizm sektörüne bırakın.