İspanya’da incomimg denildiğinde akla birçok marka olmuş destinasyon geliyor.
Ülkenin sahip olduğu yaklaşık 7 bin kilometrelik sahilleri ve son derece elverişli hava şartları birleşimi, deniz kum ve güneş turizmi için önemli cazibe merkezi haline gelmesinin ana nedenleridir.
Sahil kesiminde kuzeyden güneye birbirini izleyen ve ayrıca adalarda bulunan önemli turizm merkezlerini sıralarsak, uzun bir liste ortaya çıkmaktadır;
İspanya (ana kara) – Costa Brava, Costa de Barcelona, Costa Dorada, Costa del Alzahar, Costa Blanca, Costa de Almeria, Costa del Sol, Costa de la Luz
Adalar – Balear adaları (Mallorca, Menorca, Ibiza), Kanarya adaları (Tenerife, Gran Canaria, Fuerteventura, Lanzarote, La Palma, v.b.)
Bu destinasyonların tamamının kendisine ait havalimanları olmakla birlikte (bazılarında birden fazla), hava, kara, demir veya deniz yolu ile bölgeler/adalar arasında kolay ulaşım sağlanmaktadır.
Yıllar içerisinde ‘’yıldız’’ turizm destinasyonları oluşmuş olsa bile, mevcut olan tümüne yatırımlar daima teşvik edilmiştir. Günümüzde tümüne yabancı turist gelmektedir. Yıl içerisinide alınan sayılarda uçurumlar söz konusu değil. Büyük otel zincirlerin çoğu destinasyonda birden fazla otel yatırımları mevcut. Yukarıda saymış olduğum destinasyonlara bağlı olan turizm kuruluşların tamamının kendisine ait yurtiçi ve yurtdışı için kullanılan tanıtım bütçesi mevcut ve bu sayede destinayonlar arası da rekabet teşvik edilerek gelişim sağlanıyor.
Her yıl Ocak ayı ortasında organize edilen Madrid Fitur Turizm Fuarı aslında bu anlattıklarımın bir göstergesidir. Bir çok yerli destinasyon standın büyüklüğü ve albenisi, fuarda açılan yabancı ülke standlarından daha ileri düzeyde.
Komşu Fransa’nın yanısıra, Türkiye ve Kuzey Afrikada gibi İspanya için rakip destinasyonlarda yaşanan güvenlik sıkıntılarından dolayı, 2016 yılı İspanya için bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 10 rekor artışla tamamlandı. “Tsunami turístico” olarak adlandırılan turizm yılı ülkeye yaklaşık 75 milyon turist getirdi.
Aşağıdaki grafikler yıllar içersinde ülkeye gelen yabancı turist sayısındaki artışı (sol) ve bu tursitlerin yaptığı toplam harcamaları (sağ) göstermektedir;
Ülkeye gelen 75 milyon turist eşit olmasada, homojen denecek sayılarda tüm destinasyonlar arasında paylaşıldı. Buna göre deniz kum güneş turizm amaçlı gelen turistlerin dağılımı yaklaşık olarak aşağıdaki gibidir;
Katalonya – 17 milyon
Balear adaları – 13 milyon
Güney Ispanya – 15 milyon
Kanarya adaları – 12 milyon
Yukarıda belirtmiş olduğum sayılar ayrıca destinasyon içinde bulunan alt bölgeler arasındaki dağılımında birbirine çok yakın. En çarpıcı örnek İbiza adasıdır. Ülkede bulunan 46 havalimanı arasında, sahip olduğu oldukça kısa sezonu ve dar turist hedef kitlesi gibi handikaplara rağmen, havalimanına inen tursit sayısı bakımından İspanya’da 8. sıradadır(!).
Bu belirtmiş olduğum sayıların yanı sıra 2016 yılında İspanya’yı Festival, MICE, Kayak, Round-trip, Kırsal, City Breaks, Spor, Kruvaziyer gibi farklı başka bir çok turizm amacı ile ayrıca 17 milyon yabancı tursit ziyaret etti.
Tüm bunlara İspanya’nın Akdeniz çanağında ortalama geceleme süresi bakımından en kısa ve en pahalı turizm destinasyonu olmasına rağmen ulaşılmıştır.
Yukarıda bulunan bir diğer tabloda (sağ) görüleceği gibi rekor yılı yalnızca tursit sayısı ile sınırlı kalmadı, gelen yabancı turistler kalışları boyunca önceki yıla göre yaklaşık % 8 artışla 77 milyon euro harcadı. Kişi başı günlük ortalama harcama 138 euro olarak ifade ediliyor.
İspanya ekonomisi içinde yaklaşık %11 payı olan turizm, 2,86 milyon çalışanı ile ülke içindeki istihdamların yaklaşık %13’nü oluşturmaktadır.
Otel ve havalimanları 2016 yılını önemli bölümünü %100 doluluklarla geçirmelerine rağmen, hiç bir destinasyonda overbooking sıkıntısı yaşanmadı. Verilen hizmetlerin varolan kalitesinden ödün verilmedi.
Geçen yıl ulaşılan bu tarihi başırı tesadüfden ziyade, yıllar içerisinde takip edilen sürdürülebilir yapıcı turizm politikaları sayesindedir.
