Antalya Turizm Fuarı (ATF)’nın katılımı ve izleyicisi en yüksek olan panellerinden biri olan “İç Pazar Fark Yaratır” oturumunun konuşmacılarından Setur Genel Müdür Yardımcısı Koray Küçükyılmaz, Türkiye’deki iç pazar operatörlerinin işlerini dünya ölçeğinde yaptığını ve bu operatörler arasındaki rekabetin değişimin ve dinamizmin motoru olduğunu söyledi.
Bu yıl 6 ayrı sahnede 2 gün boyunca yüzde yüz turizmin konuşulduğu ATF23’te, Türkiye’nin önde gelen iç pazar operatörlerini bir araya getirdiği panelde; İç Pazarın ülkemiz turizm sektörü için değeri, iç pazardaki gelişmeler ve yenilikler konuşuldu.
“İÇ PAZAR, BEKLENMEDİK OLAYLARA KARŞI HIZLI REAKSİYON ALINABİLEN BİR ALAN”
Panelde iç pazarın öneminin bazen yeterince algılanmadığına dikkat çeken Setur Genel Müdür Yardımcısı Koray Küçükyılmaz, “Dünyada, turizme baktığımızda toplam turizm aktivitesinin yarısı ülkeler arası turizm iken yarısı da aslında insanların kendi ülkelerinde yaptığı seyahatlerden kaynaklanıyor. Çok farklı ürünleri insanlar kendi ülkelerinde satışa sunabiliyor. İç pazar hızlı karar alan, çok dinamik bir yapıya sahip. Dış pazarlar açısından oluşan olumsuzluklar ya da beklenmedik olaylara karşı hızlı reaksiyon alınabilen bir alan oluyor. Otellerin, ülkenin toplam seyahat hacminden yararlanabilmesi açısından da çok kıymetli.” dedi.
“ÜLKEMİZDEKİ İNSANLARA SEYAHAT YAPABİLME ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLAMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Türkiye’deki iç pazar operatörlerinin dünya ölçeğinde başarılı işler yaptığına değinen Küçükyılmaz, şöyle devam etti:
“Türkiye’deki iç pazarla uğraşan bütün operatörler gerçekten çok yetkin ve işlerini dünya ölçeğinde yapan firmalar. Hepsi bu konuyla alakalı hem kendi işlerine hem de teknolojiye ciddi yatırımlar yapıyorlar. Sektöre de yenilikler getirmek için sonuna kadar uğraşıyorlar. Başka aldıkları sorumluluklar da var. Türkiye’deki insanlara seyahat yapabilme özgürlüğünü sağlayabilmek açısından çeşitli çalışmalar yapıyorlar. Özellikle farklı ürün grubu ve bütçeler içerisindeki insanların tatil yapabilmesine fırsat yaratmak için; değişik ürünler geliştirip onları en uygun koşullarda insanlara sunuyor, ödeme koşulları gibi konularda olabildiğince çok alternatif yaratıp desteklemek için uğraşıyorlar. Biz yaptığımız işin kıymetli olduğuna inanıyoruz. Bunun herkes tarafından bilinmesi ve hakkettiği ilgiyi görmesi de bizler açısından motive edici ve mutluluk verici bir iş oluyor.”
“TURİZM, TEKNOLOJİNİN GELİŞTİĞİ TÜM ALANLARDA BUNUN İLK UYGULAYICILARINDAN BİRİ OLUYOR”
Küçükyılmaz, oturumun yöneticiliğini yapan ATF Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Meral’in iç pazardaki rekabetin sağladığı faydayla ilgili sorusuna ise şöyle yanıt verdi:
“Rekabet; değişimin ve dinamizmin motoru oluyor. Rekabet olmayan, sadece bir iki firmanın her şeyi domine ettiği bir ortamda, tüketiciye bir fayda da gelişim de olmuyor. Bence bütün şirketlerin hayata bakış açısı, müşteriye sağladığı faydayı maksimize etme yönünde. Bunu yaparken büyümek ve para kazanmak istiyoruz. Rekabetin bu etkisinden biz de Setur olarak memnunuz. Setur tahmin ediyorum buradaki en eski turizm şirketidir. İçinden de farklı farklı çok şirket çıkmış hatta onlardan da ayrı ayrı şirketler kurulmuş. Turizm Koç Grubu bünyesinde, önemli bir iş kolu. Bu konuda yatırım yapmaya biz de hevesliyiz. Hem insan kaynakları hem teknoloji açısından bu yatırımı yapmaya çalışıyoruz. Hayat hızlı dönüşüyor bugünkü realiteler yarın geçerli olmuyor. O yüzden buna göre hazırlıklı olmalıyız. Bu da dijitalleşme ve teknolojiden geçiyor. Turizm, teknolojinin geliştiği tüm alanlarda bunun ilk uygulayıcılarından biri oluyor. O yüzden çok özel ve bu dinamizmi başka sektörlerin içerisinde bulabilmemiz mümkün değil. Biz de rekabetteki gücü, teknolojik anlamda yaptığımız yatırımların iyileştirilmesi, burada yaptığımızın mümkünse yurt dışına transfer edilebilmesi, Türk turizm şirketlerinin artık yurt dışında da faaliyetlerini artırarak sürdürmesi bizim için önemli.”
“BİZİM REKABET ALGIMIZ, MÜŞTERİLERİN İHTİYAÇLARINI KARŞILAYACAK ÜRÜNLERİ GELİŞTİRMEYE DAYANIYOR”
“Rekabeti sadece fiyat rekabeti olarak görmemiz gerekiyor. Düşük kar marjlı bir işin içinde olduğumuzu biliyoruz. Bu düşük marjın içinde tüm giderleri sağlayıp sürdürülebilir karlılığı yakalamak gerçekten zor. O yüzden işi fiyat seviyesine indirdiğimiz an kaybetmeye başlıyoruz. Setur olarak teknolojiye çok yatırım yapıyoruz. Yaklaşık 100 kişilik yazılımcı ekibiyle çalışıyoruz. Burada elde ettiğimiz gücü burada da kullanma taraftarıyız. Rekabetin etkisi bizi kamçılıyor. Pandemide hayat tarzımız ve bakış açımız değişti. Hala bizim şirketimiz hibrit çalışıyor, bazı departmanlar tamamen evden çalışıyor. Bundan 5 sene önce bunu hayal dahi edemezdik. Bizim rekabet algımız, müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak ve o ihtiyaçlara karşılık gelebileceğimiz ürünleri geliştirmeye dayanıyor.”
