Kongrede Corendon Airlines CEO’su Yıldıray Karaer, “Havacılığın Turizm ve Markalaşma Gelişimindeki Rolü” adlı bir sunum gerçekleştirdi.
Karaer’nin sunumundan konu başlıkları şu şekilde:
“4P KURALINA ODAKLANIYORUZ”
Corendon Turizm Grubu, turizm faaliyetlerinin öncü fonksiyonlarını kapsayan tur operatörlüğü, destinasyon yönetimi, otelcilik ve hava yolu taşımacılığı gibi değer zincirinin tüm alanlarında faaliyet göstermektedir. Corendon markası olarak bu geniş çerçevede tek bir markaya yatırımlarımızı yaparak tutarlılıkla, gerçek olmakla, sosyal misyona sahip olmakla kuruluşumuzdan bugüne kadar sunduğumuz hizmet ve ürünlerde sağladığımız müşteri memnuniyeti sayesinde markamızı her geçen gün daha da güçlendirdik. Marka değerimizi artırmak adına dijitalleşme, yapay zeka ve sosyal medya alanlarında da yeteneklerimizi geliştiriyoruz.
Marka yaratmak uzun zorlu bir süreç. Bu süreçte yürütmekte olduğumuz faaliyetlerin yanı sıra ekosistemdeki paydaşlarımızın da rolü ve desteği oldukça kritik bir öneme sahiptir. Markalaşmada; Product (Ürün), Price (Fiyat), Place (Yer) ve Promotion (Promosyon) olmak üzere 4P kuralına odaklanarak yolculuğumuza devam ediyoruz.
“HAVACILIK KÖPRÜLERİN EN ÖNEMLİSİDİR”
Turizmin ve markalaşmanın gelişiminde havacılık sektörünün oynadığı önemli rolü ayrıca belirtmek isterim. Havacılık dünyanın dört bir yanını birbirine bağlayan köprülerin en önemlisidir, insanlar sadece destinasyonlara ulaşmaz. Kültürler, deneyimler ve ekonomiler arasında bağ kurarlar. Hava yolu taşımacılığı, turizmin gelişimine katkıda bulunurken, aynı zamanda ülkeler arasındaki ilişkileri de güçlendirme sorumluluğu taşırlar.
Turizm sektörü ile iç içe, hatta dinamosu olan hava yolları sadece taşıyıcı değil, aynı zamanda bir ülkenin, bir bölgenin, bir şehrin tanıtımında en önemli aktörlerden birisidir. Insanlar bir yolculuğa çıktığında sadece seyahat etmez, aynı zamanda bir markanın temsil ettiği değerleri, kültürünü, kaliteyi deneyimlemektedirler. Bu da destinasyonun markalaşmasının temelini oluşturmaktadır.
Havacılığın turizmi üzerindeki etkisi sadece ekonomik boyutuyla sınırlı değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkileşimleri de arttırmaktadır. Bir destinasyona yapılan her uçuş o bölgenin ekonomisine doğrudan katkı sağladığı gibi, kültürel zenginliğinin ve insan hareketliliğinin artmasına da neden olmaktadır. Bu da uzun vadede markalaşma süreçlerini desteklemektedir. Havacılık sektörü, turizmin ve markalaşmanın gelişiminde hayati bir yol almasının yanı sıra uluslararası ticareti genişletmede de önemli bir itici güçtür, iş seyahati küresel düzeyde yeni iş bağlantılarını iletişim fırsatları için önemli bir faktördür. Sonuç olarak, havacılık sektörümüzün markalaşmaya katkısı yanında dünya ekonomisini de besleyen ana damarlarından biri olduğunu belirtmek isterim.
“ANTALYA’NIN POTANSİYELİNİ KULLANIYORUZ”
Biz Corendon Turizm Grubu olarak, girişimcilik ve globalleşme alanında kendimizce çalışmalar yaptık. Hava yolu taşımacılığında hava yolunun önemli bir köprü olduğunu, turizmde önemli bir köprüyü oluşturduğunu belirtmiştim. Biz tüm engelleri aşabilmek için 2005 yılında Türkiye’de, 2011 senesinde Hollanda’da, 2017 senesinde Malta’da kurulumunu yapmış olduğumuz, 3 farklı bayrak altında, toplam 35 uçakla Avrupa içinde turizm yapıyoruz. Sadece Türkiye turizminde değil aynı zamanda İspanya, Yunanistan, Mısır, İtalya. Tunus, Portekiz gibi turizm destinasyonlarına da Avrupa içinden çapraz uçuşlar yaparak her alanda, global arana da turizmi desteklemeye çalışıyoruz.
Türk insanının girişimciliği, çalışkanlığı motivasyonuyla ilgili de vermek istediğim bir örnek; 3 tane farklı bayrak altında yönettiğimiz hava yolunun tüm çalışmalarını, back office’ini, yönetimini, satışını Antalya’da kurmuş olduğumuz ekiple yapıyoruz. Bu da globalleşme alanında ve turizmde global bir oyuncu olmak adına Antalya’nın potansiyelini kullanan bir firma olarak bundan da gurur ve mutluluk duyuyoruz.
Şu anda burada bana verilen söz aslında havacılığın turizmdeki markalaşması adına ama ben Fettah Bey’den de aldığım cesaretle biraz da yatırımcılık alanında veya globalleşme alanında, hava yolu tarafında attığımız adımların yanında otelcilik alanında ve tur operatörlüğü alanında da neler yaptığımızdan bahsetmek istiyorum. Tur operatör olarak ilk yola çıktığımız pazar Hollanda pazarıydı. Bunun yanına, Belçika’yı ve Danimarka’yı da ilave ederek 3 farklı pazarda tur operatörü olarak faaliyet gösteriyoruz. Sadece tabi Türkiye değil, 20 farklı destinasyona da operasyon yaparak seyahatçilik alanında global bir oyuncu olma gayretinde olduğumuzu göstermeye çalışıyoruz. Bir diğer global atılım, otelcilik alanında oldu. Mülkü kendimize ait olan 3 otelin işletmesini yapıyoruz. Bunu bir adım daha öteye götürerek, Karayipler’de, toplam bin odaya sahip, 3 farklı tesisle otelcilik yapıyoruz. Beyaz yakalı tüm yöneticilerimiz hatta diğer personelimizin neredeyse %25-30’u kendi otellerimizde çalışan arkadaşlarımızdır. Fettah Tamince’nin dediği gibi, bu arkadaşlarımızın bu uygulamadan çok büyük bir motivasyon elde ettiklerini görüyorum, kendilerini geliştirdiler.
Bir turizmci olarak benim en büyük korkum, geçmişte bir Thomas Cook vakası yaşandı biliyorsunuz. Avrupa’da, Almanya’da İngiltere’de çok ciddi bir oyuncuydu ve bu sene de FTI vakası yaşandı. Antalya yüzde 60-70 tur operatörü endeksli bir destinasyon. O yüzden ya kalan tur operatörlerine gözümüz gibi bakmamız lazım ya destinasyondaki otelciler olarak kendimizi satış anlamında biraz geliştirmemiz lazım.
“BIÇAK SIRTI BİR İŞ”
Havacılık alanında da hiçbir şey çoğu zaman istenildiği gibi gitmiyor, bıçak sırtı bir iş. Benim umudum, Antalya’da, çok yakın zamanda 20 milyon turist seviyesine ulaşmak. Bunu nasıl yapacaksınız? Pazar çeşitliliği muhakkak ama bu farklı pazarlardan getireceğiniz misafiri de hava yollarıyla getireceksiniz. Fakat herkes farkındadır ki, hava yolu sektöründe de havacılık alanında da çok fazla çalkantılar yaşanıyor. Şöyle bir geriye baktığımız zaman, birçok hava yolunun zamanında çok güçlü, dinamik ve etkin olduğunu fakat bugün pazarda artık var olmadıkları da görüyorsunuz. O yüzden havacılık sektörüne de herkesin gözü gibi bakması lazım.
Hava yolu işletmeciliği çok sofistike, kuralları kanla yazılmış, çok pahalı bir sektör. Hava yolu konusunda işin ticaretine geldiği zaman ise tam bir koyun pazarlığı oluyor. Ben bundan muzdarip olduğum için burada bu kongrede belirtmek istedim. Hava yollarını çok fazla sıkıştırmamak gerekiyor, hava yollarının kâr etmesi gerekiyor ki gerekli yatırımlarını yapsın.
Seyahat bu kadar pahalanırken, hayat bu kadar pahalanırken, hava yolu taşımacılığında da rakamlara çok dikkatli bakmak lazım. Akıllı insan yaptığı hatalardan ders alırmış, zeki insan başkalarının yaptığı hatalardan ders alırmış misali. Biz de başkalarının yaptığı hataları yapmamak istiyoruz.
Türkiye’de havacılık sektörü çok hızlı büyüyor. Biz de pilot, mühendis, yardımcı pilot bulmakta ve personel yetiştirmekte çok zorlanıyoruz. Yurt dışından yabancı personel istihdam etmeye çalışıyoruz. Buradan gençlere, turizmcilere veya çocuklarımıza bir haber veya bir bilgi vermek istiyorum. Çok miktarda pilot ihtiyacımız var, çocuklarınızı eğer bir mesleğe yönlendirmek istiyorsanız, onların pilot olması için yönlendirmenizde çok büyük fayda var.