YURTDIŞI DESTİNASYONLARIN YÖNETİMİ (3)
DESTİNASYON YÖNETİMİ YOLUYLA RİSKİN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ
Global çaptaki turizm hareketine bakıldığında, kaynak ülkedeki tur operatöründen , destinasyona doğru gerçekleşen akışın, ekonomik, siyasi, konjonktürel değişiklikler; stratejik, kurumsal, iklim ve daha pek çok sebeple operasyonel ve finansal risk altında olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız.
Ülkeler arası siyasi gerginlikler, ekonomik değişimler, ülke içi kriminal olaylar vb. diğer sebeplerle turizm akışının yavaşlaması ve durma noktasına gelmesi her daim sözkonusudur.
Ek olarak, para birimleri arasındaki kur değişikliklerinin kaynak ülke ve destinasyona olumsuz yansıması, belirli turizm ürününe dair olan talebin geçici veya kalıcı olarak azalması, geçici veya kalıcı olan iklim değişiklikleri veya doğa olayları vb. sebeplerle zaman zaman bazı destinasyonlara turizm hareketi yavaşlayabilir veya bu destinasyonlardaki hareket durabilir.
Özetle, Yurtdışı Destinasyon Yönetimi, bu ve benzeri durumlarda, destinasyonların çeşitlendirilmediği bir turizm gurubunda sorunlara yol açabilecektir. Geçici problemlerin uzun sürmesi durumunda ise tek operatör ve destinasyon olarak çalışan sistemlerin zorlanması muhtemel olacaktır. Şekil üzerinden ifade etmek gerekirse;
Yukarıda tamamen örnek olarak kurgulanan operatör ve destinasyon bilgisinde, İngiltere Operatöründen Türkiye destinasyonuna yönelik hareketin GBP para birimi cinsinden ilişkilendirilmesi belirtilmiştir. Yazı içeriğinde öncesinde bahsedilmiş olan, siyasal, ekonomik vb tüm riskler de dahil tek bir hat üzerinden akış sağlanmıştır.
Bu durumda sadece Türkiye destinasyonunda faaliyette bulunan tur operatörü veya incoming acente sahibi turizm grubu için risk durumu ortadadır.
Yurtdışı Destinasyonların, Destinasyon yönetimi yoluyla riskinin çeşitlendirildiği durumda ise, sorun olan bir destinasyondan eksilen verim, diğer farklı bir destinasyondaki hareketin sürmesi veya artması sayesinde belirli oranda veya tamamen yerine konulabilecektir. Yine bir şekil ile ifade etmek gerekirse;
Yine tamamen örnek üzerinden belirtilmiş olan yukarıdaki verilerde, ana destinasyon Türkiye olmak üzere diğer 3 yurtdışı destinasyon ile ve bir diğer operatörle operasyonlarını yürüten bir turizm grubu kurgulanmıştır.
Farklı para birimleri ile operatör – destinasyon ilişkileri ifade edilse dahi konu sadece finansal değildir.
Yazı içeriğinde belirtilmiş ve bunlarla sınırlı olmayan diğer bazı risk unsurları , siyasal, ekonomik, konjonktürel ve iklim ile ilgili muhtemel senaryolar da dikkate alınmalıdır.
Bu noktadaki bir diğer önemli konu da ana destinasyonu Türkiye olarak kurgulanan operasyonun, Dubai, Tayland gibi ana destinasyona “ters sezon” olarak belirtilebilecek akışın, operasyona dahil edilmesidir. Böylelikle Riskin çeşitlendirilmesi konusu ayrı tutulmadan tüm yıla yayılabilecek bir turizm hareketi sağlanmış olacaktır. Ana destinasyonda Ekim-Kasım aylarında sona erecek yüksek sezon bitiminde, yüksek sezonu başlayacak olan diğer destinasyonlara geçiş yapılarak tüm aylara yayılabilecek bir operasyon idealidir.
Bu yazının konusunu oluşturan ve kurgusal örneklerle somutlaştırılan Yurtdışı Destinasyon yönetiminin risk çeşitlendirmesi özelliği sayesinde turizm grubunun operasyonu, ülke, bölge veya dünya üzerindeki pek çok destinasyon üzerinde, risk anlamında çeşitlendirilmiş olacaktır.
Konu incoming acentecilik kapsamında ele alınmış olsa da, ingoing, outgoing ve hatta Konaklama sektörü özelinde de değerlendirmeye alınabilir. Ana destinasyon haricinde belirtilmiş olan operatör ve diğer destinasyonlar tamamen örneklendirmedir.
Yıllar içerisinde sektörün yaşamış olduğu pek çok kriz, yurtdışı destinasyon yönetiminin gerekliğini anımsamamıza sebep olmuştur.
Mevcut operasyonunu en yüksek seviyede riskten arındırma eğiliminde olacak turizm gruplarının diğer gruplara kıyasla , gelecekteki muhtemel krizlerden daha düşük seviyede etkileneceği sonucuna varılabilir.
Saygılarımla