Değerli turizm okurları,
Koca bir yılı daha geride bıraktık. Bakalım, 2023 bize neleri getirecek!
Bugün otel rezervasyonlarına ve gelen taleplere baktığımızda şahane bir yıl olacağına şüphe duymamak gerek. Tabi öncelikle şu makûs Şubat, Mart ayını bir kriz olmadan atlatabilirsek diyelim.
2019 yaz sezonu bildiğiniz üzere çok güzel geçmişti ve last minute e kalan misafirler bir önceki seneye göre daha pahalı bir tatil yapmak zorunda kaldı. 2020 ‘de aynı duruma düşmemek için daha 2020’ye girmeden rezervasyonlar ortalama olarak bir önceki sezona göre (tesisine göre) 2 ila 5 katı arasında arttı. Pandeminin ardından,2022 sezonunun başı hiç iç açıcı olmasa da, geneline baktığımızda 2019 ‘dan daha iyi geçen bir sezon yaşandı. ‘Last minute’ e kalan misafirler yine pahalı bir tatil yapmak zorunda kaldı. Ve bugünün tarihine baktığımızda aynı 2019 da olduğu gibi rezervasyon sayıları bir önceki yıla göre kat ve kat artıda gözüküyor.
Türkiye’yi bu denli talep edilen bir destinasyon haline getiren tüm turizm neferlerine teşekkür borçluyuz. Tabi ki bu talebin artış sebeplerinden biri de ülkemizin sosyo-ekonomik konumu. Umarız bu durumu da en kısa zaman diliminde lehimize dönecek şekilde düzeltebiliriz. Yukarıda yazdığım gibi her iyi sezonun ardından ya da iyi bir sezon geliyor derken ŞUBAT ve MART aylarına geldiğimizde ‘evdeki hesap çarşıya uymuyor’ ve bambaşka bir senaryo ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu makûs iki ayı kriz çıkmadan geçirebilirsek ve talepler hız kesmeden gelmeye devam eder ise paspas altına attığımız sorunlar gün yüzüne daha acı bir şekilde çıkacaktır.
Teknoloji ne kadar gelişirse gelişisin hizmet sektörünün vazgeçilmezi olan insan unsuru bazı durumların tersine gitmesine sebep olur. Önceleri sezonun kısalmasından ve nitelikli personelin sektörden uzaklaşmasından yakınıyorduk. Lakin şu anda sezon uzasa da bu durum değişmeyecek hal almaya başladı. Asgari ücret artıyor, personel maaşları artıyor. Ancak gerek yatırımcı için gerek çalışan için gelir ne kadar artarsa artsın, giderin hızına yetişilemez oldu. Maalesef bu durumdan dolayı nitelikli dediğimiz insanlar kira, elektrik, su, yeme-içme gibi zorunlu ödemeleri yaptıktan sonra maaşından geriye bir şey kalmamasından dolayı, istemeye istemeye sektörden daha hızlı bir şekilde uzaklaşıyor. Yakinen yaşadığım bir örnek, bir tesisin iyi bir gece müdürü kira bedeli yüzünden turizmi sezon ortasında bırakmak zorunda kaldı ve başka bir şehre yerleşti. Kalifiye personel sorunu derken, bugün çalıştıracak herhangi bir kimse bulunmayacak bir duruma düşülecek, bu durum turizm kalitesini ciddi bir şekilde etkiyecektir. Bununla birlikte yeterli eleman sayısı bulunamaz ise oteller tam doluluğa ulaşmak istemeyecektir. Bu da gelir seviyesinin düşeceği anlamına geliyor. Anlayacağımız, bugünlerde sorun maaşların artması değil. Tüketimde ödenen bedellerin yüksekliği. Sanırım hem fikir olacağımız konu, maaşlara daha fazla zam yapılacağına, maliyetlerin aynı oranda düşürülmesini sağlamak, daha faydalı bir çözüm oluşturacaktır.
2023 yılının ülkemize ve turizm sektörümüze daha güzel anılar getirmesi dileğiyle.
Turizm ile kalın.
Erdi ÖZEN
