Sabah Gazetesi yazarı, Prof. Dr. Kerem Alkin 2023 yılında turizm beklentilerini yazdı. İşte Alkin’in, “2023: Turizmin Kovid’den öç alma yılı” başlıklı yazısı…
2022, küresel turizm endüstrisi açısından, ‘Kovid-19’ küresel virüs salgınının 2020 ve 2021’de sektöre verdiği tahribatının telafisi adına önemli bir yıl oldu. 2022 yılında, küresel turizm endüstrisinin hacmi için tahmin edilen yüzde 60 ile 80 arasındaki artış, yine de 2019 yılı seviyelerinin yakalanabildiği anlamına gelmiyor. Bu nedenle, 2023’de yüzde 30 daha büyümesi beklenen sektör 2019 seviyelerini zorlayabilir, hatta geçebilir. Bahsettiğimiz büyüklük 1.8 milyar uluslararası turist seyahati. 2021’de 1.4 milyara gerilemiş olan bu rakamın, 2022’de tekrar 1.6 milyara yaklaştığı tahmin ediliyor. İki ‘Siyah Kuğu’ ile boğuşan dünya ekonomisinde, küresel ve bölgesel ölçekte faaliyet yürüten milyonlarca firmanın, ihracat, ithalat işi yapan milyonlarca firmanın seyahat masraflarını kısmaları sektörün önünde önemli handikaplardan birisini oluşturmakta.
Küresel enerji ve gıda krizinin sebep olduğu küresel enflasyon ve maliyet artışları da, küresel turizm endüstrisinin maliyet yönetimini ve karlılığını doğrudan etkiliyor. Bu nedenle, turizm sektöründe de gözlenen uçak bileti, otel ve benzeri imkanların fiyatlarındaki artış, küresel ölçekte turizm endüstrisindeki müşteri sayısını etkiliyor. 2023’ün küresel turizm endüstrisi için en kritik kırılması, ‘kovid’den öç alma anlamında, ‘kütlesel’ turizme, ‘grup turizmi’ne geri dönülmesi olacak. ‘Butik’ turizm hizmetine olan ilgi, malum, ‘kovid’ döneminde artmıştı. Ayrıcalıklı turizm hizmetine ulaşabilecek satın alma gücü olanlar, büyük otellerden butik otellere, cruise tipi, çok kamaralı deniz seyahatlerinden, yelkenlilere, mavi turlara yönelmişlerdi. Ancak, orta ve daha düşük gelir grubu için, daha hesaplı olan ‘kütlesel’ turizmin, grup turizminin canlanması gerekiyordu.
Bu beklenti gerçekleşir ise, 2000’den bu yana her yıl ortalama yüzde 2,6 büyüyen ve 2020’de yakın tarihin en ağır daralmasını yaşamış olan uluslararası seyahat sayısının, yeniden eski temposunu yakalar ise, 2026 yılında 1 milyar 521 milyona ulaşması; küresel turistik ziyaret sayısının da, 2021’de 2.5 milyarın altındayken, 2026’da 2 milyar 745 milyona ulaşması bekleniyor. Küresel turistik ziyaret sayısı da 2000’den bu yana yüzde 3,2 büyümüş durumda. İşte, tam da bu noktada, küresel turizm endüstrisinde en cazip ilk 5 destinasyon noktası arasında olmaya oynayan, 6. sırada yer alan Türkiye’nin, çevre dostu, mavi bayraklı binlerce kumsalı olan, tarihi, kültürel ve mutfak zenginliğini tüm dünyaya mal etmiş bir ülke olarak; tartışılmaz avantajlarını sağlık ve eğitim sektörlerindeki hizmet ihracatı başarısıyla da katlaması, bizi dünyanın en vazgeçilmez turizm merkezlerinden birisi yapacak.
2020’de küresel turizm endüstrisinin yaşadığı kayıp, 2019’daki 1,7 trilyon dolarlık hacim hatırlandığında, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Teşkilatı’nın (UNWTO) son 30 yıldır düzenli olarak tuttuğu istatistikler ışığında, 600 milyar dolarlık kayıp ile tarihi bir kırılma noktası. Bu nedenle, 2022’de yüzde 60 ve üzerinde olabileceği tahmin edilen toparlanma, 2023’de küresel pandemi öncesi seviyelerin yakalanması adına çok önemli. UNWTO’nun verileri, 2022’nin rekor sıçrama yapmış ülkelerinin Sırbistan, Romanya, Türkiye, Letonya, Portekiz, Pakistan, Fas ve Fransa olduğunu gösteriyor. 2023’de ise, Kuzey Amerika ve bilhassa ABD’nin iç turizm hareketi açısından, Asya-Pasifik ve Afrika’nın ise bölgesel turizm açısından göreceli bir hareketlenme yaşayacağı beklenmekte. Çin’in pandemi kısıtlamalarını kaldırma kararının etkisini de 2023’de fazlasıyla hissediyor olacağız.