We-Flytour-GM-Banner-Animation
We-Flytour-GM-Banner-Animation
Anasayfa Sektörel Haberler AB VE TÜRKİYE’YE RUSYA FATURASI

AB VE TÜRKİYE’YE RUSYA FATURASI

GM TURİZM VE YÖNETİM DERGİSİ

Bir yıl önce Yanukoviç’in Batı destekli bir darbe ile devrildiği, Rusya’nın Kırım’ı ilhakı ile sonuçlanan Ukrayna krizinin ardından Batı’nın başlattığı sıkı yaptırımların faturası sadece Rusya’ya değil AB ve Türkiye’ye de kesilmeye başlandı… Çoğu analistin “ABD merkezli Rusya’ya diz çöktürme operasyonu” olarak nitelediği, ham petrol fiyatlarındaki sert düşüş ile birlikte rublede yaşanan yüzde 50’lik devalüasyon Rusya ekonomisini krize sürüklüyor. Ancak ortaya çıkan tablo, Rusya kadar AB’nin de ekonomik yaptırımlar yüzünden ağır fatura ödemeye başladığını gösteriyor. 
RUSYANINFATURASI
Batı mallarına uygulanan yaptırımlar sonrasında Rusya pazarındaki boşluğu doldurma planları yapan Türk ihracatçısı ise, devalüasyon yüzünden kayıp yaşamaya başladı. Milliyet’in Anadolu Ajansı’na dayandırdığı haberine göre,  Türkiye’nin, rubledeki değer kaybı yüzünden sıkıntılı bir dönemden geçen Rusya’ya ihracatında yaşanan kayıp, 2014 yılında 1 milyar doları geçti.2013’te 7 milyar 96 milyon 381 bin doları gören Rusya’ya ihracat, geçen sene yüzde 14,63 düşüşle 6 milyar 57 milyon 946 bin dolara geriledi. Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkeler arasında 2013’te 4’üncü sıraya kadar tırmanan Rusya, 2014’te 3 basamak birden gerileyerek, 7’nci sırada yer bulabildi.

2013’te, Türkiye’nin ihracat yaptığı ülkeler arasında, Almanya, Irak ve İngiltere’nin ardından 4’üncü sıraya kadar tırmanan Rusya pazarı, 2014’te ise Almanya, Irak, İngiltere, İtalya, Fransa ve ABD’den sonra 7’nci sırada kendisine yer bulabildi.

Sektörlerin büyük kısmının bu ülkeye ihracatında düşüşler dikkati çekerken, Türkiye için lokomotif sektörlerin dış satımında da düşüş trendi hakim oldu. Otomotiv sektörünün 2013 yılında 1 milyar 160 milyon 435 bin dolara kadar çıkan Rusya’ya ihracatı, geçen yıl yüzde 31,57’lik düşüşle 794 milyon 67 bin dolara geriledi. Tekstil ve ham maddelerinde ise kayıp yüzde 24,92 olarak gerçekleşti. Bu ülkeye, 2013’te 1 milyar 16 milyon 58 bin doları gören tekstil ve ham maddeleri ihracatı, 2014’te 762 milyon 777 bin dolara kadar düştü. Deri ve mamulleri ihracatı da yüzde 24,52’lik düşüşle 410 milyon 395 bin dolara geriledi. Sektörün, Rusya’ya ihracatı 2013’te 543 milyon 743 bin doları bulmuştu. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün, 2013 yılında 413 milyon 86 bin dolara yükselen ihracatı, geçen yıl yüzde 15,02 düşüşle 351 milyon 34 bin dolara indi.

Rusya’ya yapılan yaş meyve ve sebze ihracatı ise 2014’te yüzde 7,28 artış kaydetti. Sektör, bu ülkeye 2013’te gerçekleştirdiği 876 milyon 166 bin dolarlık yaş meyve sebze ihracatını, rubledeki değer kaybı yüzünden yaşanan krize rağmen 2014’te 940 milyon 18 bin dolara taşıdı. Türkiye’nin yaş meyve ve sebze ihracatında, Rusya’nın pazar payı yüzde 39,22’e çıktı.

AB de zorda…

Rusya’daki sıkıntıların fatura kestiği ekonomilerin başında AB geliyor.  Dış ticaretinde Rusya’nın büyük önem taşıdığı AB ülkeleri, yaptırımlar yüzünden önemli gelir kaybına uğradı. Almanya dahil, Rusya ile ambargo restleşmesinin zarar vermediği AB ülkesi yok…

Avrupalı sebze ve meyve üreticilerinden turizm sektörüne kadar hemen her alanda Rusya ile ilişkilerin bıçak gibi kesilmesinin faturası gittikçe kabarıyor. Sarsıcı devalüasyon sonrası yılbaşı tatili için genelde AB ülkelerine akın eden Rus turistlerin çoğunun bu yıl evde kaldıkları, Avrupa kış turizm sektörünün büyük darbe yediği belirtiliyor. Düşen talep, AB ekonomisine “deflasyon” olarak yansımaya başladı:

19 ülkeli Euro Bölgesi’nde tüketici fiyatları Aralık ayında yıllık bazda yüzde 0,2 ucuzladı. Yani Euro Bölgesi’nde deflasyon başladı.

Eurostat’ın açıkladığı verilere göre Euro Bölgesi 2010 Avrupa borç krizinden bu yana ilk kez deflasyona girdi.

BBC’nin haberine göre, 2010 yılında Yunanistan krizinin yayılmasıyla İspanya, Portekiz ve İtalya gibi Euro Bölgesi ülkeleri de krize girmiş ve Euro Bölgesi 5 ay boyunca eksi enflasyonda kalmıştı.

Özellikle geçen yılın Mayıs ayından bu yana 115 dolar seviyesinden 50 dolara kadar düşen petrolün varil fiyatı ve zayıf ekonomik aktivite deflasyonun başlıca nedeni olarak görülüyor.

Enflasyonun tersi olan deflasyon, ekonomistler tarafından olumsuz bir durum olarak kabul ediliyor. Gerekçe ise deflasyonla birlikte büyümenin de darbe alması ve şirketlerin yaptığı satışlarla üretim maliyetlerini karşılayamaz hale gelme riski. Uzun süreli deflasyonun ekonomik büyümeyi de eksi bölgeye çekebileceği ve durgunluk başlatabileceği uyarıları yapılıyor.

Euro Bölgesi’nde deflasyonun başlamasıyla birlikte yatırımcılar ise Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) bir sonraki adımına odaklandı.
ECB Başkanı Mario Draghi, geçtiğimiz hafta “Fiyat istikrarını sağlama görevimizi başaramama riskimiz, altı ay öncesine göre daha fazla” demişti.

Bankanın Euro Bölgesi ülkelerinin tahvillerini satın almaya başlayarak piyasadaki Euro likiditesini artırmaya başlaması ve ekonomik aktivite canlanandıracak bir enflasyon yaratması bekleniyor.

ECB’nin Euro likiditesini artıracağı beklentisiyle Euro/Dolar paritesi ise gerilemeye devam ediyor. 1,20 seviyesinin altına inen paritede Societe Generale gibi kurumlar 1,10’lu seviyelerin çok da uzak olmadığını düşünüyor. ECB’nin yıllık enflasyon hedefi yüzde 2 seviyesinde. TURKRUS

Yorum Yaz

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.