Özbekistan’ın coğrafi durumunu yani haritadaki yerini biliyoruz ama gene de küçük bir hatırlatma ile başlayalım; Kuzeyde Kazakistan, kuzeydoğuda Kırgızistan, güneydoğuda Tacikistan, güneyde Afganistan ve güneybatıda Türkmenistan ile komşu olan yedi bağımsız Türk devletinden biridir.
Resmi dili Türk dillerinden Uygur grubuna ait Özbekçedir ve nüfusun %74’ü bu dili konuşur. 2002 yılından itibaren Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçilmiş ancak Kiril alfabesi de yaygın olarak kullanılmaktadır. Nüfusun büyük çoğunluğu Rusça bilir ve konuşur.
449 bin km2 yüz ölçümlü, 35 milyon nüfuslu Orta Asya’nın önemli ülkelerinden Özbekistan’ın başkenti Taşkent, 2000 yılından itibaren büyük bir değişime uğramış, başta Türk firmaları olmak üzere pek çok firma büyük yatırımlar yapmışlardır. Çok katlı binalar, alışveriş merkezleri, yeni konutları ile 2 milyon nüfuslu modern şehir durumundadır. Taşkent, parkları, müzeleri, binaları ile hızla değişen ve gelişen büyük bir şehir halini almış, yeni binaların inşası sürerken, şehrin tarihi görüntüsünün korunmasına da önem verilmektedir.
Lihtenştayn ile birlikte dünyada denize kıyısı olmayan ülkelere sınır komşusu olan iki ülkeden biridir. Özbekistan nüfusunun %88’i Müslüman, %9’u ise Ortodoks’tur.
**
Özbekistan’a, Tacikistan tarafındaki sınır kapısından giriyoruz. Buraya en yakın, tarihi İpek Yolu’nun önemli kavşaklarından, Özbekistan’ın 1 milyon nüfuslu, önemli tarihi kenti Semerkant’a gidiyoruz.
Semerkant şehri; Özbekistan’ın 12 vilayetinden biri olan Semerkant vilayetinin idari merkezidir ayrıca Zerefşan Nehri Vadisi’nde, nüfus açısından en büyük ikinci, tarihi ve sosyo-kültürel açıdan da en önemli şehridir. 2500 sene öncesine dayanan tarihiyle dünyanın en eski şehirleri arasında yer alan Semerkant, İpek Yolu’nun önemli kavşak noktası olması nedeniyle tarih boyunca siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan önemli bir yerleşim yeri olmuş, bu nedenle de birçok çatışmalara sahne olmuştur.
MÖ 329’da Büyük İskender tarafından ele geçirilen şehir, Helenistik dönemde gelişmeye devam etti. 711’de Müslüman Araplar tarafından fethedildikten sonra İslam medeniyetinin önemli şehirlerinden biri haline geldi. İslam coğrafyacılarının yanı sıra doğulu ve batılı seyyahlar tarafından da İslâm’ın kubbesi ve dünya cennetlerinin en önde geleni şeklinde tanımlandı.
Semerkant’a muazzam görünümünü veren tarihi yapıların bulunduğu Registan Meydanı bugünkü şeklini 17. yüzyılda, Buhara Hanlığı döneminde almıştır. 1924 yılında kurulan Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin başkenti oldu. Semerkant’ın önemli tarihi mirası Registan Meydanı, her şeyi ile görülmeye değer yerlerdendir.
2001 yılında Unesco Dünya Miras Alanları Listesi’ne eklenmiştir.
Önce, Timur’un mozolesine, anıt mezarına gidiyoruz.
Timur Malik Mozolesi; Tarihte önemli komutanlardan biri olan Timur, Özbekistan’ın milli kahramanlarındandır. Babası Moğol, annesi Türk olarak bilinen Timur, genelde Özbek olarak bilinir. Savaşta ayağından yaralanıp aksak yürüdüğü için “Aksak Timur” olarak geçer ancak bu ifade burada pek sevilmez, hafif aşağılanma olarak kabul edilir ve “Amir Timur”, “Timur Malik” veya “Emir Timur” olarak anılır.
Timur’un veliaht tayin ettiği torunu Muhammed Sultan Mirza tarafından 1399 yılında başlatılan yapının inşası, Muhammed Sultan Mirza’nın ölümünün ardından Timur tarafından 1404 yılında tamamlanmıştır. Tamamlandıktan kısa bir süre sonra, 18 Şubat 1405’te ölen Timur bu yapıya defnedilmiştir. Bu tarihten sonra külliye Gur-i Emir adıyla anılmıştır. “Gur-i Amir”, Farsça “Kralın Mezarı” anlamındadır.
Masmavi kubbeli bu mimari kompleks, Timur soyunun aile kabristanı haline gelmiş ve hanedan üyelerinin önemli üyeleri bu türbeye defnedilmiştir. Türbede Timur’un torunlarından Muhammed Sultan Mirza, Pir Muhammed Mirza, Uluğ Bey ve Timur’un oğullarından Miranşah Mirza ve Şahruh Mirza defnedilmiştir. Türbede hanedandan olmayan tek kişi ise Timur’un hocası olan Seyyid Bereke’dir.
Amir Timur; Özbekistan’ın unutulmaz milli kahramanıdır. 1336 tarihinde Özbekistan’ın Keş şehrinde doğan, Orta Asya coğrafyasının en önemli askeri ve siyasi dehalarından biri olarak kabul edilen Moğol asıllı Timur, sağ ayağı aksak şekilde yürüdüğü için Farsça “Timurlenk” Türkçe olarak ise “Aksak Timur” olarak bilinir.
Timur İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk hükümdarı olan Amir Timur, 1370’ten itibaren düzenlediği seferlerle günümüzdeki Orta Asya, Rusya, İran, Hindistan, Afganistan, Kafkasya, Orta Doğu ve Anadolu’nun büyük bir bölümünü ele geçirmiştir.
Timur’un düşüncesi, Cengiz Han’ın ölümünden sonra parçalanan ve onun torunları tarafından kurulan Çağatay Hanlığı, İlhanlılar ve Altın Orda Devleti Hanı Toktamış kalıntıları üzerinde kurulan Cengiz İmparatorluğu’nu tek bir siyasi çatı altında yeniden ayağa kaldırmaktı. Seferleri de bu düşüncesini doğrular niteliktedir ve saltanatının sonuna doğru bunu büyük ölçüde başarmıştır. Önce yeniden birleştirdiği Çağatay ulusunun başına geçti. Ardından batıda Hülagû Han topraklarını kendi hükümdarlığına kattıktan sonra kuzeye yönelip, Altın Orda Hanlığı üzerinde egemenlik sağladı. Ancak 1405 yılında Çin’i fethetmek üzere düzenlediği seferde yolda hastalanarak vefat etti. Timur, hayatı boyunca Cengiz Han’ı örnek almış, onun yasalarına çok önem vermişti. Cengiz Han soyundan Kazan Han’ın kızı Saray Mülk Hanım’ı nikâhına alarak Moğolca damat anlamına gelen Küregen lakabını taşımaya hak kazanmıştır. Cengiz Han’ın soyundan gelmediği için “Han” unvanı yerine “Emir” unvanını kullanmıştır.
Timur, bir yandan Cengiz yasasının uygulayıcısı olurken diğer taraftan kendine İslam’ın Kılıcı yakıştırması ile fetihlerini meşrulaştırmak amacıyla İslami semboller kullanmıştır. 1398’de Hindistan’da Delhi Sultanlığı, 1401’de Suriye’de Memluk Devleti ve 1402’de Ankara Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ne karşı kazandığı zaferlerden sonra İslam dünyasındaki en büyük güç konumuna gelmişti.
Registan Meydanı, Semerkant’ın en önemli yelerinden.
Registan Meydanı; Registan, Orta Asya Türk İslam mimarisinin nadir örneklerinden biridir. XV. asırda Emir Timur’un torunu Uluğ Bey tarafından yaptırılan muhteşem renkli mozaikler ile kaplanmış üç ayrı medresenin bir arada bulunduğu meydan, Semerkant’ın merkezindedir.
Registan Meydanı üç ayrı medreseden oluşur.
Uluğ Ney Medresesi; “Kum ülkesi” anlamında olan Registan Meydanı’nda, Astrolog, Matematikçi, Bilim Adamı Uluğ Bey tarafından yaptırılan ilk medresede fen bilimlerine, özelikle matematik, fizik, astronomi gibi bilimlere ağırlık verilmesi istenmiştir. İlk medresenin kuruluşuyla birlikte, bütün bayramlar, festivaller ve pazar günü pazarı da burada kurulmaya ve kutlanmaya başlamıştır. Medrese, İslam dininin yüksek okulları sayılır. Uluğ Bey Medresesi, 1417-1420 tarihlerinde Uluğ Bey tarafından kurulmuş ve bizzat kendisi burada, ölümüne kadar matematik ve astronomi dersleri vermiştir.