AVRUPA Birliği Komisyonu, aslında 1973’te kazanılmış hakkı olmasına rağmen Türkiye’nin onlarca yıldır hem siyasi hem de hukuki alanda mücadele vermek zorunda kaldığı vize muafiyeti konusundaki tarihi kararını bugün açıklıyor. Bütün göstergeler AB Komisyonu’nun Türk vatandaşlarına Schengen Bölgesi’ne girişte vize muafiyeti uygulanması ve Türkiye’nin vizeden muaf ülkeler listesine dahil edilmesi önerisinde bulunacağına işaret ediyor. Türkiye, vize muafiyeti sağlanması için karşılanması gereken 72 kriterden 67’sini yerine getirdi. Komisyon, geri kalan kriterlerin gecikmeksizin yerine getirilmesi gerektiğine özel bir vurgu yapacak.
AB Komisyonu’nun henüz karşılanmadığı görüşünde olduğu kriterler arasında insan hakları bağlantılı olanlar da var. Brüksel özellikle terörle mücadele yasasının gecikmeden Avrupa standartlarıyla uyumlu hale getirilmesini talep edecek. AB’nin üzerinde durduğu öncelikli konular arasında yer alan kolluk görevlilerinin işlediği suçlar ve disiplin cezalık davranışlarıyla ilgili “Kolluk Gözetim Komisyonu” kurulmasına ilişkin tasarının da aralarında bulunduğu iki kriter daha dün gece karşılandı.
Brüksel’e göre haziran sonuna yetişmesi pek mümkün görülmeyen kriterlerden biri mevcut biyometrik pasaportların AB standartlarıyla uyumlu, güvenlik verileri içeren biyometrik pasaportlara dönüştürülmesi, diğeri ise üçüncü ülkelerle geri kabul anlaşmalarının (GKA) sonuçlandırılması. Türkiye’nin AB ile imzaladığı GKA’nın tam uygulanmasıyla ilgili kriter de fiilen yerine getirilemiyor, çünkü bu anlaşma 1 Haziran’da devreye girecek. Türkiye, karşılıklılık ilkesi çerçevesinde AB ülkelerine vize muafiyeti sağlayan kararı da kendi vatandaşlarına vize muafiyetinin tanınmasının öngörüldüğü 30 Haziran’dan sonra uygulamaya başlayacak.
SAYI KARMAŞASI
Süreçte en tartışmalı unsurlardan birini Türkiye tarafından karşılanan kriter sayısı oluşturdu. Bu konuda sorulan sorulara verilen yanıtlar kime sorulduğuna bağlı olarak farklılık gösterdi. Geçen hafta sonu itibarıyla Brüksel’in bu konuda verdiği rakam 60’tı, pazartesi de bu sayı değişmedi. Önceki gün Türkiye kaynaklı haberler ise 69 kriterin karşılandığına işaret ediyordu, ancak bu rakam Brüksel ve sürecin içinde yer alan, dosyaya hakim Türk kaynaklarca doğrulanmadı. AB Komisyonu’nun kararını açıklamasına 24 saat kala ise Brüksel’in karşılandığını doğruladığı kriter sayısı 65’ti. Sonrasında bu sayı 67’ye yükseldi. Sayı karmaşasını değerlendiren üst düzey bir yetkili, “Bu saatten sonra sayı çok önemli değil, çünkü Komisyon’un önerisinin olumlu olmasını sağlayacak düzeyde kriter karşılandı. Şu aşamada fiilen karşılanmayan kriterler olduğu da unutulmamalı. Bazı eksiklerin bir iki hafta içinde karşılanmasını umuyoruz; zaten Türkiye’nin başka çaresi de yok çünkü karar olumlu çıkarsa önümüzde siyasi onay süreci var” dedi.
KOMİSYON YENİ ŞARTA KARŞI
Vize muafiyeti, Avrupa’da mülteci krizinin etkisiyle popülist eğilimlerin zemin kazanması ve bazı ülkelerde seçimlerin yaklaşmasının yarattığı ortam nedeniyle iç politika malzemesi haline geldi. Daha Komisyon kararını açıklamadan basına sızdırılan Almanya ve Fransa’nın çalışma kağıdı da üye ülkelerde yaşanan sıkıntının ve iç kamuoyunu rahatlatma çabasının göstergesi niteliğinde. İki ülke, kurallara uyulmaması halinde vize muafiyetinin hızla askıya alınmasını sağlayacak “el freni” mekanizması talep ediyor. AB Komisyonu da gerekirse vize muafiyetinin askıya alınmasını sağlayacak mekanizmaların mevcut olduğunun ve yeni önlemlerin gerekli olmadığının altını net şekilde çizdi. Komisyon’un kararı öncesi gelinen aşama dün Başbakan Ahmet Davutoğlu ile AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker arasında yapılan telefon görüşmesinde ele alındı.
KURALLAR ESNETİLMEDİ
AB ile Türkiye’nin 2013’te uzlaştığı 72 maddelik yol haritası uygulanması oldukça fazla çaba isteyen bir belge. AB süreçte bu kuralları esnetme yönünde bir adım atmadı. Bir AB yetkilisi, “Türkiye vize muafiyeti tarihinin öne çekilmesini istediğinde yeterli olacak sayıda kriteri karşılayabileceğine kimse inanmamıştı. Özellikle geçen hafta sergiledikleri performans etkileyiciydi” diye konuştu.
MÜLTECİ KRİZİ ETKİSİ
AB’nin karşı karşıya kaldığı mülteci krizi Türkiye’yle vize muafiyeti sürecinin hızlanmasında önemli etki yaptı. “Kriz olmasaydı süreç bu aşamaya bu kadar hızlı gelir miydi” sorusuna Brüksel’de net şekilde “Hayır” cevabı veriliyor. 18 Mart’ta varılan anlaşmanın olumlu ve somut sonuç doğurması, Türkiye’nin de kriterleri karşılama konusunda beklenenin ötesinde performans sergilemesi AB’yi en azından teknik açıdan “Hayır” diyemeyecek bir pozisyona itti.
SİYASİ ONAY DAHA ZOR
AB Komisyonu bugün vize muafiyeti önerisinde bulunursa bu sürecin bittiği değil yaşamsal önemdeki bir aşamanın geçildiği ancak aşılması gereken iki engel kaldığı anlamına gelecek. AB Komisyonu teknik yeşil ışık yakarsa siyasi onay süreci başlayacak. Bu süreçte de önce Avrupa Parlamentosu’nun, ardından da AB Konseyi’nin onayının alınması gerekecek. Türkiye konusundaki havanın çok olumsuz olduğu AP’de basit çoğunluk yöntemiyle karar alınacak. AP onay verirse konu AB ülkelerinin önüne gelecek. AB Konseyi’nde oybirliği yerine nitelikli çoğunluk yöntemiyle karar alınacak. Hürriyet /Güven ÖZALP / BRÜKSEL