Geçtiğimiz yıla göre Türkiye’yi ziyaret eden yabancı sayısında yaşanan yüzde 2,25’lik azalış sonrası dile getirilmeye başlayan ‘Turizm Serbest Bölgeleri’nin olası etkilerine değinen Yaşar Üniversitesi Turizm Rehberliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan İçöz, sağlık ya da tıp turizmi gibi yalnızca özel alanlarda serbest bölge oluşturulmasının daha olumlu etkiler yaratacağını söyledi. İçöz, “Turizm Serbest Bölgeleri’nin kumarhanelerin kurulması gibi toplumda yaratacağı negatif etkilerin de değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Dünya Gazetesi’ndeki habere göre; Turizm Serbest Bölgesi fikrinin, değişik türdeki serbest bölge oluşumları arasında en çok ‘Serbest Üretim Bölgesi’ anlayışına uyduğunu ve dünyada Türkmenistan’daki Avaza Serbest Turizm Bölgesi dışında başarıya ulaşmış bir örneğinin bulunmadığını belirten İçöz, “Turizm Serbest Bölgeleri dünyada yaygın bir uygulama değil. Bu konuda en belirgin örnek Avaza Serbest Turizm Bölgesi. Belli bir turizm türü için serbest bölge örneği de 2012 yılında Dubai’de kurulmuş olan Sağlık Turizmi Serbest Bölgesi. Bu iki örnek dışında başarılı ya da ön plana çıkmış bir turizm serbest bölgesine rastlanmadı” bilgisini verdi.
Turizm Serbest Bölgesi projesinin ardında yatan temel nedenin gelir düzeyi yüksek turistleri ülkeye ya da en azından bir bölgeye çekerek turizm gelirlerini artırmak olsa da devletin turizmden elde ettiği gelir vergisi ve dolaylı vergilerde önemli kayıpların yaşanabileceğine dikkat çeken İçöz, “Turizmde serbest bölge düşüncesi turizmin sınırlandırılması yani lokalize edilmesi gibi bir soruna yol açabilir. Oysaki turizm doğası gereği sürekli yer değiştirmeyi gerektiren bir faaliyet. Aynı nedenle turistlerin yöre halkı ile teması olmayacak ve bir anlamda turistler tecrit edilecek. Bu da turizmin sosyo-kültürel etkileşim fonksiyonunu yok edecektir. Turistlerin lokalize olmaları diğer bölgelerdeki turizmle doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili işletmeler ve esnaf için potansiyel satış ve gelir kaybına neden olacaktır. Bu durum turizmde ekonomik gücün birkaç büyük firma eline geçmesi ve bir anlamda tekelleşme sonucunu doğurur. Ayrıca devletin turizmden elde ettiği gelir vergisi ve dolaylı vergilerde önemli kayıplar yaşanabilir. Yabancı firmaların kar transfer kolaylıkları nedeni ile de devlet gelirlerinde kayıplar yaşanacaktır” diye konuştu.
Turizmde Serbest Bölge projesinin ya da düşüncesinin toplumda yaratacağı negatif etkileri de iyi değerlendirmek gerektiğini söyleyen İçöz, “Öncelikle vatandaşların kendi ülkelerindeki bir bölgeye pasaportla girmeleri negatif etki yaratacaktır. Turizm Serbest Bölgeleri göründüğü kadarı ile sadece ölçülebilir kazançlar konusundaki hedefleri gözetiyor. Oysaki toplumda yaratacağı negatif etkiler de iyi değerlendirilmeli. Bu konuda Dubai örneğinde görüldüğü üzere Sağlık Turizmi ya da Tıp Turizmi gibi çok özel alanlarda Serbest Bölgeler oluşturularak, Türkiye’nin bu alanlardaki potansiyelini değerlendirmek daha doğru olabilir. Bu özel alanların bile tartışmaya açılması ve en uygun kararın verilmesi doğru olur. Bu bölgeler iyi yönetilmediğinde insan ve mal kaçakçılığı konusunda sıkıntılar ortaya çıkabilir. Turizmde Serbest Bölge yapılanmalarında en önemli tehlike kumarhanelerin durumu. Bu işletmelere izin verildiği takdirde daha önce yaşanan olumsuz deneyimler tekrarlanabilir” dedi.