2020 hepimiz açısından oldukça zor bir yıldı. Hiç bu kadar dijital dünya ile iç içe olmamıştık. Öyle bir yıldı ki çok şey değişti, yepyeni alışkanlıklar kazandık. Adeta yeni bir çağa girdiğimizi hissettik. Google 2020 arama trendleri raporuna göre en çok ‘neden…?’ aramaları yapıldı. Sanırım insanlık, tüm bu olan bitene bir cevap arayışı içine girdi ve yaşananları anlamlandırmaya çalıştı.
Gizem Gürocak Akçay – Co-Founder Butik Creative Yaratıcı Marka İletişimi
Instagram, Facebook,Youtube,Twitter, Twitch, Club House ve niceleri… Sosyal medyada en çok vakit geçirdiğimiz platformlar oldu. Özellikle pandemi döneminde ortaya çıkan Club House uygulaması ise sosyal mecralara bambaşka bir boyut getirdi. Diğer uygulamalardan farklı olarak yalnızca ses ile iletişim kurabileceğimiz bir mecra oldu. Kimsenin evden çıkamadığı dönemde, kendi topluluğumuzu oluşturma, başka insanlarla tanışma, sohbet etme ve tartışma ortamı doğurdu. Tam da kendini yalnız hissetmeye başlamış insanlık için bir nevi ilaç oldu. Şimdi her ne kadar kullanılırlığı düşsede çıktığı dönemde sosyal medyada en çok kullandığımız yeni nesil mecralardan biri haline geldi.
Z kuşağı Twitch, Tiktok ve Youtube’da daha çok vakit geçirirken, Y kuşağı ve Boomerlar Facebook ve Instagramda daha çok vakit geçirdi.
Peki suya düşen tatil hayallerimize ne oldu?
2020 Mart ayında, tam da baharı karşılayıp yaz tatili planlarımızı yapmak üzereyken karşılaştığımız salgın tüm planlarımızı alt üst etti. Fakat dijital dünya bu yeni düzene çok çabuk alıştı ve bize yeni fırsatlar sunmaya başladı. Sanal müze turları, online konserler, galeriler ve daha birçok etkinliğe elimizdeki telefonlar ekranlarından ulaşabildik.
Dünyanın en ünlü filarmoni orkestraları arasında her zaman ilk sıralarda yer alan Berlin Filarmoni Orkestrası’nın büyüleyici performanslarına evimizden tanıklık ettik mesela, ya da sanal tur uygulamaları sayesinde pasaport, kimlik gerekmezsinin sınır ötesi diyarlara gezintiye çıktık. Bunların hepsi ne kadar yeni bir deneyim yaşatsa eksik olan tek şey gerçekten o atmosferi hissetmek oldu…
Tüm bu olanlar pandeminin başında bize farklı gelse de, hepsini denemeye çalışsakta bir süre sonra insanlar fiziksel olarak yeni yerler keşfetmek, yeni deneyimler yaşamak ve tüm sevdiklerinin bir arada olduğu tatilin hayalini kurmaya başladılar.
Bu da bize gösteriyor ki 2021 yılında normalleşme ile birlikte; deneyim merkezleri, tatil destinasyonları ve oteller daha çok ailelerin ve arkadaş gruplarının bir arada olduğu kalabalık grupları ağırlayacak…
Kriz döneminde Turizm’de Sosyal Medya Kullanımı Nasıl Olmalı?
Sosyal medyanın, otellerin potansiyel konuklara ulaşması ve eski misafirlerinin geri gelmesini sağlamanın en etkili yollarından biri olduğu artık herkes tarafından biliniyor.
Salgın sırasında maalesef bir çok otel kafasını kuma gömmeyi tercih etti. Yazı sabırsızlıkla bekleyen misafirlerini; gelecek güneşli günleri işaret edip, morallerini yüksek tutmak yerine sessiz kalarak çaresizliği kabullendi. Bazıları ise yanlış iletişim stratejileri ve mesajlar ile güvenilirliğini kaybetti.
BAKIŞ AÇISINI VE MESAJINI DEĞİŞTİRENLER KAZANDI
Bunun yanı sıra bazı oteller pozitiflik yaymaya devam ediyor ve odaklarını değiştiriyor. Sağlık, kişisel bakım ve hatta evde yapabilecekleri şeyler hakkında ipuçları veren içerikler yayınlıyor. Örneğin, Amerika’daki Silverado Resorts & Spa, müşterilerine bağışıklıklarını güçlendirecek bitkiler hakkında eğitiyor.
Benzer şekilde The Don Ce Sar, takipçileri arasında pozitifliği yaymak için #ThinkPink kampanyası başlattı ve ilham veren, mutlu hissettiren içerikler yayınladı.
SOSYAL MEDYA DİLİNİZİ BELİRLEYİN.
Sosyal medya takipçilerinizle nasıl konuşacağınızı belirleyin. İçeriklerinizi yazarken otelinizi bir kişi olarak düşünün ve tesisiniz bir insan olsaydı nasıl olurdu sorusunu sorun ve ses tonunuzu buna göre belirleyin.
HESAPLARINIZI CANLI TUTUN.
Sosyal medya hesaplarınız sadece özel günlerde kutlama yapan markalardan olmamalı. Sürdürülebilirlik, yapılan işi olabildiğince net bir şekilde hedef kitleye ulaştırma, kitleninizi konuşturucak içerikler yayınlama gibi planlarınız olmalı ve aylık bir içerik planı oluşturmalısınız.
SADECE OTELİNİZİN GÖRSELLERİNİ PAYLAŞMAYIN, İLETİŞİM STRATEJİSİ OLUŞTURUN VE DUYGUSAL BAĞ KURUN !
