Turizmde Bir İlk 2020’nin Şampiyonu Ocak
Antalya Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu Başkanı Recep Yavuz, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumu’nun en son açıkladığı 2020 yılı turizm verilerine yönelik ilginç sonuçlar ortaya koyan bir analiz hazırladı. Turizmde korona döneminin röntgeni niteliğindeki analizinde Recep Yavuz, Türkiye’nin 2020 yılı turizm verilerini dünyada açıklayan ilk ülke olduğuna işaret etti.
Turizmde 12 ayın en zayıfı olanı olarak kabul edilen ocak ayının, 2020’de temmuz, ağustos ve eylülü geçerek, 2 milyon 287 bin turistle yılın şampiyonu olduğunu açıklandı.
Tuik 2020 yılına dair resmi turizm verilerini açıkladı. Kültür turizm bakanlığı da dün sayfasında 2020 yılına turizm istatistiklerini yayınladı. Gelin, ikisini sentezleyip ‘’Korona sezonu’ nun röntgenini çekelim ve sadece turizmde değil, bütün insanların hayatında derin yaralar açan 2020 yılını artık unutmaya çalışalım. (Tuik, veriler ve anketler tutulamadığı için nisan-mayıs-haziran aylarını değerlendirmeye almamış)
Bu arada 2020 verilerini açıklayan ilk ülke olabiliriz… Şu ana kadar kıyısından köşesinden birkaç cılız açıklama dışında hiçbir yerde, hiçbir turizm ülkesinin 2020 yılına dair resmi verilerini göremedim. Dünya turizm örgütü de (UNWTO) en erken mart ayında açıklar.
Ülkemizin 2020 yılı kesin turizm verilerini önce bir kenara yazalım;
GELEN TURİST : 15.964.000
TURİZM GELİRİ : 12. 100.000.000 Dolar
KİŞİBAŞI TURİZM GELİRİ: 762 Dolar
İlk iki rakam tabii ki çok düşük. Turist sayısı geçen yıla göre %69, turizm geliri ise %65 azaldı.
Yani,
35.783.202 turist ve
22 milyar 461 milyon dolar gelir kaybı ile 2021 yılına attık kendimizi.
Buna dair zaman zaman farklı beyan veya tespitler duyabilirsiniz. Alınan doneler ve bakış açıları ile ilgilidir bu. Temel olarak 3 farklı bakış açışı mümkün, tarihinin en yüksek yılı olan 2019 yılı dışarıda tutularak yapılan kıyaslama (kayıplar daha az çıkar), önceden 2020 yılına dair konulan hedeflere göre yapılan kıyaslama (kayıplar daha yüksek çıkar) ve bizim kullandığımız gibi geçen yıla bakılarak yapılan kıyaslama.
Kayıplar az değil, Dünya turizm örgütünün UNWTO dünya genelinde 1 milyardan fazla turist kaybı açıkladığı ortamda ‘35 milyon da bir şey mi’ ? diyebilirsiniz, ancak bizim kaybettiğimiz 35 milyon turist Yunanistan’ın yıllardır hayalini kurduğu, hayatını kurtaracak olan turist hedefidir. Cepte keklik gördüğümüz en az 22 milyar dolarımız da maalesef korona karadeliğine düştü.
Oysa ki, özellikle turizmde son 5 yıldır gerek turist sayısında, gerek turizm gelirlerinde sürekli bir artış gerçekleşiyordu:
TURİST SAYISI (küsuratları siliyorum) TURİZM GELİRİ ($)(küsuratları siliyorum)
2016 30 milyon 22 milyar
2017 37 milyon 26 milyar
2018 46 milyon 29 milyar
2019 51 milyon 34 milyar
2020 15 milyon 12 milyar
2020 de üzerimizden tren geçti, ağır yaralandık. Hayatta kaldığımıza şükredelim. Sanırım en erken iki yıla taburcu ederler. 2021 de hastanede geçecek yani…
2020 nin en ilginç turizm verilerinden biri de turizmde 12 ayın en zayıfı olan ocak ayının, temmuzu, ağustosu, eylülü geçerek 2 milyon 287.000 turistle yılın şampiyonu olması oldu. Ocak ayı, şubattaki küçük bir artışı saymazsak 2020 yılında tek artış olan (%14,3) ay oldu. Turizmcilere ‘bir gün gelecek ocak en iyi ay olacak!’ desek, devamını dinlemezdi bile… Ama oldu işte, koronada ezber bozuldu, en kötü ay en iyi ay oldu. Her fırsat bir kriz yaratıyor, korona da ocak ayını parlattı. Büyük konuşmayayım ama bu bir daha olmaz !…
Bir başka ilginç veri de gelirlerde yaşandı. Korona sezonunda kişi başı turist geliri 96 Dolar artarak 762 Dolar oldu. Oysa en iyi turizm yılı olan 2019 yılında kişi başı geliri 666 Dolarla kapamıştık. Hele bir de 2020 yılında bir dördüncü çeyrek var ki!.. kişi başı 854 Dolarla tüm zamanların rekoru olabilir (Ekim-Kasım-Aralık). Dedim ya artık ne hesap tutuyor, ne öngörü.
‘Fiyatlar genel olarak artmadığına göre kişi başı gelir niye artıyor?’ sorusunun cevabı bence iki konuyla ilgili: konaklama süresi ve portföy değişikliği. Sanırım paket turla gelen turistlerin konaklama süreleri 1-2 gece daha arttı. Korona sürecinde 10 günlük karantinayı göze alan turist,’ hazır gelmişken bari hakkını vereyim’ düşüncesiyle daha uzun kaldı ülkemizde. İkincisi bana göre uzun zamandır dile getirdiğim turist sayısı konusu. Biz, sınırımızdan geçip 1 gece konaklayan herkesi turist kapsamı içine alıyoruz. Oysa genelde kara yolu ile gelen, sadece bi selam verip geçen, bir misafirin turistik verilerde yer alması yanıltıcı olmakla birlikte, gelirin düşmesine neden olan bir etkisi var. Bu durumda ne gerçek turist sayısı, ne gerçek gelir tespit edilebiliyor.
Basitleştirip şöyle bir örnek vereyim;
Sizin bir restoranınız var, iki müşteriniz geliyor (ikisi de başımızın üstüne) müşteri A gelip bir su içip, 5 TL ödeyip 10 dakika sonra gidiyor. Müşteri B ise güzel bir masaya kurulup önce meze, ara sıcak, sonra ana yemek, yanına bilumum içki, üstüne künefe yedikten sonra, finali bir Türk kahvesi ile yapıp 200 TL hesabını ödeyip gidiyor. İkisini de aynı değerlendirmenin içine alırsak kişi başı Restoran performansı 205/2=102,5 TL olur. Oysa Dünya Turizm Örgütünün yaptığı gibi sadece su içerenleri, kısa süreli, turist/müşteri sayılmayan ziyaretçi statüsünü alırsak ve en az 5 geceleme üzeri konaklamaları turist kapsamında sayarsak Mayorka’daki kişi başı turist geliri ile Marmaris’tekini doğru kıyaslama şansımız olur. Tabii ki 5 gün altı kalan misafirlerimizin verilerini de mutlaka tutmalı ve ayrı bir başlık altında değerlendirmeliyiz. Bizde bu çok önemli, zira böyle kısa kalışlar –günübirlikçiler hariç- hiç az değil. .Mesela 2020 yılında Bulgaristan’dan giriş yapan 1 milyon 242 bin ziyaretçimiz var ve önemli bir kısmının ziyaretlerinin Edirne ve İstanbul kaynaklı kısa ziyaretler olduğunu tahmin edebiliriz. Aynı şekilde 400.000 üzerinde Gürcistan üzerinden gelen misafirlerimiz var. Nerede, ne kadar kaldıkları ve kişi başı ne kadar harcama yaptıkları konusunda bir verimiz yok. Bu konuyu bir tek ben görmüyorum, sanırım herkes farkında ama galiba bu şekilde daha mutluyuz…
KİMLER BİZİ KORONADA TERK ETMEDİ?
2020 yılı için baştan şunu söyleyeyim, ‘eğer Ruslar ve Ukraynalılar olmasaydı’ dükkânı çoktan kapatmış, turist duasına çıkmıştık. Zira AB ülkeleri korona sürecinde benzin deposuna su kaçmış araba gibi hoplaya hoplaya ilerlediler. Çoğu kez motor durdu, yeniden çalıştırdılar… Eğer yurt dışındaki Türklerle, Türkiye tutkunu turistler olmasaydı, bu yıl ülkemizde tatil yapan Avrupalıyı görmek hayal olurdu. Bütün engellerin üstünden atlayarak Türkiye’ye gelen 3 milyon üzerinde Türk vatandaşı bizim en önemli kozumuz. Gerçi vatandaşlarımızın ziyareti de bu yıl yarı yarıya düştü (sağ olsun işveren tehditleri, hükümetlerin baskısı, korona endişesi vs) ama yine de Yunanistan, İtalya, İspanya sanırım 3 milyon turisti görmedi bu sene.
Yılın yıldız ülkesi bana göre Ukrayna idi, çıktığı gibi bitirdi. Rusya’da Ağustostan beri istikrarlı bir şekilde devam etti. Anlaşılan o ki krizlerde Avrupa daha kırılgan ve ürkek…
2020 yılı ziyaretçilerimiz;
1. Rusya 2.128.000
2. Bulgaristan 1.242.000
3. Almanya 1.118.000
4. Ukrayna 997.000
5. İngiltere 820.000
Türkiye Dünya turizminde kemikleşmiş önemli bir portföye sahip. Böyle bir sezonda 16 milyon ziyaretçinin gelmesi bunun bir kanıtı. Ben saymayacağım ama siz bir düşünün bu sene tatile gitmek isteyen kişinin önüne konan bir sürü engeli. Ocak ve Şubatı düştüm 12 milyon üzerinde insan Korona şartlarında üzerinden atladı bu engellerin Türkiye’ye gelmek için. Bu yıllar turizmci için de tatilci için çok zor. İki taraf el ele verip gemiyi yürütmeye çalışacak yine.
Zorluklarla baş etmeyi öğreniyoruz hep birlikte.
Ocak ayının son makalesini Ocak ayını öne çıkararak bitirmiş oldum, bundan sonra temmuz, ağustoslar gibi ocak ayını da seveceğiz anlaşılan….