İspanya yılın ilk 9 ayında 45 milyon turistle kendi rekorunu kırdı. 20 bin Türk turist de rekora katkıda bulundu. Dünyanın en çok festival düzenleyen ülkesi ünvanına sahip İspanya, renkli kültürüyle turistleri cezbediyor.
Dünyanın en çok festival düzenleyen ülkesi İspanya, yılın ilk 9 ayında 45 milyonu aşan turist sayısıyla kendi rekorunu kırarken, Türk turistler de bu rekora 20 bin kişiyle destek verdi.
ETS Tur Yurtdışı Turlar Müdürü İlker Lanacı, İspanya’ya giden Türk turist sayısının yıl sonuna kadar 30 bini aşacağını söyledi.
Türkiye’den İspanya’ya giden turist sayısı 2008’de 52 bini geçmiş, daha sonra rakam 30 binlere gerilemişti. Resmi verilere göre yılın ilk altı ayında Türkiye’den 14 bin 459 kişi İspanya’ya tatile giderken, temmuzdan bu yana İspanya’yı tercih edenlerle birlikte bu rakan 20 bini geçti.
İspanya’ya yönelik turların 3 gece için tek kişi 569 euro, aynı odada kalan çiftler için kişi başı 469 euro olduğunu belirten İlker Lanacı, yurtdışı tatili tercih edeceklere şu uyarılarda bulundu:
“Aynı isimde aynı fiyatlarla turlar düzenleniyor ama içerikleri farklı olabiliyor. Konaklanılan otellerin adları, kalitesi, yıldız kategorisi, merkeze mesafeler her turda farklı. Yurtdışına çıkanlar hangi otelde kalınacağını mutlaka sorsun. Yurtdışı turunu erken satın alanlar daha uygun fiyatlarla seyahat ediyor. 500 euro’luk turu 700 gösterip, 200 euro indirim yapmış gibi gösteren reklamlara ise asla kanmayın. İçerik karşılaştırması yapın. Turların isimleri aynı olabiliyor ancak gezilecek görülecek yerler ile geceleme sayıları farklı olabiliyor.”
Arenada camiye izin çıkmadı
Katalonya özerk bölgesi 2010 yılında boğa güreşlerini yasaklayınca Barselona’daki La Manomental arenası birkaç yıldır boş duruyordu. Katar Emiri Şeyh Tamin bin Hamad Al Thani, 3 milyar dolar yatırımla arenayı Avrupa’nın en büyük camisi yapmak için teklif sundu. Caminin minareleri Mekke ve Medine’den sonra en yüksek minareler olarak projelendirildi. Ancak Katalonlar projeye karşı çıkınca belediye meclisi cami projesini kabul etmedi.
Hyatt ‘puro’yu içecek mi?
Barselona’nın tarihi dokusu içinde aykırı bir cam kule olarak yükselen ve bazı kişilerce puroya bazılarında başka nesnelere benzetilen Agbar kulesi de satışa çıktı. Kule, su arıtma sistemleri üzerinde dünyaca uzman bir kuruluş olan Agbar Grubu’na ait. Agbar’ın kuleyi Amerikan otel zinciri Hyatt’a sattığı ifade edildi ancak aradan geçen iki yıla karşın Agbar kuleyi hâlâ boşaltmadı ve kullanmaya devam ediyor.
Bitmez bu inşaat!
2014’ün ilk 9 ayında 11 milyon 700 bin turist çeken özerk bölge Katalonya’nın simgesi, Barselona’daki Sagrada Familia kilisesi… İnşaatı 1882’de başlayan ve 2036 yılında tamamlanması planlanan Sagrada Familia kilisesi bittiğinde 174 metrelik boyuyla dünyanın en yüksek kilisesi ünvanı alacak. Almanya’nın Ulm şehrindeki Ulm Katedrali, 161 metrelik kulesiyle halen dünyanın en yüksek kilisesi unvanını elinde bulunduruyor. Ünlü mimar Gaudi tarafından inşasına başlanan kilise tamamlandığında, Barselona’nın da en yüksek yapısı olacak. Barselona’nın en yüksek yapıları halen 154’er metrelik yükseklikleriyle birbirine komşu olan Mapfre sigorta ve ART Otel binaları.
Gaudi’nin orijinal doğa betimlemeleriyle süslediği meşhur kilisenin ön cephesinde halen İsa’nın dört havarisini simgeleyen 4 kule yer alıyor. Kilisenin güney ve batı cephelerine de dörder kule yapılarak 12 havariyi simgeleyen kuleler tamamlanacak. Kuzey cephesinde de daha büyük Meryem Ana kulesi inşa edilecek. Son olarak da kilisenin ortasına İsa’yı simgeleyen ve üstünde büyük bir haç olan 174 metrelik kule inşa edilecek.
Betonarme sütunlar
Gaudi’nin 19. yüzyıl yapı tekniğiyle başladığı ve sütunlarını bir ağacın dalları gibi tasarladığı kilisenin yeni kuleleri betonarme tekniğiyle inşa edilip üstüne giydirme yapılacak. 1882’de başlayan inşaat sürecini Gaudi’nin 100. ölüm yıldönümü olan 2026’da bitirmeyi planlayan Barselona Belediyesi, ardından bir açıklama daha yaparak inşaatı 2036’ya kadar uzattı.
Spor ve sanatla iç içe bir Şehir
Barcelona şehri 19. yüzyılın sonundan itibaren modern bir şehir olarak planlanmış. Şehir merkezindeki kumsaldan denize girilebiliyor. Deniz ile binaların başladığı kesim arasındaki 300 metre genişliğindeki sahil bandı yürüyüş yolları, spor aletleri, yeşil alanlarla kaplı. Kumsalda bir tek şezlong yok. Sahil tam bir halk plajı. İnsanlar havlularını yayarak kumlarda yatıyor. Sahil, koşan, yürüyen, bisiklete binen, kaykay kullanan insanlardan geçilmiyor.
Şehir birbirini dikey olarak kesen geniş bulvarlarla donatılmış. Bölünmüş yol olarak planlanan her bulvarda ve yayalaştırılmış caddelerde bisiklet yolları ayrılmış. Yayalara ve bisikletlilere büyük saygı var. Şehirde korna ve motor sesi, egzos kokusu duymak imkansız. Şehrin su mazgalları bile kent dokusuna uygun olsun diye taştan imal edilmiş.
24 saat eğlence
Kentin simgesi haline gelmiş mimari eserlerinin yanısıra sahildeki Barselonata bölgesindeki eğlence kulüpleri sabaha kadar açık. Barcelona’nın İstiklal’i La Ramblas Caddesi’nde yemek, eğlence, alışveriş, herşeyi bulmak mümkün. Deniz mahsülleri bol ve hesaplı. İçinde midye ve karides bulunan bulgur pilavı ‘paella’ İspanyolların milli yemeği. ‘Tapas’ da mezesi. (fehim Genç)