Atatürk’ün “Ulusları kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir” sözünün hakkını veren bir öğretmen: Ahmet Naç. Esenler Mehmet Akif Ersoy İlkokulu’nda öğretmenlik yapan Ahmet Naç, baştan yarattığı sınıfını Facebook sayfasından paylaştı, binlerce paylaşım ve beğeni aldı.
hürriyet’te yayınlanan habere göre; “Gördüklerinizden hiç biri süs değil. Hepsi bir amaca hizmet ediyor” sözleriyle sınıfının eski ve yeni halini paylaşan Ahmet öğretmenin eğitim aşkı ve emeği sosyal medyada büyük ilgi gördü. Ahmet öğretmen sınıfını düzenlemek için bilimsel araştırmaları ve makaleleri inceleyerek işe koyulduğunu söylüyor. Manchester Salford Üniversitesi’nin 3 yıl süren bir araştırmasını dikkate almış.
Sınıfın henüz tamamlanmadığını da belirten Ahmet öğretmen sözlerine şöyle devam ediyor: “Benim oluşturduğum tasarımı, öğrenciler çalışmalarıyla tamamlayacak. Dediğim gibi gördükleriniz içerisinde süs olsun diye yapılan bir şey yok. Çok emek var ama buna değiyor. Şu anki halinden çok daha iyi bir sınıf halini alacak. Çünkü sınıf benim değil onların. Sözü onlara bırakır ve onlara güvenirseniz neler yapabileceklerine inanamazsınız”
Ahmet Naç, yeni sınıfının ilk hallerini ise aşağıdaki fotoğrafları yayınlayarak, paylaştı. Öğretmen dolaplarına kilitli sınıf kitaplıklarından öğrencileri kurtarmanın gerektiğini vurgulayan Ahmet öğretmen, öğrencilerine okuma yazmayı sevdirmek için ağaç şeklinde bir pano hazırladı ve yazısında bu vurguyu yaptı: “Panoya bugün ses ve kelimelerini asarlar yarın şiirlerini güzel sözlerini.Ya da temayı kendileri belirleyebilirler. O şimdilik kuru bir ağaç. Öğrencilerim yeşertecek. Artık onların ağacı”
Ahmet öğretmen yazısına şöyle devam etti: “Okumayı yazmayı öğretmek temel amaç olmasın. Çevrenize bakın. Ahlaklı ahlaksız iyi kötü başarılı başarısız herkes okuma ve yazma biliyor. O zaman farkı yaratan başka bir şey. Bırakın güzel yazmasın. Benim yazım berbattır ancak öğrenci kapasitesinin sınırlarını zorlasın diye karakterine ve ses tonuna uygun şiir yazan bir öğretmenim. Varsın yazısı çirkin gözüken öğretmen olayım.
Okumayı öğretmeyelim okumayı sevdirelim. Matematiği öğretmeyelim matematiği sevdirelim. Şarkı öğretmeyelim, sevdiği şarkıları söylemeleri için ortam sağlayalım. Resim yaptırmak onların eğlencesi için olmasın, resmin değerini gösterelim. 3 boyutlu hamurdan, tahtadan yaptıklarını çantalarına atmasınlar. Değerini anlasınlar yaratıclıklarını zorlasınlar. Vazgeçmesinler. Ağlayınca teselli edip o anı kurtarmayın. Ona mutsuzluktan çıkacak yolu gösterin, konuşturun. Onlar adına karar vermeyelim artık. Hayatlarıyla ilgili kararları onlar versin.Yanlış da olsa sınıf onların, kıyafet onların, yaptıkları sıra onların. Çantasını onun yerine taşımayın. Kitabını kendi alsın. Yanlışlarını fark etsin. Siz düzeltmeyin onlara düzeltmesi içinfırsat verin.
Eğer öğretmeni ve aileleri onlar adına birşeyler yapmaya karar vermeye devam ederse ileride onların bir şey yapmamalarına üzülmeyin. Bunu ona siz öğretiyorsunuz çünkü.
Öğrenciye susun derseniz susmak için sizin sus demenizi bekler. Sınıfı temizle derseniz sizin temizle demenizi bekler. Dersine çalış derseniz sizin çalış demenize bağlı olur. Dersi tekrar ederseniz anlamak için tekrara ihtiyaç duyar. Problemlerini çözerseniz her zaman siz çözmek zorunda kalırsınız.
Ortaokula geçince bunlar yok olunca kontrolünüzden çıkınca bir bakmışsınız sudan çıkmış balıktan farkları kalmaz.
Başarılı ve mutlu olmaları için birey olmaları gerekiyor. Sorumluluk sahibi gelişim görevlerini yerine getirmiş yeterli donanıma sahip,yeteneklerini geliştirmiş olması gerekiyor. Ailesine ve öğretmenine bağımlı çocuk birey olamaz, mutlu da olamaz. İlkokul bitene kadar herşey iyi gidiyor sanarsınız.Kontrol siz de çünkü. Asıl film ergenliğe girince başlayacak.
Öğretmenler ve aileler çocuklara iyilik yapayım derken aslında en büyük kötülüğü yapıyor olabilir”