97
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in dün akşam Ankara’da gerçekleştirdiği zirve, Türkiye-Rusya arasında “samimi işbirliği ve ilişkileri daha da ileriye taşıma kararlılığı” vurguları ile öne çıktı. Toplantı sonrası açıklama Yapan Erdoğan uçak krizinin aşılmasıyla gelişen turizm hareketliliği hakkında “Bu sene Rusya’dan Türkiye’ye gelen turist akışına özelikle dikkat çekiyorum, 11 kat artmıştır ve 2,5 milyon oldu” dedi.
İki başkentin Batı’ya karşı “safları sıkılaştırması”nın sinyali olarak değerlendirilen zirvede S-400 alımı dahil pek çok konunun detayı “kapalı kapılar ardında” kalırken, ortaya çıkan ilk sonuçları şöyle sırlamak mümkün:
1- Dünya ve bölge gündeminin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde, iki liderin son bir yılda beşinci kez bir araya gelmesi, çok kısa sürede ve sürpriz bir şekilde planlanan ziyaretle Putin’in Ankara’da ağırlanması, Ankara-Moskova siyasi ilişkilerinin geldiği “üst seviyeyi” gözler önünde serdi. Tüm dünyaya “çok boyutlu ortaklık” mesajı yolladı.
2- İki liderinde birbirini sık sık “dost” sıfatıyla tanımlaması çok önemliydi. Uçak krizi sonrası Erdoğan’ın gösterdiği yakınlığa rağmen Putin bu ifadeyi kullanmamaya özen göstermişti. Ancak dün iki lider de birbirlerine “daha samimi” hitap ettiler, “dostum” dediler. Önde gelen ajanslardan RBC, buna özel vurgu yaparak başlığında “Putin ‘dostu’ Erdoğan ile görüşmesini değerlendirdi” başlığını kullandı.
3- İki liderin baş başa görüşmelerinin ve Genelkurmay başkanları, MİT başkanı, Putin’in Suriye temsilcisinin katılımı ile olan kısmının iki saate yakın sürdüğü belirtildi. Ancak basın açıklamasında özellikle Putin’in fazla detaya girmeden genel açıklamalar yapması, “kapalı kapılar ardında ele alınan S-400 füzesi dahil önemli konuların ayrıntılarının içeride kaldığı” sonucunu çıkardı. İki liderin basın açıklamalarının ardından gazetecilerden hiç soru almaması da, bu konularda şimdilik konuşmak istememeleri ile açıklandı.
4- Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğü konusunda iki ülkenin mutabık olduğunun Erdoğan tarafından açıklanması zirvenin en önemli mesajıydı. Putin’in özellikle Suriye’deki ateşkes konusunda, “Bu başarı özellikle dostum Sayın Erdoğan’ın girişimleri ve iradesi sayesinde mümkün oldu” demesi dikkati çekti. Diğer yandan Kürt referandumu konusuna dair Putin yeni bir değerlendirme yapmamayı tercih etti ve daha önce yapılan Rusya Dışişleri Bakanlığı açıklamasına havale etti.
5- İkili ilişkiler konusunda iki liderin de vurgu yaptığı kelime “kararlılık” oldu. Liderler özellikle ticari-ekonomik ve turizm ilişkilerinde uçak krizi sonrası yaşanan artışı teyit ettiler, ilişkilerin önündeki engellerin kaldırılması ve ilişkilerin daha da ileri seviyeye taşınması konusunda “kararlı olunduğunu” vurguladılar.
6- Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin (ÜDİK) yedinci zirvesinin gelecek yıl Türkiye’de yapılacağı ve bu vesile ile Putin’in bir kez daha Türkiye’ye geleceği teyit edildi. Böylece Rus liderin son dönemde bazı eski Sovyet cumhuriyetleri ile birlikte en sık ziyaret ettiği ülkeler arasına Türkiye’nin girmesi, ilişkilerin geldiği noktayı gösteren önemli bir işaret olarak not edildi.
7- Türk Akımı gaz boru hattı ve Akkuyu nükleer santrali, görüşmelerin enerji ayağındaki “dev projeler” olarak öne çıktı. Erdoğan’ın “Bugünkü görüşmemizde bazı aksamaların olduğunu gördük, bunları da süratle telafi edeceğiz” sözleri dikkati çekti. Akkuyu’da lisansın henüz çıkmaması dahili Rus tarafının şikayetçi olduğu bazı konular olduğu yorumları yapıldı.
8- Zirvenin gündeminin ağırlıklı olarak bölgesel sorunlar ve enerji projeleri olduğu, ticari-ekonomik alanda yaşanan sorunların ise ekim ayında yapılması beklenen Karma Ekonomik Komisyon (KEK) toplantısına ve bürokratlara havale edildiği anlaşıldı. Domates ihracatı ve et ithalatından vize ve geçiş belgesi sorunlarına kadar, iş dünyasının önündeki engeller liderler zirvesinde detaylı ele alınmadı.
9- Erdoğan, açıklamalarının başında Putin ile olan diyalogunu, son bir yılda beşinci kez bir araya gelmelerini, sık sık telefonla istişarelerde bulunmalarını altını çizerek anlatırken, “Maalesef bu daha önce olmamış” diyerek Türkiye-Rusya ilişkilerinde gelinen “yakın işbirliği” safhasına atıf yaptı. Bu vurgu, Batı ile sıkıntılı dönemden geçen ve yeniden birbirlerini “dostum” diye tanımlayan iki liderin özellikle bölgesel politikalar konusunda “ortak politikalar” için daha fazla vitrine çıkacağı yorumunu güçlendirdi. Bunun Suriye’de yakın zamanda somut sonuçlar verip vermeyeceğini tüm dünya yakından izleyecek.
10- Uçak krizi ile en zor dönemi yaşayan ve atlatmayı başaran Türkiye ile Rusya’nın artık her gün üzerine koyarak ilişkileri daha da ileriye taşıyacaklarının sinyali verildi. Şimdi liderler arasında yaşanan “üst düzey” yakınlaşmanın ve “dostluk” sinyallerinin, gündelik hayata dair sorunları çözme durumunda olan bürokrasiye yansıması ve hızı takip edilecek.