95
Türkiye ile Rusya arasında son haftalarda nispeten sakin bir seyirde giden siyasi tartışmalar, son birkaç güne sığan yeni açıklamalarla tekrar hararet kazandı. Başkan Putin’in Atina gezisi sırasında ilk kez yumuşak bir üslup kullanarak “Türkiye ile ilişkileri düzeltmeyi biz de istiyoruz. Ama önce Ankara adım atmalı” demesi, “diyalog yolunda kapı aralanabilir mi?” umutlarını körüklemişti. Ancak dün karşılıklı yapılan açıklamalar “işin hiç kolay olmadığı” yorumlarını güçlendirdi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun “ortak çalışma grubu kurulması” önerisi ve hemen ardından Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş’un “Ne Türkiye ne de Rusya birbirlerini kaybetmeyi göze alabilir” sözleri, Ankara’dan Moskova’ya “diyalog çağrısı” olarak olumlu yankılandı.
Ancak Kremlin Sözcüsü Peskov’un, bu sorunun ortak çalışma grubu ile halledilemeyeceği, önce Putin’in Atina’da öne sürdüğü şart yerine getirilerek Ankara’nın adım atması gerektiği hatırlatması, “Rusya durduğu yerde duruyor” şeklinde yorumlandı. Yani Rusya’nın Su-24 olayından ötürü özür ve tazminat şartı yerine getirilmeden masaya oturmayacağı sonucu teyit edildi.
Diğer yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya değerlendirmeleri de havayı değiştirdi. Rus basınında Erdoğan’ın Rusya ile ilişkilerin normalleştirilmesi temennisi ve “Biz üzerimize düşeni yaptık” sözlerinden çok, yine aynı basın açıklaması sırasında söylediği,
“Şu anda teröristlerin elinde Rusya tarafından verilmiş uçaksavar ve füzeler var. Bölücü terör örgütü bunlarla teçhiz edilmiş durumda. Bunlar Suriye tarafından, Irak tarafından bölücü terör örgütüne aktarılıyor” sözleri öne çıkarıldı. Yani Rus medyasında, “Erdoğan diyalog arayışında değil, Rusya’yı daha büyük iddialarla itham etmeye devam ediyor” havası öne çıktı.
İş çevrelerinin etkili gazetesi Vedomosti’de “Rusya Türkiye ile istişarelere başlama teklifini reddetti” başlıklı haberde, “Türkiye İsrail ile görüşmelere başlamasına rağmen yedi yıldır ilişkiler eksi haline getirilemedi” değerlendirmesi dikkat çekti.
“ANKARA’DA İKİ FARKLI BAKIŞ”
Dün yapılan açıklamalar Türkiye’de hükümet ile Cumhurbaşkanlığı arasında Rusya ile ilişkiler konusunda en azından önemli bir “üslup farkı” olduğu görüşlerini destekliyor.
Binali Yıldırım’ın başbakan olarak atanmasından sonra Rusya’da bazı çevreler “Krizin faturası Davutoğlu’na kesilerek Moskova ile yeni bir dönem başlatma umudu olduğunu” savunmuştu. Yıldırım’ın hükümet programında Rusya ile iyi ilişkiler arzusunu tekrarlaması da dikkat çekmişti.
Dün hükümetin iki önemli isminden diyalog yolunda açıklamalar geldikten sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın füze konusunda Rusya’yı suçlayan açıklamalar yapması da, “Ankara’da krize yaklaşım ve üslup konusunda ikili bir görüntü oluştu. Bir taraf ortamı yumuşatırken diğer taraf yeniden geriyor” yorumları öne çıktı
“RUSYA İÇİN DİPLOMATİK DEĞİL ASKERİ SORUN”
Bu arada Vedomosti gazetesine değerlendirmelerde bulunan Rus politologlardan Yuri Barmin’e göre, Türkiye’de bir yanda Rusya ile ilişkilerde görece sert tutum izlenmesini isteyen muhafazakar İslamcı bir anlayış var. Diğer yanda ise çatışma ortamından çıkılıp ilişkilerin normalleştirilmesini isteyen pragmatistler ve laik bir kesin yer alıyor.
Barmin, Rusya’nın Su-24’ün düşürülmesini “diplomatik değil askeri bakış açısından” değerlendirdiğini ve tazminat-özür şartı yerine getirilmeden pozisyonunu değiştirmeyeceğini savundu.
“İKİ KARİZMATİK LİDER…”
Bir başka önemli analist Aleksey Malaşenko ise, iki tarafında da krizin çözümünden ilk önce ekonomik planda çıkarı olduğunu vurguladı.Malaşenko, iki tarafta da karizmatik liderlerin olmasının sorunun çözümünü güçleştirdiğini vurgularken, “Putin için önemli olan Erdoğan’ın gelip önünde eğilmesi. Putin, Suriye’de taviz vermeyip, Esad ile ilişkisinde nötr kalmadığı ve sert tutum aldığı için Erdoğan’a kırgın. Erdoğan için ise Putin’den özür dilemek politik kariyerinin tabutunu çivilemek demek” dedi.İKİ FARKLI GÖRÜNÜM
Kommersant gazetesi ise, “Türkiye’nin yeni hükümeti Moskova ile çatışmayı bitirmek için yol arıyor” başlıklı haberde, “Davutoğlu’nun gidişinden sonra Ankara’dan Moskova ile ilişkileri normalleştirme sinyalleri geliyor” denildi.
Ancak haber analizde, “Ancak yeni hükümetin bakanlarının uzlaşmacı açıklamalarına rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya’yı Ankara’nın düşmanı PKK’ya silah vermekle suçladı” vurgusu yapıldı.”ÖZÜR YETERLİ”
Bu arada Rus-Türk ilişkilerinin normalleşmesi için gerekenin sadece Ankara’nın vurulan savaş uçağı için özür dilemesi olduğunu söyleyen Rusya Federasyon Konseyi Dış İlişkiler Komitesi üyesi İgor Morozov, bunun yapılması durumunda hiçbir çalışma grubuna ihtiyaç kalmayacağını kaydetti.
Bu arada Rus-Türk ilişkilerinin normalleşmesi için gerekenin sadece Ankara’nın vurulan savaş uçağı için özür dilemesi olduğunu söyleyen Rusya Federasyon Konseyi Dış İlişkiler Komitesi üyesi İgor Morozov, bunun yapılması durumunda hiçbir çalışma grubuna ihtiyaç kalmayacağını kaydetti.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Moskova-Ankara ilişkilerinin normalleşmesi için atılacak adımların değerlendirileceği bir çalışma grubu oluşturulması yönündeki önerisini değerlendiren Morozov, “Rus-Türk ilişkilerinin normalleşmesi teklifi sadece defalarca dile getirilen koşulların yerine getirilmesiyle mümkün olur” dedi.
Sputnik’in aktardığına göre, ilişkilerin normalleşmesinin görüşülmesi için belli ön şartlar olduğunun altını çizen Rus yetkili, “Rus Su-24 uçağının vurulması ve pilotun öldürülmesi için özür dilenecek ve uçak için tazminat ödenecek. Bunun ardından ilişkilerin normalleşmesi konusu masaya yatırılabilir” ifadelerini kullandı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sorunu çok kolay bir şekilde düzeltebileceğini belirten Morozov, “Ulusal televizyona çıkıp yaşananlardan dolayı Rusya halkından özür diler. Sonra Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerde her şey yerine oturur ve hatta çalışma gruplarına ihtiyaç kalmaz” diye konuştu. TURKRUS