Denizli’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan, beyaz travertenleriyle ünlü Pamukkale’de su debisinin son yıllarda azaldığı açıklandı. Denizli Turistik Otelciler ve İşletmecileri Derneği (DENTUROD) tarafından yapılan açıklamada, DSİ tarafından Pamukkale’de yapılan termal su ölçümlerinde 1993 yılında saniyede 450 litre olan su debisinin son 30 yılda 150 litreye kadar düştüğü belirtilerek, tüm kurum ve kuruluşlardan acil önlem alınması istendi.
DENTUROD, yaptığı yazılı açıklamayla Pamukkale Hierapolis Ören Yer’ini bekleyen tehlikeye dikkat çekti. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Pamukkale’nin, travertenleriyle ünlü eşsiz bir doğal oluşum olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Traverten teraslarıyla ünlü Pamukkale’nin, binlerce yıl boyunca mineral bakımından zengin termal suların yeryüzüne çıkarak kalsiyum karbonat bırakmasıyla oluştuğu ancak bu doğa harikasının sürdürülebilirliği, son yıllarda su debisinin azalması ile büyük bir tehlike altında” denildi.
ACİL ARAŞTIRMA PROJELERİ GELİŞTİRİLMELİ
DENTUROD Başkanı Gazi Murat Şen, açıklamanın devamında Pamukkale’nin suyunun son 30 yılda 300 litre azaldığını vurgulayıp, “DSİ tarafından yapılmış termal su debi ölçüm verilerine göre, Pamukkale Jeotermal Sistemi’ndeki termal su kaynaklarının toplam debisi 1993 yılında saniyede 450 litre iken, günümüzde bu rakam saniyede 150 litre seviyesine kadar düşmüştür. 30 yılda saniyede 300 litre debi azalması, Pamukkale’nin sürdürülebilirliği açısından çok büyük risk oluşturmaktadır. Günümüzde termal suyun debisindeki azalma nedeniyle beyaz traverten çökelim alanları daralmıştır. Bu nedenle termal suyun basınç ve debisindeki değişimlerinin incelenmesi ve Pamukkale Jeotermal Sisteminin korunması için acil araştırma projeleri geliştirilmeli ve uygulanmalıdır” dedi.
ENERJİ ÜRETİM TESİSLERİNİN ÇOĞALMASI
Pamukkale su kaynaklarının azalmasının başlıca nedenlerini Şen, “Kontrolsüz bir şekilde aşırı su kullanımı, tarım ve yerleşim alanlarında artan su talebi, jeotermal enerji üretim tesislerinin çoğalması, su kaynaklarının azalmasına neden olmaktadır. İklim değişikliği, küresel ısınma ve yağışların düzensizleşmesi yeraltı su seviyelerinin düşmesine yol açmaktadır. Altyapı yetersizliği, bölgede su yönetimi altyapı yetersizlikleri ve reenjeksiyon olmaması, su kaynaklarının verimli kullanılmasını engellemektedir” diye sıraladı.
TERMAL SUYUN KULLANIMI SÜREKLİ DENETLENMELİ
Pamukkale’nin suyunun kurtarılması için çözüm önerilerini Şen, şöyle anlattı:
“Sürdürülebilir su yönetimi Pamukkale’nin hemen yanındaki Karahayıt Jeotermal Alanı’ndaki termal sondajlarından çıkan suların ve Pamukkale ovası içinde sulama ve kullanım amaçlı açılmış ruhsatlı ve kaçak sondaj kuyuların debi, basınç, kimyasal bileşimleri, Pamukkale fay zonu ve termal su ile ilişkileri izlenmeli ve incelenmeli. Tarım ve yerleşim alanlarında suyun verimli kullanılması ve su tasarrufu sağlanmalıdır. Her ne olursa olsun Pamukkale, Akköy, Karahayıt bölgesindeki kaçak sondajlar kapatılmalı, termal suyun kullanımı sürekli denetlenmeli ve kaçak kullanımın önüne geçilmelidir. Pamukkale bölgesine yakın jeotermal enerji üretim şirketlerinin su kaynaklarına zarar vermemesi için uygun teknolojiler ve yönetim stratejileri kullanılmalı ve sıkı denetimlerle projeler izlenmelidir. Jeotermal enerji üretimi doğru yönetilmezse su seviyelerinde düşüşe su kaynaklarının tükenmesine yol açabilir.”
YEREL HALK VE ZİYARETÇİLERDE BİLİNÇLENDİRİLMELİ
Şen, şöyle devam etti:
“Yerel halk ve ziyaretçilerin de su tasarrufu ve Pamukkale’nin korunması konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Su yönetimi altyapısının özellikle Karahayıt bölgesinde acilen yenilenmesi gerekmektedir. Pamukkale Üniversitesi bünyesinde Pamukkale jeotermal sistemi araştırma ve izleme enstitüsü kurulmalı, bu enstitüde konusunda uzman ve yetkin araştırmacılar yer almalıdır. Pamukkale’nin korunması ve sürdürülebilirliği ancak gerekli önlemler alınarak sağlanabilir. Eğer bu çalışmalar yapılmazsa Pamukkale’nin su debisi, Küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkisiyle daha da azalacak ve belirli bir süre sonra beyaz traverten alanları çok daralacaktır. Bu konuda ilgili tüm Bakanlıklara, Valiliğe, yerel yönetimlere, milletvekillerine, Denizli’de yaşayan Denizli’yi seven tüm bireylere, Denizli’deki sivil toplum kuruluşlarına büyük sorumluluk düşmektedir. Pamukkale’nin gelecek nesillere aktarılabilmesi su kaynaklarının korunması ve verimli kullanılmasıyla mümkündür. Tüm ilgili kurum, kuruluş ve bireyleri Pamukkale’ye sahip çıkmaya davet ediyoruz.