MERHABA Değerli Meslektaşlarım, Dostlarım;
Sektörümüzde kurumların farklı kültürleri, farklı işleyişleri ve farklı amaçları olsa da, ortak payeleri görünen ve görünmeyen değerlerinin toplamı ile piyasada ki ederleridir.
NEVZAT ÇELEBİ
Kültür: Bir insan topluluğunun duygu, düşünce ve yargı birliği ile sağlanan değerlerin tümüdür. Her şeyden önce bir kültürün oluşması için, insanların belirli esaslara göre bir araya gelmesi gerekmektedir. Toplumlar gibi kurumların da amaçları, iş hayatına bakış açıları, değerleri, ilkeleri, yani kendilerine özgü nitelikleri vardır. İşte bu nitelikler ile, bir işletmenin tüm çalışanları tarafından paylaşılan inanç, anlayış ve kurallar bütünü kurum kültürünü oluşturur.
Kurumsal Kültür: Bir kuruluşun yani tesisin, konuşulan yada konuşulmayan kuralları, ortak değerleri, sembolleri, inanışları ve davranışlarıdır aslında. Kültür, işyerinde işin gerektirdiği bir konu üzerinde çalışırken, bir iş ya da bir ürün üretirken, hizmet ederken ortak bir yol, ortak bir dil, ortak bir anlayışın işlemesine olanak tanıyan ortak bir düşünce tarzı gerektirir ki bu da bu işin işleyişin sürdürülebilirliğini sağlar. Tüm bu unsurlar, o kurumda (tesiste – işletmede) nasıl giyinilmesi ve davranılması gerektiğini, İş arkadaşlarına, çalışanlara, yöneticilere, misafirlere gösterilmesi gereken davranış biçimlerini belirler. Kurum kültürü informaldir. Yazılı değildir. İşletmedeki – tesisteki yaşam biçimidir bir nevi. Tüm çalışanları aynı değerler ve aynı çalışma anlayışı çerçevesinde yakınlaştırıp birbirine bağlayıcı rol oynar ve kuruma bütünlük kazandırır. Hedef devamlılığı sağlar, yol göstericidir. Kişilerin nasıl davranması gerektiğini net, açık olarak ortaya koyar. Kurum kültürü işletme – tesis için neyin önemli olduğunu belirler. Kişilerin birbirleri ile olan etkileşim biçimini oluşturur. Ne için çaba gösterilmesi gerektiğini net olarak ortaya koyar. Çalışanlara organizasyonel aidiyet hissini sağlar. Organizasyonel kimliği oluşturur. İnanç ve değerlere bağımlılık yaratır. Günlük çalışmalarda rehber olur ve çalışanların davranış biçimlerini belirler. Güçlü kültüre sahip kuruluşlarda (işletmelerde – tesislerde) özellikle var olan ve çalışanları birbirine daha çok bağlayarak, paylaşılan değerleri arttıran bazı belirleyiciler vardır. Bunlar görünen değerler ve görünmeyen değerler olmak üzere ikiye ayrılırlar.
Görünen Değerler: Tesis, binalar, tüm demirbaş ve sarf işletme malzemeleri, yerleşim düzeni, ürünler, odalardaki ve ofislerdeki eşyaların düzenlenişi, çalışanların giyim tarzı, hikayeler ve seremoniler, kurumun (işletmenin – tesisin) kültürüne ilişkin simge ve sembollerdir.
Görünmeyen Değerler : Temel inanç ve varsayımlar işletme kültürünün en önemli temel değeri olup tartışılmaz doğrulardır.Normlar ve değerler olarak kurumun (işletmenin – tesisin) içerisindeki sosyal ilkeler, hedefler ve standartlar kişilerin neye önem verdiklerini, neyi değerli gördüklerini gösterir. Bu sayede, normlar, davranış biçimlerini belirler ve neyin doğru, neyin yanlış olduğunu net olarak ortaya koyarak entellektüel sermayenin oluşumunu sağlar.Günümüz bilgi ekonomisinde gelinen noktada entellektüel sermayenin değeri aslen tesislerin değerinden yüksektir. Yaşamakta olduğumuz bilgi çağında, turistik işletmelerin iş, işleyiş süreçleri ile, yönetim süreçlerinin kontrolü ve raporlanması, kısaca başarının veya başarısızlığın göstergesi olarak görülen raporların, sonuçların oluşturularak yatırımcı ve yöneticinin işletme performansına ilişkin parametreleri karşılıklı görüşebilmeleri işletmenin entelektüel sermayesine değer katma etkinliğidir. Konaklama işletmelerinin gelişkin stratejileri uygulama ve sonucunda da, düşük maliyet, doğru fiyat ve iyi kazanç elde edebilmek amacı ile birçok giderin doğru biçimlerde rejiminin (tasarrufların) yapılmasının yanı sıra zaiatların minimizasyonu ile yüksek misafir memnuniyeti amacına yönelmesine sebep olmaktadır.
Bütün bu eylemler ve gelişmeler yüksek değer yaratılan alanlarda iç kaynakları en iyi tahsis etme modellerinin tanımlanmasını, gerekli yetenek kapasitesini oluşturmak için bilgi teknolojisi tabanlı ilişkilerin optimal portföyünün oluşturulmasını, performansın izlenerek operasyonel ve finansal kararların sürekli ortaya konulmasını gerektirmektedir. Globalleşen ve inanılmaz bir hız ile gelişen, değişen turizm ve konaklama sektöründe, iletişim teknolojilerinin gelişimi ile beraber günümüzde ’’bilgi’’ ve ’’portföy’’ün kendisi bir ürün bir meta haline gelmiş olması gerçeği kaçınılmaz ortadadır.
Günümüzde hızla gelişen bilişim sektöründe önemli bir yere sahip olan entelektüel sermaye kavramı firma, marka değerlendirmesinde ve belirleyiciliğinde önemli bir role sahiptir. Tanıtma ve pazarlama çalışmalarına yoğunlaştığımız fuarlar, workshoplar, roadshowlar ve benzeri etkinliklerde herkesin elinde broşürler, tesislerin içerisinde ki yaşamı yansıtan filmler, resimler, özel seçilmiş müzikler eşliğinde sanal olarak hedef kitleye etkileşim yaratma yarışı ve çabasının amacı da, anlık ta olsa hedef kitleye kısacık zamanda ürünleri cazip bir dille ve ortam ile tanıtıp satış yapabilme amacını taşımaktadır. Bütün bu eylemler iletişim, ilişki, etkileşim alışverişi bulunulan ortamda, sanal olarak yapılırken bu sanal ortam hedef kitle ve toplumda kurulan, kurulmaya çalışılan ilişkilerin toplamı da oluşan, oluşacak entelektüel sermayeyi var etmektedir.
Dünya çapında turizm sektörünün büyük pazarlarında, hedef kitlelerimize ulaşmaya çabalarken, bir çok kuruluş, tur operatörleri, acenteler ile iş ortaklıkları gerçekleştiriyoruz ve çok zaman bu ortaklıkların sayısını artırmayı hedefliyoruz. Bir diğer enstrüman olarak son yıllarda önemi gittikçe artan web siteleri ile yaptığımız pazarlama, tanıtım, elektronik satışlar ile e-postanın ve sosyal medyanın sağladığı hızlı ve etkili iletişim, etkileşim uygulamaları.Bütün bu eylemlerin uygulanması, etkinliği arttırıldıkça değeri artan bir varlık olan entellektüel sermaye, bilgiye dayalı rekabetin yaşandığı günümüz iş dünyasında uyandırılması ve beslenmesi gereken yaşayan kocaman bir dev ortaya çıkıyor.
İşlettiğimiz kocaman tesisleri hiç kuşkusuz, geleceğe taşıyacak olan unsur, bünyesinde çalışan insanların yarattığı değerlerin, tesis, şirket stratejilerinin, yapısının, sistem ve süreçleri ile tesisin, şirketin misafirleri ve toplumla kurduğu ilişkilerin toplamından oluşan, oluşacak entellektüel sermaye olacaktır. Tesisin, şirketin oluşturmuş olduğu no-how – know-how, teknoloji bilgi birikiminin, o şirketin cirosundan daha fazla önem kazanmaya başladığını da ifade eder. Bu pastadan daha fazla pay almak için gerekli çalışmaları ve kültürü, bilgiyi, birikimi sağlamak gerekiyor.Entelektüel sermaye İnsan sermayesi, yapısal sermaye ve misafir sermayesinin ayrı, ayrı toplanmasından değil, bunların karşılıklı etkileşimi ve birlikte oluşturduğu sinerji ile ortaya çıkmaktadırEğer bu üç sermaye türü birbirini tamamlamıyorsa ve birlikte etkin olarak çalışamıyorsa böyle bir durumda entelektüel sermayeden söz etmek te mümkün değildir.
İnsan sermayesi: Tesiste, işletmede; çalışanların kabiliyeti, becerisi, bilgisi ve iç ilişkilerinin değerlerinin toplamından oluşmaktadır. İnsan sermayesi yeniliklerin kaynağı olduğu için son derece önemlidir. Aynı zamanda işletmenin sınırsız, limitsiz yenilenme, inovasyon potansiyelini ifade etmektedir. Kısaca işin özünde entelektüel sermayenin temelini, çalışanların tüm bilgi ve yeteneklerinin toplandığı bir havuz olarak görmek te mümkün.
Yapısal sermaye: Şirket, tesis dışına çıkmayıp şirket içinde kalan bilgidir. Yöneticilerin asli görevlerinden biri de, bilgiyi tesisin, işletmenin içine alıp bilginin tesisin, işletmenin malı haline gelmesini sağlamaktır. Ancak bu şekilde bilgiden yararlanılarak, bilginin devamlılığı, sürekli olarak geliştirilmesi sağlanabilir. İşte burada karşımıza çıkan gerçek şudur ki, işletmelerde bilginin işletmeye ait olması sağlanabilirse o an yapısal sermaye de yaratılmış olacaktır.Günümüzde bir şirketi değerlendirirken sadece fiziksel ve finansal sermayesini dikkate alan yöneticiler, yatırımcılar ya da konuyla ilgili herhangi biri, batan bir gemide ki bir yolcu olmaktan ileriye gidemeyecektir.
Çünkü buz dağını sadece görünür kısmıyla değerlendirmemek ve asıl gücü oluşturan ve görünmez varlıkları temsil eden entelektüel sermayeyi göz ardı etmemek gerekir.Bu nedenle işletmelerin karakteristik olarak, yönetim sistemi, bilgi birikimi, tecrübesi, kültürü, becerisi, iş, işleyiş insan gücü, günümüz konaklama sektöründe, ekonomiye yeni bakış modelinde, şirket çalışanlarının bilgi birikimleri ve oluşturacakları no-how – know-how’un kapasitesinden meydana gelen entellektüel sermayenin ön plana çıkacağı ve ciddi önem taşıyacağını savunmak yanlış olmayacaktır. Kısaca entelektüel sermayeye temelde maddi olmayan kaynakların ve faaliyetlerin toplamıdır diyebiliriz.
Bir tesisin, şirketin değeri parasal aktiflerden ve maddi olmayan değerlerin toplamından meydana gelir. Entellektüel sermaye şirket ağacını besleyen, şirketin yetiştiği toprak olan sektör ortamına sıkıca bağlayan, ama görünür olmaktan uzak olan köklerdir.
Bir yandan entellektüel sermayeyi oluşturan insan sermayesi misafir sermayesini var ederek, (hedef kitle) küresel toplumdaki etkileşim ve taleplerin sermayesi ve yapısal sermaye, çevreyle olan etkileşimlerini kendi bünyelerinden süzerek şirkete, tesise akıtarak, dünya pazarlarından şirketlere rekabet gücü ve avantajlar kazandırmaktadır.
Yanı sıra şahsi düşüncem olarak, zamana, günümüze göre kurulmuş veya doğru taşınmış olan büyük şirketlerin bilançolarında entellektüel sermaye diye bir satır olabileceği ve şirketlerin değerlerinin sahip oldukları entelektüel sermaye ile ölçüleceği yönündedir. Günümüzde hızla gelişen ve değişen iş ve teknoloji dünyasının bilgi akışını ve bilgiden faydalanma etkileşim ve paylaşımını sistem olarak takipçi ve uygulayıcı tesisler, şirketler toplam kalite ve bilgi yönetimi projeleri ile entellektüel sermayeyi en üst noktaya getirmeyi amaçlamaktadır. Tesislerde, şirketlerde oluşan tecrübe ve bilgi birikimini bilgisayar ortamında bilgi bankalarına aktararak, şirketin gerçek entellektüel sermayesi haline getirmeye çalışmaya, çabalamaya başlamak zamanıdır. (Database – Network -CRM üçlüsü) Diğer yandan da; Bunun farkına varamayan şirketler gün geçtikçe entellektüel erozyona uğramakta ve bir noktada verimsiz, katma değer üretemeyen bir şirket haline dönüşmektedir. Bu durumu engellemek için şirketin, tesisin kendi yapısına ve iş, işleyiş karakterine göre önce entellektüel sermaye tanımlanmalı ve ortaya çıkarılmalı. Sonrasında ise sürekli gelişimi sağlanmalıdır.
Yukarıda da belirttiğim gibi, görünen ve görünmeyen değerler olarak tesisler, işletmeler üç tip sermaye kullanarak çalışmalarını sürdürürler.
Fiziksel Sermaye: ( Tesisin arazisi, Binası, Demirbaş malzemesi, Stokları vb.)
Finansal Sermaye: ( Nakit varlığı, Diğer yatırımları, Alacakları vb.)
Entellektüel Sermaye: (Maddi olmayan kaynaklar, Faaliyetler, no-how, know-how) Entellektüel sermayenin yönetilmesinin temelinde, bilginin (hammadde) olarak görülmesi, işletmedeki örgütlenme için değerli olan, olabilecek her şeyin (bilgi ürününe) dönüştürülmesini yönlendirmektir.Bireylerin bilgi ve yeteneği, “dönüştürülmeden” ve “güçlendirilmeden” de ruhsal anlamda birey için bir değer yaratabilir. Ama böylece yararlanılmamış, gizli bir organizasyonel kaynak olarak kalmış olur. Bireylerin bilgisi kullanılmaya ve organizasyonel değeri yaratmak için paylaşılmaya bir kez başlandığı zaman, bu katma değer “ürün” artık entellektüel sermayenin bir parçası haline gelir.Entellektüel sermaye hakkındaki akıl karışıklığı onun veri, enformasyon, bilgi, entelektüel varlık ve entelektüel mülkiyet gibi terimlerden olan farklılıkları konusundadır.
Bu terimleri şu şekilde tanımlayabiliriz:
Veri: Yapılan işlemlerin belli biçimlerde tutulmuş kayıtlarıdır. Veriler, olaylar hakkındaki birbirinden ayrı, nesnel gerçekleri ifade eder. Enformasyon: Genellikle belge şeklinde ya da görsel veya işitsel bir mesajdır. Fark yaratan veri olarak da düşünülebilir.
Bilgi: Belli bir düzen içindeki deneyimlerin, değerlerin, amaca yönelik enformasyonun ve uzmanlık görüşünün, yeni deneyimlerin ve enformasyonun bir araya getirilip değerlendirilmesi için bir çerçeve oluşturan esnek bileşimidir.
Entellektüel Varlık: Değer yaratan bilgi (lisanslı patentler, uygulanan know-how)
Entellektüel Mülkiyet: Yasal sahiplik taşıyan bilgi. (patentler, ticari marka, telif hakkı, ticari sırlar.. vs)
Entellektüel Sermaye: Değer yaratma potansiyeli olan bilgi (çalışanlarda, süreçlerde ve misafirlerde vücut bulan konsept, servis, hizmet, kalite, standart …vs fikirler) veriler enformasyonu oluştururken, enformasyonun bilinçli tüketimi ve kullanımı bilgiyi meydana getirir. Tanımsal olarak, entellektüel sermaye işletme örgütü için değerli olan bir şeye dönüştürülen bilgiyi temsil eder.
Bu dinamik bilgi dönüşümü sürecini olanaklı kılan ana etkenler insanlar, teknolojiler ve işletme örgütünün yapısıdır.
Entellektüel sermaye veri, enformasyon ve bilgi arasındaki ayrımlar bir yana bırakıldığında yalnızca iki biçim alır.
Bunlardan birincisi yarı kalıcı bilgi bütünü, yani bir görev, kişi ya da kuruluşun çevresinde gelişen uzmanlıktır.
Bu tür uzmanlık alanları, iletişim ya da liderlik becerileri, tesisi, şirketi tercih eden müşterilerin gerçekte neye para ödediklerini ve bunun nasıl fiyatlandırılması gerektiğini (değer teklifi) bilmek, bir kuruluşun proseslerine, değerlerine ve kültürüne aşinalık olabilir.Bilgi varlıklarının ikinci türü olguları, verileri, enformasyonu önünüze getirerek ya da uzmanlığı ve buna eklenen unsurları bunlara gerek duyan kişilere gerek duydukları anda ulaştırarak bilgi bütününü çoğaltan araçlardır.
Entellektüel semaye, bilançoda görünmeyen varlıkları kapsar. Ölçülmeyeni ölçer. Kişiler, fikirler ve bilgi arasındaki ilişkileri ortaya koymak için yapılan bir araştırmadır. Bu nedenle entellektüel sermaye tek bir şey ya da tek bir hedef değil, ilişkilere yönelik bir konudur. Görüldüğü gibi entelektüel sermaye statik bir varlıktan çok, işletmenin gereksinimlerine uygulandığında katma değer yaratan dinamik bir unsurdur. Bu, işletmede örgütün süreçlerini, teknolojilerini, patentlerini, işgörenlerinin yeteneklerini, misafirleri, tedarikçileri, satıcıları ve işletmenin ilgi grupları hakkındaki bilgileri kapsar. Dosyalarda, veri tabanında veya kağıt üzerinde kalan bir veri veya bilgi değildir. Entellektüel sermaye, tesisin, işletmenin işlevlerini nasıl dizayn etmesi ve faaliyetlerini sürdürebilmesi için neyi korumak zorunda olduğunu belirlemesi için gerekli, uygulamaya geçirilmiş fikirlerden oluşur. Tesisin, işletmenin daha iyi işlev görmesi, onun performansını veya rekabet avantajını gösterir. Entellektüel sermaye ile ilgili çalışmaların kuramsal olarak ulaştığı sonuçları özetlersek:
Entellektüel sermaye, işletme bilançosundan tam olarak elde edilemeyen görünmeyen varlıkların toplamıdır. Entellektüel sermaye, işletmelerin rekabet üstünlüğünün kalıcılığının sağlanmasının temel kaynağıdır. İşletmenin entellektüel sermayesinin yönetimi önemli bir yönetsel sorumluluktur.
Entellektüel sermayedeki artış veya azalış entelektüel performans olarak adlandırılabilir ve ölçülebilir ve görünür hale getirilebilir. Entellektüel sermayeyi ölçmek ve görünür hale getirmek için sistematik bir yaklaşım, tesislerin, işletmelerin türüne, büyüklüğüne, yapısına, sahiplerine ve coğrafi yerleşimine bağlı olmaksızın artan bir şekilde değerli hale gelmektedir.