Ortak Bir Ton Bulup Ana Mesajı Güçlendirmeliyiz
International MICE & Wedding Forum (IMWF) Yönetici Ortağı Necip Fuat Ersoy ile turizm tanıtımı üzerine konuştuk. Fuat ERSOy, “Ortak Bir Ton Bulup Ana Mesajı Güçlendirmeliyiz” diyerek tanıtım ile ilgili yazısını bizlerle paylaştı.
Hem en büyük şansımız hem de tanıtım politikalarında karşımıza çıkan en büyük zorluk, ülkemizin ihtiva ettiği turistik cazibelerin çokluğu… Bence bu durum yıllardır gerçekleştirilen tanıtım kampanyalarının, ister istemez genelleştirilmiş bir içerik ve mesajla yapılmasına sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla ülkenin sahip olduğu turistik cazibelerinin çeşitliliğinin tanıtımını yapmayı güçleştirmekte.
Örnek vermek gerekirse, tarihe, kültüre ve özgün yerel dokulara meraklı, Batı ülkelerinden gelen, alım gücü ve beğenisi yüksek orta yaş ve üstü turiste ve güney sahillerimizde, deniz, kum, güneş ile her şey dahilin tadını çıkarmak isteyen çocuk sahibi ailelere verdiğimiz mesaj ortak olduğunda, içerik ve mecra anlamında üretkenlikten uzak bir tanıtım politikası gütmüş oluyoruz.
İçerik ve mecra anlamında üretkenlikten uzak bir tanıtım politikası gütmüş oluyoruz.Halihazırda Turizm Bakanlığı’nın Türkiye genel bütçesi içindeki payı yüzde 0,5 ( 3.99 Milyar TL )civarındadır. Tanıtma Genel Müdürlüğü’nün bu bütçe içinden aldığı pay bakanlık bütçesinin yüzde 0,5 ine ( 218 Milyon TL ) tekabül etmektedir. Bakanlık kabaca 58 Milyon USD lik bir kaynağı Tanıtma Genel Müdürlüğü’ne ayırmaktadır.
2018 yılı turizm gelir beklentimizin 30 Milyar USD’nin üzerinde olacağını öngörmekyteyiz. Tanıtıma harcadığımız rakamın 1,81 / 1000’lik bir oranda seyrettiğini görmekteyiz. Tabii ki, dolaylı katkılarla bu rakamın üzerine çıkmaktadır .Toplam tanıtım harcamaları, ama yine de yüzdesel olarak yeterli olduğunu söylemek pek mümkün değil. Kaldı ki, tanıtımın tek faydası turizm sektörüne de değildir.Ülke tanıtımı ülkenin tüm ürünleriyle ilgili de pozitif bir algının yerleşmesi için bir katkı ve araçtır.
Ortak Bir Ton Yakalamak Şart
Dünya Bankası rakamlarına göre, ülkemiz Dünya’da kamunun turizm hizmetleri için yaptığı harcamalar listesinde 2018’de 15.sırada yer almaktadır. Turist sayılarına göre, Dünya Turizm Örgütü rakamlarına göre 6. sırada yer alan ülkemiz ( 2017 yılı verilerine göre ) harcamalarda maalesef 15. sırada yer almaktadır. Burada, sektör paydaşlarının ayrı ayrı yaptıkları yoğun tanıtım harcamalarının da etkisini de göz ardı edilmemelidir. Ayrı ayrı yapılan bağımsız çalışmalarda, ortak bir ton yakalamak şart. Ana mesajı güçlendirmek, maalesef çok da mümkün olmayabiliyor. Gelecekte belki belli vergi avantajları gibi enstrümanlarla, özel sektörün yapacağı tanıtım faaliyetlerinde ülke tanıtım politikasının güçlendirilmesi ve ortak mesaj verilebilmesi için, bir kontrol ya da eşgüdüm sistemi yaratılabilir. ( Buradaki kastım, logo ve sloganın görsellerde belli bir standartta kullanımının ötesinde bir sistemdir )
6.5 Milyon Sosyal Medya Takipçisi var
Yazının başında belirttiğim, kitle, mesaj ve mecra konularıyla ilgili de halihazırda Bakanlığın 2018 bütçe sunumunda yer verdiği sayılar üzerinden birkaç vurgu yapıp, önerilerimi sıralayacağım. Bakanlık sunumuna göre, 6.5 Milyon sosyal medya takipçisi var ülkemizin ve bu anlamda dünyada 4. sıradaki ülkeyiz. Yılda yaklaşık 40 milyon turist çeken bir ülke olarak, bu sayıların yeterliliği konusuna girmeyeceğim. Ancak, 6.5 Milyon takipçisi olan bir ülkenin GDN ( Google Display Network ) 6 Milyon ve Youtube 28 Milyon izlenme sayılarını yetersiz bulduğumu söylemeliyim. Maalesef, bu mecralarda yapılan reklamlar için harcanan rakamlara vakıf değilim, dolayısıyla verimliliği ölçemiyorum. Ancak, kitleleri ayrıştırabileceğimiz, farklı beğeni grupları, farklı kültür ve yaş gibi demografik kümelemeleri yapabileceğimiz, çok verimli dijital kanallarla ilgili yukarıda bütçe sunumundan aldığım rakamlar üzerinden ham bir değerlendirme yapmam gerekirse, gidecek çok yolumuz var.
Deneyimsel pazarlama yolları geliştirmeliyiz
Tanıtımda tek bir sloganla, aynı çatı altında bu kadar çeşitliliği toplama zorlamasından vazgeçmeliyiz. Her bir renginin ayrı ayrı meraklısına göre öne çıkarıldığı, analitik bir pazarlama metoduna geçiş zamanı, geldi de geçiyor. Hedef pazarlarda, günlük hayatın içinde deneyimsel pazarlama yolları geliştirilmeli. O ülkede kalabalıkların bir araya geldiği yerlerde, belli sürelerde kalacak ve Türkiye deneyimine ilişkin belli hisleri yaşamalarını mümkün kılacak, deneyim pazarlamasına ağırlık vermeliyiz. Bu tanıtım faaliyetlerimizin tümünü, bir şekilde dijital etkileşimlerle desteklemeli ve ölçmeliyiz. Ölçüm neticesinde fayda getirmeyen faaliyetlere anında son vermeliyiz. Yıllardır klişe hale gelmiş, folklor ekiplerimizi, ebru, Türk kahvesi, derviş vs. gibi ülke tanıtımında kullandığımız sembollere ilişkin de sunumumuzu yenilemeliyiz.
Göbeklitepemizi Ne kadar Tanıtabildik?
Son olarak ülke tanıtımımızla ilgili insanlık tarihini yeniden yazdıran, Göbeklitepemiz var. Sizce ne kadar tanıtabildik? Ya da burası, tanıtımı bize göre görece daha iyi beceren bir ülke topraklarında olsaydı ne olurdu? Tek başına, Göbeklitepe bile ülke tanıtımında nerede olduğumuzu anlayabileceğimiz bir örnek olay çalışması olarak ele alınabilir. Sektörün dinamiklerine hakim, terminolojiye yatkın ve çok çalışkan bir bakanımız var. Ben kendisinin yönetiminde 2019’a dair, çok ciddi iyileştirmeler göreceğimizden eminim.
