135
Türkiye ile Rusya, uçak krizinin neden olduğu yedi aylık “kayıp dönem”in ardından ilişkilerde “perestroyka” (yeniden yapılanma) dönemine giriyor. Moskova’da dün ilk kez ekonomi kumayı bakanlar düzeyinde yapılan üst düzey temaslarda dikkat çeken nokta, yeni dönem için Türk tarafının “hızlı normalleşme”, Rusya tarafının ise “kademeli normalleşme” terimini kullanması oldu. Yine de iki tarafın karşılıklı bağımlılık nedeniyle, “geçmişe değil geleceğe bakmak ve ilişkileri, bir gecede oılmasa da, kaldığı noktadan da ileriye taşımak” noktasında hem kararlı hem de istekli olduğu bir kez daha anlaşıldı.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin Moskova ziyaretinde Rus muhatapları ile yaptıkları yoğun müzakerelerin ardından ana başlıkları ile şu tablo ortaya çıktı:
FABRİKA AYARLARINA DÖNÜŞ…
Uçak krizini “derin” yaşamalarına rağmen iki ülke “normalleşme” konusunda son derece kararlı ve istekli. Türkiye’deki başarısız darbe girişimi sonrası Erdoğan’ı arayan ilk dünya liderinin Putin olması, Ankara’daki hükümete tam destek vermesi, devamında iki liderin 9 Ağustos’ta St. Petersburg’da buluşacaklarının teyit edilmesi büyük önem taşıyor. Rusya’da yapılan yorumlarda Putin’in artık Erdoğan’a karşı “daha ihtiyatlı” bir politika izleyeceği vurgusu öne çıksa da, reel politiğin ve jeopolitik dengelerin iki lideri yakınlaşmak zorunda bıraktığı ve siyasette küslüklere yer olmadığı gerçeği de ortada. Yani yaşanan krize bir “duvar” örülmesi politik, psikolojik ve sosyolojik faktörlerle zor olsa da, bir “sünger” çekileceği anlaşılıyor. İki lider de kendisinin kazançlı çıkacağı bir yolda ilerleme hesabı yapıyor. Şu aşamada özellikle Rusya kamuoyunu yeni döneme hazırlamak ve Türkiye’ye ilişkin yaratılan olumsuz algıyı değiştirmek için biraz zamana, biraz da devlet medyasının “propaganda” çabalarına ihtiyaç olacağı anlaşılıyor.
“HIZLI” MI, “KADEMELİ” Mİ?
Moskova’daki yoğun müzakerelerde taraflar eski güzel günlere dönme ve “yeni sayfa” açma arzusunu dile getirdi. Ancak bunun “bir gecede olmayacağı” vurgusunu hem Mehmet Şimşek, hem de Aleksey Ulyukayev açıkça yaptı. Özür dilenmesiyle, krizden dönüş belki beklenenden hızlı oldu, ancak aynı hızın “ilişkileri 24 kasım öncesine döndürme” noktasında olması zor görünüyor. Bu konuda “Putin’in talimatı” olduğunu söyleyen Rusya bürokrasisinin ne kadar “hızlı” davranacağı da ayrı bir soru işareti. Charter konusu “en kısa sürede” çözülebilecek sorunlardan biri gibi gözüküyor. Ancak bunun da 9 Ağustos zirvesinden hemen önce Türk tarafına bir “jest” olarak açıklanması bekleniyor. Ancak gıda ürünleri yasağı dahil diğer bazı sınırlamaların daha geniş zamana yayılarak gündeme geleceği anlaşılıyor. Vize konusu ise her ne kadar “müzakere edilecek” gibi görünse de, uluslararası terör saldırı ve kaygılarının yoğun olduğu bir dönemde Rusya’nın bu konuda “aceleci olmayacağı” yorumları öne çıkıyor.
HERKESİN “EHEM-MÜHİM” AYRIMI FARKLI
Moskova’da ilk üst düzey temaslar ve müzakerelerin başlaması, kendi başına “çok olumlu ve çok önemli” gelişme. Yani doğru yolda ilerlendiğinden kuşku yok. Liderlerin de vakit geçirmeden buluşacak olması bu olumlu tabloyu tamamlıyor. Ancak bu “seromonik süreç” uzun sürebilir. Şu aşamada Rusya’da özellikle şirketlerin yeni Türk vatandaşı istihdam etme yasağı ve inşaat gibi lokomotif bir sektörde Türk şirketlerinin faaliyet yasağı var. Bu iki yasağın bir an önce kaldırılması iş dünyası için hayati önem taşıyor. Eskilerin “ehem mühime müreccahtır” sözü akla geliyor; yani “en önemli, önemliye tercih edilir.” Bu durumda Rusya’daki Türk iş dünyası için “ehem”, çalışma ve istihdam yasaklarının hızla kaldırılması. Ancak bunun ilk Moskova müzakerelerinde “öncelikli gündem maddesi” olmadığı anlaşılıyor. İş dünyası tabii ki yedi aylık kaybın açığını kapatmak için “bir an önce engellerin kalkmasını” bekliyor ama genel gidişat olumlu olsa da Rusların deyimiyle “hızlı değil kademeli çözüm” olacağı ve eksiye dönüşün uzun zaman alabileceği anlaşılıyor. Diğer yandan iki tarafın da “ne alıp ne vereceği” hesapları yapması “eşyanın tabiatından” sayılıyor. Türk tarafının serbest ticaret anlaşması ile ilgili kararlı politikaları da, ticari-ekonomik ilişkilerin önünü açabilecek bir “gizli lokomotif” durumunda.
BEKLENTİLER, HESAPLAR VE BÜYÜK FOTOĞRAF
Uçak krizinin başında çok sert tepki veren Kremlin’in “özür mektubu” sonrası tonunu tamamen değiştirmesi, Türkiye ile ilişkilere verilen önemin göstergesi sayılıyor. Diğer yandan, “Rusya’nın beklentileri” konusunda da yorumlar, tahminler, öngörüler tartışılmaya devam ediyor. Batı ile ilişkileri sorunlu dönemden geçen iki ülkenin yakınlaşmaya “mecbur olduğu”, ekonomik olarak birbirlerine net olarak ihtiyaçları olduğu önemle vurgulanıyor. Rusya açısından bakıldığında Suriye konusunda Türkiye’nin politika değişikliğinin önem taşıdığının altı çiziliyor. Diğer yandan, kriz döneminde NATO’nun Karadeniz’de artan hareketliliğinin Rusya’yı ulusal güvenlik açısından kaygılandırdığı, NATO’nun Avrupa’da askeri varlığını güçlendirerek yeni “Soğuk Savaş”a hazırlık yapmasının Kremlin’in Türkiye ile barışmasında önemli faktör olduğu yorumları da var. Diğer yandan hem Türk Akımı, hem de Akkuyu gibi, krizin en derin döneminde bile vazgeçilemeyen büyük enerji projeleri de şimdi tekrar “doğal seyrine” döneceğe benziyor. Bu arada AB ile köprüleri atmaya hazırlanan Türkiye’nin Şanghay İşbirliği Örgütü üyeliği konusunun da tekrar gündeme çıkması şaşırtıcı olmayacak. Diğer yandan ŞİÖ’den daha önemli ve pratikte daha yararlı görünen ise, Rusya ile serbest ticaret anlaşması imzalayarak Avrasya Ekonomik İşbirliği üyesi ülkelerin hepsiyle “tek bir Pazar” çatısı altında ticareti büyütmek.
PERESTROYKA UMUDU
İlk Moskova müzakerelerinden çıkan genel kanı, yedi aylık kriz döneminin iki tarafa da “birbiri için ne kadar önemli ve ne kadar vazgeçilmez olduğunu” net olarak öğrettiği, “bir musibet bin nasihattan iyidir” gerçeği ile bundan ders alındığı, yeni dönemde hızlı değil kademeli de olsa “işbirliği yolunda” ilerleneceği, ilişkilerin tamamen normalleşmesi için hukuki ve teknik olduğu kadar “psikolojik hazırlık dönemi” gerektiği ve bir Türk-Rus perestroykası için kolların sıvandığı şeklinde.