Meeting Point Turkey CEO’su Kamil Özil: “ Avrupa pazarında Türkiye’ye gidebilirim” diyen bir kitle var. Önemli olan ülkemize gelme ihtimali olan kitleye ulaşmaktır” dedi.
GM ÖZEL HABER
Türk operatörlerinin Avrupa pazarından çekilmesiyle birlikte son dönemde FTI Group – Meeting Point Türkiye o misyonu üstlendi. Bu durumu neye borçluyuz?
5 yılda özellikle Almanca konuşan ülkelerdeki pazar payımızı sürekli artırarak ilerleme sağladık. Biz bunu kendi hedeflerimize 5 yıl önce koyarak başladık. Geçen sene çok derin bir kriz yaşanmış olmasına rağmen bu hedefimizden hiçbir zaman sapmadık ve bu emeklerimizin ve Hedeflerimizin amacına ulaştık. Şuanda Almanya ve Almanca konuşan pazarlarda lider konumdayız. Önümüzdeki sene Ege Bölgesine Bodrum’a Mart ve Kasım ayları arasında charter seferlerine başlıyoruz. Bu yöndeki satış planlamalarımızı yaptık. Önümüzdeki sene de Pazar payımızdaki artış devam edecek.
Ege Bölgesi’ne yönelmenizin sebebi Antalya’nın Ruslar tarafından tercih edilmesi mi?
Değil, aslında Ege tüm Türkiye’deki büyüme planlarımızın bir parçası. Ege bölgesinde bu kapasiteleri üretmek için de büyük fırsatlar var. Son iki yıldır Bodrum’a yılda ortalama gelen Alman turist kapasitesi 30 bin. Bu Alman turist Antalya bölgesinde bir otel grubuna gelebiliyor. Bu 30 bin Alman’ın 130 bin ve daha fazla olma ihtimali var mı, bizce var. Bodrum’da ayrı bir ruh var ve yüksek kalitede oteller yer alıyor biz de bu imkanların kullanılması gerektiğine inanıyoruz. Bundan birkaç yıl önce 100 bin Alman gelebildiyse, tekrar gelebilir. Bu fırsatları değerlendirip gerekli riskleri de alıp operasyonumuza devam ediyoruz. Bodrum’da özellikle yerel yönetim de çok olumlu ve uyumlu bir işbirliği göstermektedirler. İstanbul keza planlarımızın arasından hiç vazgeçmediğimiz ve dünya çapında online satış yapmak üzere teknolojiye yatırım yapmaya devam ediyor. Doğu Akdeniz ise gelecekteki büyük destinasyonlarımız arasında yerini alacaktır.
Antalya pazarının homojenliği kayboldu mu?
Antalya, kapasite açısından Türkiye’nin en önemli ve uluslararası rekabette ilk sıralarda yer alan destinasyonudur. Yeni kaynak pazarlardan daha fazla pay almalıdır. Biz Ege’ye yatırmalar yapmaya devam etsek te Antalya’daki büyüme hedeflerimizden vazgeçmedik, mevcut kapasitelerimizi artırarak ilerliyoruz. Bu yıl Antalya’ya 700 bin, Türkiye toplamında ise 920 bin kişi getirdik. Bizim hedefimiz 1 milyon kişiye ulaşmaktı, krizler bizi hedeflerimize ulaştırmasa da biz yine de büyümeye devam ettik. Önümüzdeki sene 1 milyonu aşacağımıza inanıyoruz. FTI Grubu’n yatak bankası ağırlıklı İngiliz pazarında hizmet veren You Travel ile orada her yıl yüzde 35 civarında büyüyoruz. Özelikle Antalya İngiliz pazarında daha önemli bir destinasyon haline geliyor. Eskiden iki yıl öncesine göre Dalaman ve Bodrum lokomotif destinasyonlarken son yıllarda uçaklarında Antalya’ya konsantre olmasıyla İngiliz pazarında Antalya’ya yönelik bir hareketlenme var. İngiliz pazarında Antalya’da yüzde 200’lük, Ege’de ise yüzde 50 anlamında bir büyüme beklentisi var. Rakamların bu pazarlarda küçük olması nedeniyle oransal artışlara güvenmemeliyiz. Son iki yıldır Last minute satışları belirliyor. 2018 yılı için erken rezervasyon döneminde de rezervasyonların yapıldığını ve artışların olacağını görmek bizi sevindiriyor ve umut veriyor.
Başarınızın ana sebebi nedir?
Uzun vadeli hedeflerimizden vazgeçmemiş olmamız. Krizlerden korkup kapasitelerimizi indirmedik, personellerimizi eksiltmedik ve ofisimizde tüm personellerimize 12 ay istihdam sağlıyoruz. Sadece sahada çok az sayıda sezonluk personelimiz yer alıyor. Personelle yatırım yapmaya devam ediyoruz.
İletişimimiz partnerlerinizle de oldukça yüksek düzeyde olduğunu gözlemliyoruz
Evet, hedeflerimiz doğrultusunda satışlarımızı ve pazardaki durumumuzu her üç günde bir analiz ediyoruz. Ölçümler ve analizler sonucunda hedeflerimizi yeniden belirliyor ve tüm Parterlerimiz ile anında iletişim kuruyoruz. Bunu Güçlü bir KEY Account Ekibimiz ile tüm sistemlere anında müdahale ederek ve Konsantre Satın alma Ekibimiz ile de (Contracting ve Yield) ihtiyaç duyulan şartları alarak hızlı ilerleyebiliyoruz. Bu ikisini Tur operatörleriniz ile uyumlu yaptığınızda başarı gelmektedir.
Belli standartları yakalamış bir oteli baz alırsak; bir otel Avrupa pazarında satışlarını nasıl yükseltebilir?
Türkiye’nin Orta Avrupa’dan baktığımızda Rusya hariç kendiliğinden satan bir ülke olmaktan son iki yıldır çıktı. Reise Bürolara girip te “Türkiye’ye gitmek istiyorum” diyenlerin sayısı azaldı. Ama “Türkiye’ye gidebilirim” diyen önemli bir paya sahip kitle var. Ama artık insanların ayağına gitmek zorundayız ve bizim burada olduğumuzu hatırlatmak zorundayız. Biz bunu Sonnenklar TV kanalıyla sağlıyoruz. Oteller de tanıtım bütçelerini aktif bir şekilde direkt tüketiciye ulaşacak şekilde ayarlamalıdır. Oteller, misafir memnuniyetlerini ve fiyat hizmet dengelerini en iyi seviyede tutmaları durumunda satış oranları da o paralelde yükselecektir. Krizlerde doğru yerlerde tasarruf etmek önemlidir.
Otel bunları yaparken illa ki acenteye mi bağlı olmalı?
Türk turizmindeki oteller diğer ülkelerdeki otellere kıyasla bu konuda başarılı işler gerçekleştiriyorlar. Fuarların en çok katılımcıları Türk otelcileridir. Tüm bu çalışmaların sonucunda tüketiciye ne kadar ulaşabiliyoruz konusunu sorgulamalıyız. Bu konuda tur Operatörler ile pro aktif birliktelik daha verimli olduğuna inanıyoruz.
Bilimsel verilerden uzak, tahminler üzerinde yoğunlaşan bir sektörüz. Bu siz de böyle mi, yoksa sizin böyle bir saha araştırması yapan biriminiz var mı?
Biz kendimiz bir araştırma yapmıyoruz, ama bu araştırmaları yapan kuruluşlar var. Özellikle bir kuruluş var özellikle bu kuruluş ITB’de açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalar yapılırken hiçbir tane Türk acente ya da otelcinin olmaması da üzücü bir durum. Bu araştırmalara Türkiye’ye kaç kişinin gideceği, yüzde kaçının belki giderim ve yüzde kaçının hiç gitmem dediği ortaya konuluyor. İşte oradaki belki giderimler bizim için çok önemli ve onlara ulaşmalıyız. Belki Bakanlık bu tarz Ar- Ge çalışmalarına kaynak ayırmalıdır.
Almanya’nın hangi bölgesinden satışlarınız var?
Düsseldorf Havalimanı en yoğun uçak trafiği olan bölgedir. Biz de o yönde kapasitemizi yapıyoruz. Hedefimiz Almanya’nın tüm havalimanlarından kalkan uçaklarda maximum kapasite almaktır.
2017 yılında gelen Almanların hepsi alman değil, Türk göçmenler, alman vatandaşı olan Sırplar gibi söylentiler var. Bunlar hakkında bir istatistiğiniz var mı?
Bizim bu yönde bir istatistiğimiz yok. Ama Ege Bölgesi’nde özellikle Bodrum’da, Çeşme’de Alman olmayan oranın oldukça yüksek Türk gurbetçilerden oluşuyor. Bu oran Ağustos ayında en yüksek seviyeye ulaşıyor. Oteline göre değişkenlik gösterse de Antalya’da Almanya’dan gelen gurbetçilerin oranının Ağustos ayında artış gösterdiğine şahit oluyoruz. Önemli olan Misafirin gelmesi hangi milliyetten olduğuna da çok bakmamak gerekir.
Son olarak yeni sezon öncesinde otelcilere tavsiyeleriniz nelerdir?
İki yıl önce bu krizin aşılması çok kısa sürede olmayacağını biliyorduk. Türk turizmi olarak fiyatsal anlamda 10 yıl geri gittik. Piyasada ekonomik bir kriz de var. Bu kriz otellerin hizmetlerini eski kalitesinde vermesi konusunda zorluyor. Biz Acenteler olarak fiyatları indirmek isteyen taraflar değiliz. Oteller personel ve servis kalitelerine yatırım yapmaya devam etmek durumundayız. Çünkü önümüzdeki birkaç yıl içinde eski servis ve hizmet kalitemize dönmek gerekir. Oteller, acenteler, tur operatörleri, STK, Bakanlıklar TEK bir vizyon üzerinde çalışmalı ve o “belki giderim” kitlesine güçlü bir Türkiye mesajı vermeli, burada tek ses, tek mesaj ve nihai misafire bu mesajlarımız ile ulaşmak büyük önem taşıyor. Bugün bunu mümkün kılan çok farklı iletişim platformları var, ancak burada sadece oteller, acenteler, bireysel mesajlar değil, birlikte kuvvetli bir kampanya oluşturup tekrar Türkiye’nin turizm haritasında en önemli destinasyonlarından biri olarak konumlandırmalıyız. Herkese iyi sezonlar diliyorum.