Bilek Hotel Genel Müdürü ve POYD İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Kaan Erbaşar ile Hem İstanbul Turizmini hem de İstanbul Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği İstanbul Bölgesel Yürütme Kurulu’nun faaliyetleri hakkındaki düşüncelerini bizlerle paylaştı.
GM DERGİ- SABRİYE ÇAY
POYD İstanbul Yürütme Kurulu Üyesi olarak Dernek hakkında neler söylemek istersiniz?
Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği, 256yıllık bir birikim ve tecrübe !, otelcilik sektöründe; profesyonelliği geliştirmek, sektör yöneticileri arasındaki yardımlaşma, iletişimi kuvvetlendirmek, sektörün ve yöneticinin sorunlarına müşterek çözümler aramak, yöneticinin sektördeki gerçek rolünü ve yerini bulmasını sağlamak amacıyla 1992 yılında, Duayen ağabeylerimiz değerli genel müdürler tarafından Antalya’da kuruldu. Amacımız; Türk otelciliğinin ve turizminin geliştirilmesi, dünya standartlarına ulaştırılması yolunda ulusal ve uluslararası düzenlemeler yaparak ve bu amaç doğrultusunda politikalar oluşturarak dünyada “Türk Otelciliği” konusunda söz sahibi olabilmektir. İstanbul P.O.Y.D. olarak , İstanbul’daki değerli genel müdürlerimiz ile projeler geliştirerek aktif bir biçimde amaçlarımız doğrultusunda , duayen otelcilerimizin de fikirlerini alarak yol alıyoruz. Bizi diğer S.T.K. lardan ayıran ise turizmin geleceğine yönelik çalışmalarımız ve turizm eğitim kurumlarına destek konusunu misyon edinmemizdir. Bu bağlamda; Balıkesir Üniversitesi ve Medeniyet Üniversitesi’nde verilen panellerin dışında en son 22.02.2018 tarihinde Kültür Üniversitesi işbirliğiyle bir yılda 12 panel projemiz kapsamında, ilk panelimizi ‘Global Markaların Gözünden İstanbul Otelciliği’nin Gittiği Yer ’ adı altında, Sn Serkan Gümrükçü moderatörlüğünde, Sn. Tuğrul Temel- Hilton Worldwide , Sn. Murat Özel-Wyndam Hotel Group ve Sn. Onur Kurç-Accor Hotels Group katılımlarıyla gerçekleştirdik.
İstanbul turizminin en önemli sıkıntısı nedir?
En önemli sıkıntımız, terör ile kaybedilen imaj ve turizm endüstrisinin turizmcilerin elinde olmamasıdır. Ülke pazarlamasındaki sorunlar ve pazar çeşitliliğini kaybetmemizdir.
İstanbul’da turizmci olmanın kolay ve zorlukları nelerdir?
Artık globalleşme sonucunda kolay bir meslek kalmamıştır. Kolay kelimesi yerine zevk ile çalışma dersek, turizmci işi olduğu sürece, işinden – yaptığından zevk alan, sosyal ilişkileri kuvvetli kişidir. Son yıllarda yaşanan ülkenin içinde bulunduğu politik sıkıntılardan sebep en büyük darbeyi turizm yaşamıştır. İş turizminin bel kemiği olan İstanbul’da iş payının düşmesi ile birlikte artan rekabet de sıkıntıların başında gelmektedir. Özellikle personel anlamında artık kalifiye personelin bulunamaması, turizm eğitimi veren lise ve üniversitelerin sorumluluğunu arttırmaktadır. Yetişmiş eğitimli personel ihtiyacı her gün çoğalmaktadır.
İstanbul dünya kenti ama dünya kentlerinden daha az getirisi var. Bu geliri arttırmak için neler yapılmalı?
İstanbul’daki servis anlayışı, batıya göre çok daha iyi, buna Türk misafirperverliği ve kültürünü eklersek çok avantajlıyız. Fakat en ufak olumsuzlukta ilk silahımız, fiyatları aşağı çekmek olmamalı. Bizler İstanbul otelcileri olarak maliyetlerimizi düzgün hesaplayıp, üzerine İstanbul’un doğal güzelliklerini, tarihini ve lokasyonunu ekleyerek fiyatlandırma yapmalıyız. Biraz daha dik durmamız gerekiyor. Ayrıca, online, şirket ve acente fiyatlandırmalarında aradaki fakları gözetmeli, doğru fiyat politikaları ile yola çıkmalıyız. Bölgesel olarak otellerin bir araya gelip, bölge değerlerini arttırma toplantıları yapmalarını şiddetle tavsiye ederim.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Türkiye çok güzel bir ülke, kültürel, coğrafi ve tarihi bakımdan eşine az rastlanır. Değerimizi bilmeli ve ona ulaşmalıyız. Otellerde standartlara göre taban fiyat uygulamasına geçmeli ve her standart kendi özelliğine göre servis ve fiyat vermelidir, diye düşünüyorum. Son olarak, gelecek nesillerimizi global, modern, saygılı ve ahlaklı bir şekilde yetiştirmemiz gerekliliğini, ahlaklı bir toplumun hem kendine hem de çevresine saygılı davranacağını, bir daha Türkiye’ye ne zaman gelir diye düşünüp turisti dolandırmayacağını düşünüyorum. Bu cümlemin altından özellikle zamanımızda çok şey çıkartılabilir, özellikle basınımız mantıklı ve çağdaş olmayan söylemlere yer vermezse, Türkiye aleyhinde olan kişilerin eline doküman vermemiş oluruz. Gençlerimizin, yeni nesillerimizin, çağdaş ve medeni olmaları için iyi eğitim, yabancı dil, sanat ve spor ile yoğrulmaları, ülke çapında diğer ülkelerin çocukları ile rahat iletişim kurabilecek nesiller yetiştirmeliyiz.