130
TUROB Başkanı Bayındır, İstanbul’un otel çöplüğüne dönüşmeye başladığını ve Antalya için söylenenlerin bugün İstanbul’un da başına geldiğini söyledi.
Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, İstanbul’un otel çöplüğüne dönüşmeye başladığını belirterek, “Bir ara Antalya için söylediğimiz şeyler bugün İstanbul’un da başına geliyor. Bizim artık kaliteye dönmemiz lazım” dedi.
Anadolu Ajansı’na turizm sektörüne yönelik açıklamada bulunan Bayındır, yerli turistlerin erken rezervasyon alışkanlığının başladığını belirterek, erken rezervasyon sistemi ile birçok tesisin aylar öncesinden odalarının satışını gerçekleştirdiğini kaydetti.
Bayındır, yaz sezonunun yoğun geçeceğini ve yaz döneminde yine ağırlıklı olarak yabancı turistin otellerin kapasitesinin büyük kısmını dolduracağını öngördüklerini ifade ederek, şunları söyledi:
“İnsanların tatil anlayışı giderek değişiyor ve artık tatilciler öncelikle seyahat programlarını planlayıp, tüm giderleri de hesap ederek hareket ediyorlar. Bu durum da insanların tercihi de öncelikli olarak ‘her şey dahil’ sistemde hizmet veren, 4 ve 5 yıldızlı otellerden yana oluyor. Öte yandan genç seyahat severlerin tercihi ise belirli bir plana bağlı kalmadan, tatil yapmaktan yana olabiliyor. Konaklama tercihlerinde de butik oteller ya da pansiyonların öne çıktığını söylemek mümkün. Bu da gösteriyor ki değişen tatil kavramı ile birlikte, konaklama tesisi tercihi, tatile nasıl baktığınız ve beklentinize göre şekillenen bir hadisedir. Ancak ülkemizde yaygın olan tercihin, özellikle çocuklu aileler için ‘her şey dahil’ sistemde hizmet veren 4 ve 5 yıldızlı tesisler olduğunu söyleyebiliriz.”
Yerli ve yabancı turistin öncelikli destinasyon tercihinde Antalya bölgesinin ilk sıradaki yerini koruduğunu anlatan Bayındır, Bodrum, Çeşme, Marmaris, Fethiye, Kuşadası’nın da yine yaz döneminde en fazla ziyaretçi ağırlayan destinasyonlar arasında bulunduğunu söyledi.
Bayındır, Ege sahilinin daha da canlanması gerektiğini aktararak, “İnsanlar hep aynı noktalara gitmekten sıkılır. Onlara yeni olanaklar yaratmak lazım ki ülkeden kaçırmayalım” dedi.
“İstanbul otel çöplüğüne dönüşmeye başlıyor”
İstanbul’daki otel kapasitesine yönelik bir soru üzerine Bayındır, “İstanbul maalesef otel çöplüğüne dönüşmeye başlıyor. Bir ara Antalya için söylediğimiz şeyler bugün İstanbul’un da başına geliyor” yanıtını verdi.
Bayındır, otellerin dengeli büyümesi gerektiğini belirterek, “Makul fiyatlarla, verginizi ödeyerek otelinizi yürütmeye çalışıyorsanız, bir yıl içinde yüzde 50’nin üzerinde doluluk olması gerekiyor ki kazanılan para size kaybettirmesin, masraflarınızı karşılasın. Para kazanmak istiyorsanız, yüzde 60’ın altına düşmemeniz lazım. Hiçbir yerde hiçbir otelin senelik doluluğu yüzde 100’ü bulmaz. Sadece Talimhane’de 12 bin yatak var. Bu konuda dengeli gitmek lazım. Mesela Selanik’te yeni otel yapmak yasak. Otel çok eskimiş bakmıyorsunuz, o zaman size kredi veriyor, yine yapmıyorsanız, ‘oteli bana satacaksın’ diyor. Oteli yenilemek şartıyla başkasına satıyor. O zaman yatak kapasitesi aynı kalıyor ama yatakların kalitesi yükseliyor. Bizim artık kaliteye dönmemiz lazım” diye konuştu.
Ukraynalı turist tatil planlarını iptal ediyor
Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimin devam etmesi durumunda turizm sektörünün etkileneceğini kaydeden Bayındır, “Mevcut durum nedeniyle Ukraynalı turistin tatil planlarında iptaller yaşandığını söylemek mümkün. Rusya’dan gelen turist sayısında ise ciddi bir düşüş öngörmüyoruz. Turistik faaliyetlerin devam edebilmesi için iki ülke arasındaki gerilimin sona ermesi ve insanların kaygılarından arınarak, günlük yaşamlarına geri dönmeleri gerekmektedir. Zira turist için öncelik, güven ve huzur ortamıdır” diye konuştu.
Bayındır, turizmin, anlık gelişmelerden hızla etkilenen bir sektör olmasının yanı sıra çok hızlı da toparlanışa geçebilen, tarafsız bir yapıya sahip olduğunu ifade ederek, “Ukrayna ve Rusya arasında yaşanan hadiseler nedeniyle Ukrayna’dan gelen rezervasyon taleplerinde bir miktar düşüş yaşanmıştır, ancak bu durumun kısa vadede düzeleceğini ve rakamların yeniden toparlanışa geçeceğini öngörüyoruz” dedi.
“Afrika ülkeleri ve Çin fırsatlarının değerlendirilmesi gerekiyor”
Türkiye’ye gelen turist sayısına da değinen Bayındır, eskiden yatak kapasitesi ve gelen turist sayısının belli olduğunu, gelen turist sayısı artıkça bu dolulukların arttığını dile getirdi.
TUROB Başkanı Bayındır, iki dönemdir bazı rakamların çeliştiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“Türkiye veya İstanbul’a gelen turist sayısı yüzde 8-15 artmış. Bizim bir İngiliz firmasına yaptırdığımız otellerin doluluk çalışmasına göre, oteller geçen seneye göre daha kötü vaziyetteler, oda satış fiyatı olarak da daha düşükler. Acaba bunun sebebi ne? Piyasaya yatak çok mu arz ediliyor? Türk kökenli yabancı pasaportlular uçaktan iner inmez ailelerinin yanına mı gidiyor? THY günlük tur düzenliyor, bunlar ülkeye girdi ve çıktı sayılıyor, bunlar mı fazlalaştı? Yoksa günlük, haftalık, aylık kiralanabilen evler var. Sabit gider, personel yok. Bu tür yerler kayıt dışı oluyor. Bunların incelenmesi gerekiyor.”
Türkiye’nin uluslararası arenada değerli bir turizm ülkesi konumuna yükseldiğini belirten Bayındır, “Turizmde güçlü olduğumuz pazarların dışında, gelecek vadeden pazarlarda da bulunmamız, oralara yönelik tanıtım faaliyetlerini artırmamız çok önemli. Özellikle Afrika ülkeleri ve Çin’deki fırsatların iyi değerlendirilmesi ve oralardan gelebilecek ziyaretçi potansiyeline yönelik tanıtım ve pazarlama stratejilerine ağırlık vermeliyiz” dedi.
“Nitelikli eleman için kışlık ile yazlık otel koordinasyonu yapılmalı”
Turizm sektöründe “nitelikli çalışan” konusunun da önemini vurgulayan Bayındır, “Konaklama tesislerinin belirlemiş olduğu hizmet standardı ve hedefleri doğrultusunda yol alabilmeleri de kuşkusuz kalifiye elemanların yer aldığı bir ekip ile mümkündür. Ancak ne yazık ki sektörümüzdeki nitelikli çalışan sorunu devam etmekte, özellikle tatil bölgelerinde sezonda yaşanan yoğunluk nedeniyle nitelikli personel sıkıntısı daha da net şekilde gözlemlenmektedir” diye konuştu.
Timur Bayındır, yaz aylarında yaşanan yoğunluğun ardından dönem bitiminde işsiz kalma kaygısı yaşayan çalışanlar açısından da olumsuz bir durumun ortaya çıktığını anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kışlık otel ile yazlık otelin koordinasyonunun sağlanması gerekiyor. Mevsimlik otellerin birer kış tesisi açması lazım ki personelini oradan oraya taşısın ve yetişmiş elemanını kaybetmesin. Ayrıca turizm meslek yüksek okulundan mezun olanlara orada aldıkları eğitimin sadece turizm altyapısı olduğunu ve mezun olur olmaz müdürlüğe gelemeyeceklerini anlatmamız lazım. Yapacakları işten gocunmamalılar. ‘Ben bulaşık mı yıkayacağım’ diyorlar, ama şimdi bulaşık yıkamazsa ilerde nasıl yıkatılacağını öğrenemez.”