GM DERGİ- ÖZEL HABER
HAMİT KUK-PİXEL TOUR- GENEL MÜDÜR
2014 sezonu her zaman ki gibi büyük umut ve beklentilerle başladı. Ocak ayındaki kur artışları hepimizi mutlu etti. İlk etapta başlayan erken rezervasyonlar beklentilerimizi artırdı. Ancak Şubat ayından itibaren durağanlaşma başladı. Erken rezervasyon satışların devam ettiği Nisan ayı sonuna kadar bu durağanlık değişmedi. Gerçek anlamda sezona başladık dediğimiz Mayıs ayından itibaren sektördeki durağanlık sıkıntılı bir hal almaya başladı. Otellerdeki doluluklar Nisan ayındaki Paskalya döneminde bile yeterli seviyede gerçekleşmedi.
Mayıs ayı ile birlikte Rusya ve alternatif pazarlar devreye girdi. Ancak ilk satışlardan edinilen tecrübelerle bu pazarlarında durağan ve dalgalı geçeceği mesajını verdi. Geçmiş yıllarda Haziran ayı oldukça iyi geçerdi. Bu yıl hem Dünya Kupası, hem Ramazan ayının başlaması ile Haziran ayı tam bir fiyasko ile kapandı. Durağanlık Temmuz ayının ilk yirmi gününe kadar devam etti. 20 Temmuz ile birlikte biten Dünya kupası ve Ramazan bayramı ile birlikte ciddi talep artışları yaşanmaya başlandı. Bu süreç Ağustos ayı sonuna kadar devam etti. Eylül ayı erken rezervasyondan satış yapanlar için iyi olmakla beraber, Last Minute çalışan firmalar için hiçte iyi geçmedi.
Son 5 yılda Antalya için çok ciddi rakip olan İspanya ve Yunanistan’daki olumsuzluklar ve satışlara da oluşan gerileme bize yaradı. Bu dönemi rekorlar üzerine rekorlarla geçirdik. Ama şimdi taşlar yerine oturmaya başladı. İspanya ve Yunanistan özellikle son iki yıldaki ataklarla eski performanslarına kavuşurken bizler son 5 yılda gerçekleşen oranlardaki fiyat ve pax artışlarını maalesef yakalayamadık. Artık yalnız değiliz ve bu durağanlık bundan sonrada devam edecek.
Burada üzerinde durmak istediğim birtakım gerçekler var;
Son 5 yıldaki ilerleme konaklama fiyatlarına çok ciddi oranda yansıdı. Fiyat kalite dengesinde oldukça yükselen fiyatlarımızla diğer destinasyonlarla nerdeyse aynı standarda ulaştık. Elimizdeki en önemli kozumuz “misafirperverliğimiz”. Gelişen sektörler birlikte her yıl hızla artan yatak kapasitemiz ve buna bağlı olarak yetersizliğini haykırarak söyleyen alt yapı sorunları, her geçen gün kendini hissettiren kalifiye eleman konusu sektörümüzü çok ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Bir başka sorunda hedef pazarlarımızda son birkaç yıldır adı bir türlü konulamayan ekonomik durgunluklarda ciddi bela olabilecek unsur olarak görülüyor. Avrupa’da ki ekonomik durgunluk her geçen yıl misafiri yeni arayışlara sürüklüyor. Ukrayna’da ki savaş ve buna bağlı olarak Rusya’da ki ekonomik, politik durağanlık en ciddi sorunlar olarak görülmeye başlandı.
Belki birçoğumuzun daha önce hiç duymadığı bir şey daha var. Çok hazin bir şekilde Malezya Havayolları’na ait bir uçağın kaybolması ve diğerinin de Ukrayna semalarında vurularak düşürülmesi Uluslararası Sivil Havacılık alanında sigorta kuralların yeniden gözden geçirilmesine sebep oluyor. Özellikle düşen uçaklardan dolayı çok ciddi sigorta giderleri ortaya çıkan uluslararası sigorta şirketleri uçak ve yolcu sigorta poliçelerini arttırmaya başlamaları uçak fiyatlarında artışlarını da beraberinde getirecektir. Türkiye gibi uçakla seyahat edilebilen destinasyonlar bundan en çok etkilenecek destinasyonlar olacaktır. Bilindiği üzere “Low Coast” uçuş konusunda yeterli koltuğu olmayan bir destinasyona sahibiz. SKY Havayolları’nın kapanmasıyla sıkıntıyı daha şiddetli bir şekilde hissetmeye başladık. Bu nedenle pazardaki her türlü değişiklik bize olumsuz yansıyacaktır.
Bir başka önemli konuda son bir-iki yılda tur operatörlerinin kar marjlarının % 1’lere kadar düşmesi ve hatta bazı firmaların artan ağır piyasa koşulları karşısında tutunamamalarıdır. Antalya’yı hatta Türkiye’yi bir destinaston haline getiren tur operatörlüğünde ki girişimci ruh ve alınan risklerdi. Bu nedenle bizim gibi destinasyonlarda tur operatörlüğün önemi büyüktür. Son birkaç yılda karlılıkları çok ciddi bir şekilde düşen firmalar sektöre yatırım yapma konusunda isteksiz davranırken artan riskleri minimumda tutma eğilimi oluşmaya başlamıştır. Birkaç yıl öncesine kadar Rusya’da şimdilerde de Avrupa olmak üzere tur operatörleri satamadıkları uçak koltukları nedeniyle ciddi zararlarla karşılaşmaktadırlar. Her yıl sürekli fiyat artışına maruz kalan uçak koltukları, artan maliyetler ve düşen karlılıklarla birlikte önümüzdeki yıllarda piyasaya arz edilen uçak koltuğunda azalmaya sebep olacaktır.
Türk turizm sektörü otelcilerle acentecilerin birbirlerini karşılıklı tolere etmeleri ile bugünkü gelişimine ulaşmıştır. Son yıllarda turizmdeki olumlu gelişmeler ve bu gelişmeler sonucunda yatırıma yönelen otelcilerin yüksek banka kredileri nedeniyle sektörde oldukça agresif olmaya başlamasıdır. Bu sertlik tur operatörleri için ayrı bir sorun olmaya başlamıştır. Son dönemlerde otelcilik anlayışına oturan “Kimin ne kazanıp kaybettiği benim umurunda değil, sadece benim kazandığım beni ilgilendirir” anlayışı bir refleks halini almıştır. Kim olursa olsun ve hangi koşulda olursa olsun, sadece gününü kurtarmaya yönelik açılımlarla bu işlerin gelişerek yürümesi imkansızdır. Günün gereklerine uygun ve değişen rekabet koşullarına ayak uydurabilen bir esnek yapıya kavuşmak ve partnerliğin “en olmazsa olmazı” olan birbirimize destek hepimiz için en olması gereken temel unsurdur. Çünkü bulunduğumuz coğrafyada şartlar her an değişebilecek şekilde konumlanmıştır.