We-Flytour-GM-Banner-Animation
We-Flytour-GM-Banner-Animation
Anasayfa Güncel EN YÜKSEK BEDELİ BORDUM ÖDÜYOR

EN YÜKSEK BEDELİ BORDUM ÖDÜYOR

GM TURİZM VE YÖNETİM DERGİSİ

Hürriyet Gazetesi Yazarı: Vahap Mumyar; Bordum’u konu alan haberinde dikkat çekici noktalar yer alıyor.

işte o yazı...

Bodrum-Castle

GEÇENLERDE Yalıçiftlik’te 191 dönüm arazide kurulu İsviçre kökenli Hapimag Sea Garden’ın Genel Müdürü Kerem Demirkol’un davetiyle günübirlik gittiğim Bodrum’da ilçenin Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mahmut Kocadon, Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Eyinç ve avukatları Selçuk Soybay’la da buluştum.
Mehmet Kocadon, önce Bodrum’un Türkiye için değerini şu cümleyle ortaya koydu:
– İstanbul’un taşı, toprağı altınsa, Bodrum’unki pırlantadır.
Bu cümleyi şu veriyle güçlendirdi:
– Bodrum, vergi gelirleri açısından Türkiye’nin 38’inci ili gibi.
Deniz Eyinç, bir başka veriye dikkat çekti:
 Muğla’daki 192 banka şubesinden 65’i Bodrum’da.
Mehmet Kocadon, geçen yılki yabancı turist sayısına işaret etti:
– İlçemize gelen turist 4 milyona yaklaşıyor. Bunun 1.5 milyonu yabancı.
İlçenin turizmdeki güçlü yerini şu örnekle perçinledi:
– En az 10-15 ülke yaz aylarında Bodrum’dan yönetiliyor. Bu ülkelerin çoğu Türki cumhuriyetler.
Ardından dert yandı:
– Yarımadadaki 10 belediye kapandı, bizimle birleşti. Oralardan gelenlerle borç yükümüz arttı. Kişisel hesabıma bile haciz gelmeye başladı.
Belediye başkanlığı maaşını bağışladığını belirtti:
 Maaştan 30 öğrenciye burs veriyorum.
Vergi ve SGK borçları konusunda zaman tanınması gerektiğini savundu:
– Bodrumlu’ya hizmet mi edeceğim, kişisel hesabıma gelen hacizden kurtulma yolu mu arayacağım.
BODTO Başkanı Mahmut Kocadon, araya girip konuyu değiştirdi:
 İlçemizde 1980’lere kadar gelir kaynağı mandalinaydı. Sonra tuizm para etti. Şimdi yeniden mandalinaya yükleniyoruz. Tarımla turizmin el ele yürümesi gerekiyor.
Hapimag Sea Garden Genel Müdürü Kerem Demirkol, bu konudaki katkılarına değindi:
– Tesisimizde zeytin, zeytinyağı, çeşitli otlar, limon ve mandalina yetiştiriyoruz. Tesisin ihtiyaçlarını olabildiğince Bodrum ürünlerinden karşılamaya çalışıyoruz.
Mehmet Kocadon, sözü bağlarken büyükşehir mevzuatından yakındı:
– Bodrum, cazibesi olan bir dişi, biz “esas oğlan”ız. Büyükşehirden bize kaynak kalmıyor.
Yaz aylarında çok sayıda yabancı bakan, devlet başkanı, uluslararası şirketlerin CEO’larını çeken Bodrum’da çıtayı daha da yükseltmek için “esas oğlan”ın yolunu açmak gerekmez mi?

 

Devlet ‘ecrimisil’ diye haraç alıyor

 

BODRUM Ticaret ve Sanayi Odası (BODTO) Başkanı Mahmut Kocadon, ecrimisil sorununa değindi:
– Ecrimisil, “İdarenin izni dışında kullanılan kamu malı için alınan ceza”dır. 25 yıldır aynı yerlerden ecrimisil alınıyor.
BODTO Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Eyinç, bir dosya gösterdi:
 İdare, Bodrum’da 40 milyon lira ecrimisil bedeli istiyor.
Mahmut Kocadon iç geçirdi:
– Devlet ecrimisil diye turistik tesislerden haraç alıyor.
En yüksek bedelin Bodrum’a ödetildiğini savundu:
 Antalya ve İzmir’de ecrimisil bedeli metrekarede 8-10 lira iken, Bodrum’da 20-1500 lira. İskelelerde bedel diğer kentlerde 90-120 lira, bizde 180-240 liraya ulaşıyor.
Mehmet Kocadon araya girdi:
– Ecrimisil yüzünden vatandaşla karşı karşıya kalıyoruz. Yetki belediyelere devredilsin.
Mahmut Kocadon, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e konuyu anlattıklarını kaydetti:
 En azından Bodrum’da yüksek bedel ödenmesini bitirecek bir adım bekliyoruz.

 


Arkasından ‘Kötü bilirdik’ demek kolay

 


1982 Anayasası ve Kenan Evren’in Cumhurbaşkanlığı’nın tescili için sandık başına gidilmesine bir-iki hafta kala o dönemde çalıştığım Tercüman Gazetesi’nin İstihbarat Müdür Yardımcılarından biri servise seslendi:
– Herkes anayasa için “evet” oyu kullanacak.
İtiraz ettim:
– Oyumuzun rengine sen mi karar vereceksin abi? Ben “hayır” oyu vereceğim.
O ısrar ederken gazetenin başyazarı Nazlı Ilıcak salona girdi:
– Tartışma konusu nedir?
Abimiz yanıtladı:
– Bazı arkadaşlar anayasaya “Hayır” diyecekmiş.
Ilıcak tavrını koydu:
– Ben de “Hayır” diyeceğim…
Önemli olan darbe anayasasına, Evren’e o günlerde en azından sandıkta “hayır” diyebilmekti…
O günlerde, yüzde 
91.37 “evet” oyu verip, bugün arkasından 
“Kötü bilirdik” 
demek kolay…

Yorum Yaz

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.