Kalp atışlarının rahatsızlık verecek şekilde hissedilmesi çarpıntı olarak algılanır. Rahatsızlık hissinin ortaya çıkmasından kalbin yavaş çalışması, hızlı çalışması veya kalp atışlarında oluşan düzensizlikler ve teklemelerden kaynaklanabilir. Çarpıntı, kendisi bir hastalık değil çeşitli tetikleyici faktörlerin sonucunda ortaya çıkan belirtidir. Çarpıntı dâhiliye ve kardiyoloji polikliniklerine başvuran hastalardaki şikâyetlerin başında gelmektedir ve başvuran hastaların yüzde 10-35’ni oluşturmaktadır. Genellikle altta yatan sebep iyi olsa da çok nadir olarak yaşamı tehdit eden ritim bozukluğundan kaynaklanabilir.
Bize çarpıntı konusunda bilmediklerimizi Özel OFM Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Doç. Dr. Refik Emre ALTEKİN anlattı.
Kalp uyarılarının oluşturulduğu merkez kalbinizdeki sinüs düğümüdür. O düğümden sabit sayıda ve belirli aralıklarla çıkan uyarılar kalbinize inanılmaz bir hızla yayılmakta ve kalp kasını kasmaktadır. Siz dinlenirken sinüs düğümünüz dakikada 60-100 uyarı üretir. Bu rakamlar kalbinizin bir dakikada atım sayısının alt ve üst sınırıdır. Gençlerde özellikle aktif-yoğun spor yapanlarda kalp hızı yavaştır. Dakikada 60’ın altına bile inebilir. Bu durumun herhangi bir tehlikesi yoktur.
Genel olarak bakıldığında çarpıntıların yüzde 35-40’da sebep kalp kaynaklı, yüzde 30–35 psikolojik, kalanlarda (yüzde 10) ise ilaçlar, gıdalar ve kalple ilişkili olmayan hastalıklardan kaynaklanır.Bunların dışında yüzde 15–20 hastada herhangi bir sebep bulunmamıştır. Herhangi bir kalp problemi olmaksızın çarpıntı yapan nedenlerin başlıcaları şunlardır; egzersiz, psikolojik faktörler (stres, endişe, korku), üst üste yakılan sigara veya puro, aşırı ve hızlı alkol alınması, fazla miktarda kahve, kola veya çay, kansızlık, tiroid problemi, diyet ve depresyon haplarının fazla kullanılması, premenopozal hastalık tablosu, (kadınlarda menopoz öncesi dönem), vitamin eksiklikleri, kan basıncı yükseklikleri, aşırı sevinç ve korku, uyku kaçması ile meydana gelen çarpıntılar (kafein kaynaklıdır), aşırı ve uzun süreli yoğun çalışmalar, günlük işlerdeki yoğunluğun artık kanıksanarak normalleşmesi, uzun süren üzüntü, düş kırıklığı ve korkular, düşük kan şekeri gibi durumlar kalp çarpıntısına neden olabilir.
Çarpıntıyla birlikte baş dönmesi, göz kararması, bayılma, göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi bulgular eşlik ediyorsa ciddiye alınması ve altta yatan kalp hastalığı yönünden araştırılması gerekir. Kalbin yapısal hastalıkları ( kalp kası hastalıkları, kapak hastalıkları vb), kalp damar hastalıkları ve kalbin elektriksel sistemiyle ilişkili hastalıların ilk belirtisi ritm bozukluğu olabilir.Bu sebeple çarpıntıyla birlikte yukarıda saydığımız belirtilerin olması durumunda mutlaka kalp doktoruna muayene olmak gerekir.
Çarpıntısı olan bir hastada ideali çarpıntı olduğu anda bir sağlık kuruluşuna gidilip elektrokardiyografi çekilmesidir. Fakat bunun günlük pratikte uygulanması zordur, çünkü pek çok ritim bozukluğu kısa sürmekte ve kendiliğinden düzelmektedir. Günlük pratikte sık çarpıntı atakları olan hastalara uygulanacak ritim kaydedici cihazlar sayesinde ritim kaydı yapılabilir. Bu cihazların en büyük avantajı hasta tarafından rahatça taşınabilmesi ve günlük aktiviteleri kısıtlamamasıdır. Bu yöntemin yanısıra çarpıntı yakınması olan hastalara efor testi ve ekokardiyografi ile olası yapısal kalp hastalığı ve kalp damar hastalığının araştırılması gerekir. Yapılan tetkikler sonucunda çarpıntıya neden olan hastalığın uygun teşhis ve tedavisi sonrası çarpıntı şikayetleri gerileyebilir.
Kalp çarpıntısı hissettiğinizde gereksiz teleşa kapılmamalısınız. Kalp çarpıntılarınızın çoğu tehlikesizdir, iyi huyludur, masumdur ve altta yatan tetikleyici faktörler ortadan kalktığında kendiliğinden geçer. Bu sebeple çarpıntıdan korkmayınız ama hafife de almayınız.