Biyomühendis Hüseyin Çağlar İnce Yazdı: Otellerde Koronavirüs İçin Pratik Önlemler
Dünya Sağlık Örgütü, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınını,küresel salgın anlamına gelen “pandemi” ilan etti. Bu durumdan en son etkilenen ülkelerden birisi de Türkiye oldu.Peki, turizm sektörü olarak ne durumdayız? Otellerde hijyen için uygulanan sistemlere ek olarak pratikte neler yapılabilir? Gelin cevapları birlikte arayalım…
Çok hızlı değişen sert gündemler arasında birçok sektör gibi turizm de ayakta kalmak için ciddi çaba harcıyor. Şu anda hakkıyla gerçek bir gündem olan koronavirüs tüm dünyayı etkisini altına aldı. İnsanların seyahat etmesi ile koronavirüsün yayılması turizm sektörünü gerçekten zor bir duruma düşürdü. Son olarak, ilgili bakanlıkların kararı ile de turizm faaliyetleri sınırlandırıldı.
Koronavirüs ile ilgili çok fazla bilgiye maruz kalırken, bu bilgilerin doğruluğu ve kendi çalışma alanlarımızda ne yapmamız gerektiği konusu daha karmaşık bir hal alıyor. Sade ve anlaşılır bilgiler için Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipleri Birliği internet sitelerinin güncel ve pratik bilgilerini içeren paylaşımlarını takip edebilirsiniz.
Koronavirüs ile ilgili bilimsel veriler ışığında turizm çalışanlarının ve turizm misafirlerinin sağlığı açısından hijyen ortamını pratik olarak çok daha stabil olarak sağlayabiliriz. Önce mevcut durumumuza bir bakalım.
Güçlü Yanımız; Kalite Yönetim Sistemleri
Dünya genelinde turizmde “Kalite Yönetim Sistemleri”ni yıllardır en iyi uygulayan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Bu konuda sertifika sahibi ve bu sistemleri uygulayan otel sayımız Avrupa’daki uygulayan otel sayısına göre oldukça yüksek. Uzun yıllardır bu sistemleri uygulayan kurumlarla birlikte son 4-5 yılda bu uygulamalara geçen kurum sayısında ciddi bir artış var. Ayrıca otellerin bağımsız hijyen denetimi alması, konunun uzmanı tecrübeli danışmanlık firmaları ile çalışmaları önleyici bir sağlık hizmeti sağlıyor. Ülkemizde her yıl milyonlarca turist konaklama yaparken sağlık problemlerinin bu rakamlara göre son derece az olması bunun bir göstergesi. Bununla birlikte lejyoner hastalığı gibi salgın riski taşıyan birçok hastalıkla önleyici mücadelelerin düzenli yapılması ve sonuç alınması gerçekten çok önemli bir başarı göstergesidir. Tüm bunlar koronavirüs karşısında bizim güçlü kolumuzu gösteriyor. Mevcut sistemlerin güçlendirilmesi, kritik noktaların kontrol altına alınması ve buradaki dezenfeksiyon kullanımının takip edilmesi kuşkusuz daha iyi hijyen koşulları sağlayacaktır.
Oteller Farklı Alanlarda Pratik Nasıl Önlemler Almalı ?
Virüsün bilinen özellikleri göz önüne alındığında bir otelin farklı alanlarında pratikte daha başka neler yapılabileceğine bir bakalım.Burada ilk aşamada virüsün bilinen özelliklerine göre referans alacağımız bilgileri belirlemek gerekir. Referans noktalarımız; insanların birbirine çok yakın olmamalarını sağlamak, güneşin virüsü yok edici özelliğini kullanmak ve dışarıdaki havanın iç mekandaki sirkülasyonu ile virüsün dışarı atılmasını sağlamaktır. Bu referanslar doğrultusunda tesislere ve tecrübelere göre aşağıda verilen örnek uygulamalar çeşitlendirilebilir.
Bar ve Restoranlar
*Ana öğünlerde restoran sayısının ve yemek süresinin arttırılması insanların bir anda tek bir restorana yığılmasını engelleyecektir.
*Büfelerin olabildiğince seyrek ve restoranın dış mekanına hatta varsa bahçeye doğru yayılmasını sağlamak insanların yemek alırken birbirine yakın olmamasını sağlayacaktır.
*İç mekanda masaların olabildiğince seyreltilmesi insanların uzun süre bir arada olmalarını engelleyecektir.
*İç mekanın sürekli dışarıdan temiz hava gelecek şekilde hava sirkülasyonunda olması havada askıda olabilecek virüslerin dışarıya çıkmasını sağlayacaktır.
*Güneş virüsün yok edilmesinde çok önemli bir göreve sahiptir. Bahçedeki masa düzenlerinde ağırlıklı olarak güneş alan yerlere masa konulması veya iç mekanda güneş alan kısımlarda masa olması güneşin bu özelliğinin kullanılmasını sağlayacaktır.
Odalar
*Odaların güneş alması için perdelerinin açık olması gereklidir.Ayrıca odaların havalandırılarak virüsün odadan dışarı çıkarılması için de pencerelerin açık olması önemlidir. Bu konuda hem kat temizlik görevlileri hem misafir bilgilendirilebilir.
*Otel odalarına gelen misafirlerin otelin farklı katlarına olabildiğince dağınık yerleştirilmeleri ve güneşli odaların önceliklendirilmesi operasyonel açıdan zorluğu olmakla birlikte hijyen ve misafir açısından bir güven ortamı sağlayacaktır.
*Isıtma ve soğutma sistemleri odalarının havasını kurutmaktadır. Oda havasının nemli kalması yine havalandırma ile sağlanabilir.
Lobi ve Resepsiyon
*Lobinin sürekli dışarıdan gelen temiz hava ile havalandırılması, güneş görebilecek bölgelerin perdelerinin açık olması yine virüsün bertarafı açısından iyi olacaktır.
*Ayrıca resepsiyona gelen misafirlere geleneksel bir biçimde hoş geldin anlamında kolonya ikramı ilk sterilizasyonu sağlayacaktır.
Su Yönetimi, Havuzlar ve Plajlar
*Havuzlar en kritik noktalardan birisidir. Havuzların klor düzeyinin iyi takip edilmesi gerekir.
*Misafirlerin havuz yerine plajlara yönlendirilmesi burada daha iyi olacaktır. Havuz etrafında azaltılan şezlong sayıları ile plajlarda daha cazip animasyon etkinlikleri, daha konforlu şezlong ve F&B hizmetleri bunu sağlayacaktır.
*Koronavirüsün solunum sistemine doğrudan girmesi aynı yoldan insanları enfekte eden ve bakteriyel bir hastalık olan lejyoner hastalığını anımsatmaktadır. Bu nedenle su yönetiminde otelde hali hazırda uygulanmakta olan lejyoner hastalığı ile ilgili prosedürün geliştirerek uygulanması iyi bir sonuç sağlayacaktır.
Bu şekilde benzer uygulamalar tedirgin bir şekilde tatil yapan misafir için daha az stresli ve güvenilir bir tatil ortamı sunabilir. Tüm dünya aynı sınavdan geçiyor. Bu sınavda biz ülke olarak şu an için en başarılı ülkelerden birisiyiz. Dünya turizmi açısından da bu kötü durumu en güvenilir bir şekilde atlatmamız önümüzdeki yıllarımıza değer katacaktır.
Evet; koronavirüs bir gerçek, ancak doğru önlemler alındığında rahat bir şekilde baş edilebilir.
Yazıda birkaç defa ismi geçen lejyoner hastalığı da salgın ve ölüm riski (koronavirüse göre daha ciddi -%10-%40 arası-) barındırmaktadır. Her yıl ülkemize milyonlarca turist gelerek bu hastalığın olma riskini arttırmasına rağmen bugüne kadar korkulan çapta vakalar ve salgınlar olmadı.Biraz da bu toprakların ruhuna güvenelim. Hijyen isminin tüm dünyaya yayıldığı (Google: hygieia), modern tıbbın temellerinin atıldığı (Google: Hipokrat) topraklarda yaşıyoruz. (Bu bilgi üzerinden hem misafirlerhem de çalışanlar için bazı görsel çalışmalar da yapılabilir.) Lütfen kötü düşüncelerle toplumsal strese yol açıp bağışıklığımızı daha fazla düşürmeyelim ve sağlıklı olalım. Daha önceki başarılarımızın bize kazandırdığı haklı özgüvenimizi sağlam tutarak mücadelemize devam edelim.
Hüseyin Çağlar İnce – Biyomühendis
GM Dergisinin Diğer Haberleri İçin Tıklayınız!