Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki Sayfiye şehri Lazkiye bir zamanlar plajları ve otelleriyle meşhurdu. Şimdiyse plajlar ıssız. Turistlerin yerini iç göçmenler almış. Üç plaj gezdik. Sosyete plajı Cote d’Azur’da elitlerle, Filistin kampının bulunduğu ‘Güney Sahili’nde halkla ve kumdan heykellere ev sahipliği yapan ‘Sanat Plajı’nda sanatçılarla konuştuk.
SURİYE’nin Akdeniz kıyısındaki Sayfiye şehri Lazkiye, plajları ve beş yıldızlı otelleriyle ünlüydü. Şimdiyse şehre büyük bir kasvet ve ıssızlık hâkim. 2011’de başlayan barışçıl gösteriler bir iki ay içerisinde önce arbede, ardından silahlı çatışma ve sonra bomba yüklü araba ve füze saldırılarına dönüşmüş. Beşar Esad’ın da memleketi olan Lazkiye’de kısmi istikrar, en azından merkezde, diğer şehirlere oranla daha erken, 2013’te sağlanmış. Ancak bu her şeyin normale döndüğü anlamına gelmiyor. Giriş kontrolleri diğer illerdekinden sıkı. Bir zamanlar şehri dolduran turistlerin yerini Hama, Humus ve Halep’ten kaçan iç göçmenler almış. Şehrin bir milyonluk nüfusuna en az bir milyon eklenmiş.
SOSYETE PLAJINA GİRMEK ZOR
Şehrin ‘sosyete’ plajı ‘Cote d’Azur de Cham’a girmek hiç kolay olmuyor. Uzun evrak kontrolleri ve aramalardan geçtikten sonra izin alabiliyoruz. Maldivleri andıran denizi ve plajıyla burası şık bir kulüp. Üstelik kalabalık. Çocuklu aileler lobide dinleniyor. Kızlı, erkekli gençler denize giriyor. Fiyatlar ortalamanın çok üzerinde. Masalardan birinde Şiraz Yusuf Ferrori oturuyor. Körfez ülkelerinden birinde şirket yönettiğini söyleyen Ferrori şunları anlatıyor: “Savaşa rağmen tatil için memleketim Lazkiye’den vazgeçmedim. Her evden bir şehit çıktı.”
GİRİŞTE EVRAK SORULMAYAN PLAJ
ŞEHRİN farklı bir noktasında ise giriş için evrak sorulmayan ‘Güney Sahili’ var. Burası şehrin ucunda Filistin Kampı’na komşu. Çoğunluğu 1967’de gelen Filistinliler, şehrin en eski mültecileri. Çöplüğe dönmüş sahildeki büfede üç erkek oturuyor. Cihat Kıdır mekanın sahibi. Durma noktasına gelen işlerinin düzelmeye başladığını anlatıyor: “Devlet otoriteyi kurunca insanlar yeniden tatile gelmeye başladı. Onlara sıkıntılarını unutturacak eğlence programları yapıyoruz. Hama ve Humus’tan gelen göçmenlere evlerimizi açtık, iş verdik. Bir zamanlar sürekli buraya gelen Türk arkadaşlarım da vardı…” Ayman Hamedi Afrinli bir Kürt. Kimliğinde ‘Lazkiye’ yazıyor diye yedi yıldır hiçbir yere gidemediğini anlatıyor: “Afrin’de örgütler halka iyi davranıyor belki ama bize zorluk çıkarıyor. Afrin’de ailem olduğunu kanıtlamak için belge istiyorlar. Sürekli takip edip sorguluyorlar. Artık Suriye’nin eski haline dönmesini istiyoruz.”
KUMSALDA SANAT
Lazkiye’de 2015’ten beri kumsalda ‘Kumdan Heykeller’ sergisi düzenleniyor. İşin fikir sahibi sanatçı Ali el Şeyh’e ilham kaynağını soruyorum. Cevabı şöyle: “Aylan bebeği görünce üzüldüm ama Suriye’de o kadar çok çocuk öldü, yaralandı, satıldı, kayboldu ki… Yalnızca benim ailemin köyünden 45 kişi öldürüldü. Batı, Aylan Bebek fotoğrafıyla ‘İşte Suriyelilerin canı bu kadar ucuz. Kaçmaya çalışırken boğulurlar’ mesajı vermek istedi. Konu insan haklarıysa neden kimse burada ölen çocuklar için ses çıkarmıyor?”