Bağlıkaya: “Sektörü Ayakta Tutmalıyız”
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, koronavirüsü krizinin Türkiye turizm sektörü üzerindeki etkilerine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Yılın ilk 3 ayının ‘kayıp aylar’ olduğunu belirten Bağlıkaya, bu aylardaki kayıp yüksek sezonu da etkileyecektir, dedi.
Bloomberg TV’deki programda, koronavirüsünün sektöre etkilerini anlatan Bağlıkaya, şubat ve mart ortası itibariyle Türkiye’nin ana pazarlarında yüzde 70’in üstünde iptaller olduğunu açıkladı. Bugüne kadar görülmemiş global bir krizle karşı karşıyayız diyen Bağlıkaya; Turizm İstişare Kurulu (TİK) olarak, sektörün taleplerini ve önerilerimizi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’a ileteceğiz, dedi. Bunlar arasında, Tanıtım Ajansı payı, konaklama vergisi ve kredi ödemelerinin ertelenmesi de bulunuyor.
Bağlıkaya, yurt dışına çıkışlarda düşüş yaşanmasının bölgelere göre değiştiğine dikkat çekerek; ‘’İtalya, Uzak doğu, İran Suudi Arabistan seyahatleri tamamen iptal etti. Diğer bölgelere herhangi bir seyahat uyarısı olmamasına rağmen çok ciddi kayıplar mevcut. Yani ilk 3 ay itibariyle outgoing neredeyse sıfır noktasına yaklaştı. İş seyahatleri ve zorunlu seyahatler dışındaki diğer seyahatler yüzde 90’ın üzerinde iptal ediliyor’’ açıklamasında bulundu.
Seyahat İptalleri Hakkında Bilgi Verdi
Bağlıkaya, vatandaşların yasal olarak 30 gün önceden aldığı turları iptal ettirebildiğini belirterek, “Bir ayın altındaki seyahatlerin iptalinde acente, yapmış olduğu harcamaları keserek iade işlemi yapıyor. Olağanüstü durumlarda ise ödenen paranın tamamı iade ediliyor. Bahsettiğimiz bölgelere (İtalya, Çin, İran, Irak, Suudi Arabistan) seyahat mümkün olmadığı için iptaller yapılabiliyor. Buradaki ölçüt, tüketicinin ve acentenin inisiyatifi dışında, turun yapılamaması’’ dedi.
”İlk 3 Ayın Kayıp Olduğu Çok Net Ortada”
Virüs nedeniyle turizm gelirlerinde ne kadar bir düşüş olabileceği sorusuna ise Bağlıkaya şu sözleri söyledi:
‘’Yılın ocak, şubat, mart ayları beklenenin çok altında gerçekleşmiş durumda. İran piyasası çok önemli bir nevruz dönemini sıfırla geçti. Suudi Arabistan’a gidecek olanlar gidemedi. Irak’tan gelişlerde sıkıntılar var. İtalya ise zaten durmuş vaziyette. Salgının ne kadar süreceği ile ilgili otoritelerin söylediği şey; sıcakların artmasıyla birlikte bu virüsün ortadan kalkması yönünde. Şunu gözden kaçırmamak gerekiyor. Ocak, şubat ve mart Türkiye’nin erken rezervasyon aylarıdır. Almanya’dan, Hollanda’dan, İngiltere’den, İskandinavya’da, Rusya’dan gelecek turistlerin satın almalarını yaptıkları aylar bu aylardır. Bu nedenle ‘bu ayların haziran, temmuz, ağustos aylarına etkisi olmayacak’ demek doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü fiyatlara çok ciddi etkisi olacaktır. Yani otellerin elindeki kapasite bu aylarda satılmamış oluyor. Elinizdeki kapasite ne kadar fazlaysa, riskiniz ne kadar yüksekse sezon içindeki refleksiniz de onunla doğru orantılı. Haziran ayına girildiğinde bir tur operatörünün 50 bin koltuğunun boş olmasıyla 20 bin koltuğunun boş olması başka bir durum. Fiyat düzenlemesi ona göre yapılıyor. Bu nedenle bu aylar kayıptır. Sayıyı olmasa bile, gelirlerimizi çok ciddi biçimde etkileyecektir’’ ifadelerini kullandı.
”Global Bir Krizle Karşı Karşıyayız”
Bağlıkaya, Türkiye’nin koronavirüs konusunda çok ciddi önlemler aldığını ve bunu yurt dışında duyurması gerektiğini belirterek; ‘’Global bir krizle karşı karşıyayız. Maalesef insanlar seyahat etmek istemiyor. Türkiye’de virüs olmaması herkesin buraya gelmesini sağlamıyor. İnsanlar uçağa binmeye, seyahat etmeye korkuyorlar’’ dedi.
“Talep Ve Önerilerimizi Bakana İleteceğiz”
Sektörün çok ciddi maddi kayıpları olduğunu ve sektörün ayakta tutulması gerektiğini ifade eden Bağlıkaya, ‘’Turizm İstişare Kurulu olarak Sayın Bakanımızla randevumuz var. Alınması gereken önlemler konusunda kendisine ricalarımızı ileteceğiz. Tüm sektör paydaşlarıyla çalışma halindeyiz. Bakanımıza, genel olarak kredilerin ötelenmesi, 2019 yılında yapılan yasal düzenlemelerle hayata geçirilen (TTGA vergisi ve Konaklama Vergisi) diğer vergilerin ötelenmesi vb. taleple gideceğiz.’’ dedi.
”Sektörü Ayakta Tutmamız Lazım”
“2019’da işler düzgün giderken doğal olarak ‘kazanan’ sektörden vergi alınması mantığıyla birtakım düzenlemeler yapıldı. Fakat 2020’nin başında bu işin böyle gitmeyeceği görünüyor. Bu nedenle hızlı hareket edip sektörü ayakta tutmalıyız. Hem acentecilik sektörünü, hem tur operatörlerini hem konaklama sektörünü ve hepsinden çok daha vahim durumda olan havacılık sektörünü korumalıyız.
”Turizm sektörü tarihinin en ciddi sınavını veriyor”
Türkiye’ye turist getiren tur operatörleri de mercek altına alınmalı. Hava yollarının durumu malum. Yurt dışında tur operatörlüğü yapan ve ciroları birkaç milyar doların üzerine olan global tur operatörlerimiz bulunuyor. Bu operatörlerin kendi uçak şirketleri ve yüzlerce uçağı var. Yazın Türkiye’ye tur yapıyorlar, kışın bu uçakları başka yerlere uçuruyorlar. Şu anda bunu gerçekleştiremiyorlar. Dolayısıyla turizm sektörü tarihinin en ciddi sınavını veriyor.
”Etkin önlemler hızlanmalı”
Bugüne kadar sektörü bu kadar uzun soluklu ve yaygın etkileyen başka bir olay olmamıştı. Mart ayındayız, salgın hala artarak sürüyor. Çok hızlı ve etkin önlemler almalıyız. Sektörü haziran ayına kadar taşıyıp, sonrasına ilişkin durumu tekrardan değerlendirmeliyiz.’’
GM Dergisi’nin Diğer Haberlerini Okumak İçin Tıklayınız!
