We-Flytour-GM-Banner-Animation
atf_banner-02
Anasayfa Güncel AYDIN AYTUĞ : “ TÜRKİYE OTEL MEZARLIĞINA DÖNÜŞMESİN!”

AYDIN AYTUĞ : “ TÜRKİYE OTEL MEZARLIĞINA DÖNÜŞMESİN!”

GM TURİZM VE YÖNETİM DERGİSİ

Martı Myra Otel Genel Müdürü Aydın Aytuğ ile krizden en çok etkilenen bölge olan Kemer’i,  krizi ve bu sıkıntılı dönemde yapılması gerekenleri konuştuk.

 GM Dergi- ÖZEL 

aydin aytuğ (3)

Aydın Bey, kaç yıldır turizm sektöründe çalışıyorsunuz?

Ben, turizm hayatıma 1970 yılında Ankara Stad Otel’in açılısıyla başladım. 1981 yılından itibaren otel müdürlüğü yapıyorum, kibar meslektaşlarım bana duayen diyor, ama ben onları duydukça dinozor anlıyorum.(gülüyor)

Turizm hayatınız boyunca içinde bulunduğumuz duruma benzer bir durumla karşılaştınız mı?

Çalışma sürem boyunca Körfez Savaşı, Abdullah Öcalan’ın yakalanması gibi birçok krizle karşı karşıya kaldım. Ama böylesini hiç yaşamadım. Bu kriz çok sancılı ve daha kötü olacak. Geçmişte yaşanan krizlerde çalışan, otel ve tur operatörü sayımız şu ankinden daha azdı. Sayı arttıkça sonuçları da ağır oluyor ve sektör olarak endişe içindeyiz. Hükümetimize turizmimizi ayakta tutabilmek için, çalışanımız için, otellerimiz için, ülkemize giren döviz için, farklı zamanlarda birçok dosya ilettik ve yardım istedik. Bunların bir kısmı yerine geldi, ama bunlar ne kadar yeterli oda başka bir tartışma konusu. Uçaklara destekler verildi ve süreleri uzatıldı. Bence, bu desteklerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Antalya ve  Muğla’nın Türk turizminin yüzde 60’den fazlasını karşıladığını düşünecek olursak; bu bölgelere tam kış ayları demeyelim, ama shoulder sezonlara da uzanacak uçak desteklerinin verilmesi şart. Borçlarının ertelenmeleri kısmen yapılıyor, devlet desteği bu konularda arttırılmalı. Banka destekleri de olmalı. Bunların yanı sıra tatil sistemi değiştirilmeli. Aynı periyotta olan okul tatil zamanları Almanya örnek alınarak bölgesel olarak tekrar düzenlenmeli ki iç turizme destek sağlanabilsin.

Ülkemizde turizm denildiğinde deniz, kum ve güneş üçlüsü akla geliyor. Tesislerimizin hepsi deniz kenarlarında ve hava şartlarından etkileniyorlar. Biz bir ara hep övünüyorduk; “Akdeniz’in en yeni tesisleri biz de” diye, ama bu tesislerin bakıma ihtiyacı var.  Krizde işverenlerin ilk yapacağı iş tesis bakım giderlerini azaltmak ve personel sayılarını indirmektir. Yani tesislerimize dikkat etmezsek bir süre sonra bu tesisler bakımsızlık nedeniyle dökülmeye başlayacaktır. Bakımlarımızı yapalım ki, Türkiye otel mezarlığına dönüşmesin. Bu sene birçok otel açılmayacak, bilhassa sahile kıyısı olmayan arka banttaki 3 ve 4 yıldızlı birçok tesisin açılmayacağını biliyoruz, birçoğunun geç açılacağını da biliyoruz, birçoğu da daha karar veremedi. Şu an belirsiz bir ortamdayız. Mayıs-  Haziran ayında karşımıza daha net bir tablo çıkacak. Kriz döneminde personellerimizi sayısı azalıyor, fiyatlarımız düşüyor. Bunun sonucunda vereceğimiz hizmette düşecek. Hükümet, vergi kaybı için, döviz girişi için, işsizlik için, tesis bakımları için acil çözümler üretmeli.

Bu krizle ilgili nasıl bir öngörünüz var?

Antalya’nın geneline baktığımızda, Antalya’ya malum geçen sene 11 milyon turist geldi, bunun 4 milyonu Rus idi, şu anda böyle bir açıkla karşı karşıyayız. Bu krizin ağırlığını tabi ki Antalya’nın batısı yani, Kemer taşıyor. Çünkü Ruslar o bölgeyi doğası gereği daha çok tercih ediyorlardı.

Bunun yanı sıra sıkıntılı günlerin sebebi, sadece Rus krizi değil, ülkemizin yurt dışındaki imajı da etkiliyor. Avrupalı turistleri, arka arkaya patlayan bombalar da çok tedirgin etti. Rusya’da Ukrayna’da, Kazakistan’daki devalüasyonla onların yerel paralarındaki değer kaybetmesi de etkilerden bir tanesi. Bu durum kısa sürede çözülecek gibi değil.  Bu krizi 1 ya da 2 yıl içinde atlatırsak kendimizi şanslı sayalım. Bu açıdan bakıldığında şimdiden önemler almalıyız, örneğin, bu ortamda yeni yatak yatırımı yapmamalıyız.

Sektörün önderleri şu an için kaybın 8 ila 10 milyar dolar olacağını dile getiriyor. Sezon sonunda bu kayıp daha yüksek rakamlara ulaşabilir. Ayrıca turizmin etkilediği 54 sektörün de göz ardı edilmemesi ayrı bir konu. Turizm bu sektörlere ekmek kapısı olurken, bu yıl krizle her şey tersine dönebilir.

Kriz ortamında en çok hangi pazarlardan misafir ağırlıyorsunuz?

İç pazar tabi ki vazgeçilmezimiz. Bu krizde önlem olarak bütün Güneyli turizmciler gibi biz de bir iç pazara güveniyoruz. Bu yıl,  her şeye rağmen Ukrayna’dan daha çok turist gelmesini bekliyoruz.  Kazakistan, İran, İsrail ve Baltık ülkelerinde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık.  Çinli turistlerin bize alternatif olabileceğini düşünmüyorum. Çünkü Çinli ve Hintli turistler bilindiğimiz gibi resort değil, kültür turlarını tercih ediyor. Onlardan İstanbul, Kapadokya ve Efes turizmi yararlanabilir. Biz, deniz, kum ve güneşi olmayan ülkelere tatil satıyoruz. Tutup ta Amerikalının gelip te tatil yapmasını bekleyemeyiz.

Şu an dünyada bir psikolojik savaş var. Dünya yeniden şekillenirken Türkiye nerede olacak? Bizim müşteri kitlemiz Avrupa’da neler olacak?

Huntigton diye bir bilim adamının bir teorisi vardı.  Dünyada, ilerideki bir tarihte medeniyetler savaşından bahsediyordu. Bu medeniyetlerle dini ortak düşünüyorum. Dinlerde bir medeniyet grubu, bu ortam içinde biz ne yazık ki Doğu tarafında yer alıyoruz. Bu böyle devam ederse turizmimiz zamanla islam turizmine dönecektir.

Bizim müşteri kitlemiz Orta Avrupalı turistlerden oluşuyor. Avrupa’nın dünya üzerindeki ekonomik durumu da bizi yakından etkiliyor. Bu pazarların hepsinde bu yıl düşüşler var.   Bu konu hakkındaki görüşleriniz neler?

Avrupalı turistlerde dünya genelinde bir düşüş var. Avrupa’da İslam fobi başladı. Ne yazık ki biz islam ülkeleri tarafında kaldık. Artık köprü pozisyonunda değiliz. İnsanlar, tatil planı yaparken bu durumu da göz önüne alıyorlar. Ayrıca bu krizden en çok fayda sağlayan ülkeler, İspanya, Yunanistan ve Hırvatistan. Bizim gibi bu krizde Afrika ülkeleri de etkilendi.

KENDİ AYAĞIMIZA KURŞUN SIKIYORUZ

Bu durumda turizmcilere tavsiyeleriniz neler?

Bu politik ortamda bizim duruşumuzu dik tutmamız büyük rol oynuyor.   Maliyetlerimizi gözden geçirmeli, lüzumsuzları elemeliyiz.  Yeni yatak yatırımları yapmamalıyız, yeni yatırımlar yaparak kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Bunun yanı sıra ülkemizin barışçıl bir ülke olduğunu ve gelen turistin güvenliği olacağının ivedilikle tüm dünyaya anlatmalıyız.  Görüştüğüm tüm tur operatörlerinin ilk konusu, terör.  Biz sezonu bu koşullarda açtık. Gelecek senelerde nasıl bir ortamda ile karışılacağımız ise dünya politikaları ve ekonomisiyle yakından ilgili.

Kemer’de tahmini kaç tesis var ve Kemer’in son durumu nedir?

Kemer’de yaklaşık 50 bin otel odası var. Yaptığım araştırmalara göre; 5 bin oda yani yüzde 10’luk kısmı açılmayacak. Bu sayının ileri ki günlerde artacağını tahmin ediyorum.   Bu yıl zor bir yıl, insanlar hala önünü göremiyor. Tüm turizmcilerimize bu sıkıntılı günlerde başarılar diliyorum.

 

 

 

3 yorumlar

Ahmet ŞEN 22 Haziran 2016 - 20:12

Sayin mudur iyi hosta hep nedense baltanin sapi isverene keskin tarafini isciye vuruyorsunuz hep destek diyorsunuz birazda isciye destek deyinde bizde size eyvallah diyelim.hep isverenler kendini dusunuyor bizi kim dusunecek onu soyleyin sakin biz dusunuyoruz demeyin?

Cevapla
Serdar Yuce 23 Haziran 2016 - 15:27

Bu durumlara düşmemek için önce patronları eğitmek lazımdı. İnşaatçısı, tekstilcisi Antalya’da otel açarak başına eltisinin kocasını koydu. Muhasebeye asker arkadaşını, satın almaya damadını. Yıllarca sistemi alt üst ettiler.

Her geçen sene hizmet kalitesi ve memnuniyet düşmeye başladı ve belli bir kesim ülkemizde tatil yapmaktan vazgeçti.

Tanıtıma, reklama, fuarlara gereken önem verilmemeye başlandı. Profesyonel otelciler teker teker otelcilikten uzaklaşmaya başladı. 45 yaşındaki garson abilerimizi, 40 yaşında 4 dil bilen resepsiyonist abilerimizi artık sektörde göremez olduk.

Zaten hasbel kader giden bir sistemdi, en ufak dış rüzgardan etkilenir hale gelmişti.

Şimdi Putin’e laf söylemek yerine oturup duayenlerin biz nerede hata yaptık diye kafa yorup, bir daha bu duruma nasıl düşmeyiz hakkında yeni fikirler üretme zamanı.

Otel kapatarak çözüm olmaz, turizm okulları açın, kalifiye personeli piyasaya sürün, bakın nasıl farklar oluşacak.

Cevapla
Murat Güven 24 Haziran 2016 - 13:07

Öncelikle uzun yıllar bu sektörde görev almış birisi olarak kendinizi hiç sorguladınız mı aydın bey neden bu noktaya gelindi neden bu pazara bu kadar bel bağladık diye Ruslar ilk gelmeye başladığında davulla zurnayla karşıladınız deyim yerindeyse siz dahil bir çok yönetici ve patron Avrupalıların küstürüldüğü umrunuzda bile değildi profesyonel düşünüp pazar sınırlandırması yapmadınız gelsin Ruslar gitsin Ruslar havuzlarımız mankenlik ajansı gibi olsun daha önceleri ofislerinden çıkmayan yoneticilerden gözlüğü takan havuz başına attı kendini hepsi Hk,hepsi F&B ve Hepsi Animasyon müdürü oldu boş bir bardak var diye avaz avaz bağrındılar daha çok insanların dikkatini çekmek için ayrıca putinin gemileri her an yakabilen bir yapısı olduğunu cümle alem biliyordu ona göre önleminizi alsaydınız Ama nerde bütün olabileceklere rağmen Ruslar iyiydi iyiydi…değil mi ?

Cevapla

Yorum Yaz

This site is protected by reCAPTCHA and the Google Privacy Policy and Terms of Service apply.

The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.