Antalya’nın Finike İlçesi’nde sedir ve kızılçam ormanlarıyla kaplı Kızılcık Yaylası’ndaki bir mermer ocağına valilikçe verilen ’ÇED Gerekli Değildir’ raporu ve maden arama izin belgesi, mahkemece iptal edildi. Bu dava, çevreyi korumanın anayasal bir hak olduğu gerekçesiyle bilirkişi ücretinin Hazine’den tahsil edilmesi ve yürütmeyi durdurma vermeksizin direkt iptal kararının çıktığı ilk dava oldu.
Mehmet ÇINAR/ ANTALYA, (DHA)
Finike İlçesi Gökçeyaka Mahallesi Kızılcık Yaylası Adala mevkisindeki ormanlık alanda bir firmaya, mermer ocağı için Antalya Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce ’ÇED Gerekli Değildir’ raporu ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca maden izin belgesi verildi. Binlerce sedir ve kızılçam ağacının yanı sıra, yabani hayvanların yaşam alanı da olan bölgede Toroslar ve Akdeniz Kıyıları Çevre Derneği Taş Ocaklarıyla MücadelePlatformu Sözcüsü Ali Ulvi Büyüknohutçu tarafından 50 köylünün de müdahil olduğu, valilik ve bakanlığa karşı dava açıldı. Antalya 2’nci İdare Mahkemesi’ne açılan davada, Bartu Mermer firmasına verilen ’ÇED Gerekli Değildir’ raporu ile maden izin belgesinin iptali istendi.
BİLİRKİŞİ DE ’ÇED GEREKLİ’ DEMİŞTİ
Dava kapsamında Haziran ayında bölgede inceleme yapan bilirkişi heyeti, bölgenin ekolojik hassasiyeti dikkate alındığında ÇED raporu hazırlanmasının doğru bir yaklaşım olacağı yönünde kanaat bildirdi. Faaliyete başlamadan önce alandaki endemik, nadir ve nesli tehdit altında olan türlerin tespit edilmesi gerektiğine de işaret eden heyet, faaliyet tamamlandığında arazinin ıslahına ilişkin projede rehabilitasyon ve onarım faaliyetlerini yetersiz ve teknik uygulama düzeyi ve çerçevesinden uzak gösterdi. Heyet, firmanın proje tanıtım dosyasında, mevcut taş ocağı işletme faaliyeti için olası çevresel etkilerin yeterince irdelenmediğine de dikkati çekti.
Bilirkişi raporunu da dikkate alan mahkeme, hem ’ÇED Gerekli Değildir’ kararı hem de maden izin belgesinin iptaline karar verdi.
ÇEVRE KATLİAMI ESKİSİ KADAR KOLAY YAPILAMAYACAK
Mahkeme kararının iki yönüyle Türkiye’de ilk niteliği taşıdığını belirten Ali Ulvi Büyüknohutçu şunları söyledi:
“İlk defa yürütmeyi durdurma kararı verilmeden direkt iptal verilen ilk dava oldu. İkinci önemi de, bilirkişi ücretlerinin Hazine tarafından karşılanmasının sağlandığı ilk dava olması. Bu anlamda bundan sonra çevre mevzuatına dayanılarak açılan davaların artık köylüler adına daha kolay yürütüleceği ve çevre korunmasına yönelik daha kesin kararlar çıkacağı düşüncesiyle bu kararı çok önemsiyoruz. Artık Türkiye’de çevre katliamı eskisi kadar kolay yapılamayacak. Özellikle taş- mermer ocağı konusunda duyarlı ve rahatsız olan çevre dostlarını, Türkiye’nin her bölgesinde davalar açmaya çağırıyoruz.”
DİĞER OCAKLARA DAVA AÇACAKLAR
Bu örnek karara dayanarak Finike’de 15’e yakın diğer taş- mermer ocaklarına karşı da yeni hukuki girişimlerde bulunacaklarını belirten Büyüknohutçu şöyle devam etti:
“Bu dava bölge için pilot davaydı. Bundan sonraki mücadelemiz daha güçlü sürecek. Köylüler, herkes gerçekten çok sevinçli. Finike Ovası’nda artık Finike portakalı, narenciye, nar üreticilerinin yüzü gülecek. Köylüler açısından daha önce imkansız gibi görünen bir olayda, örgütlü ve akılcı mücadeleyle dava kazanıldı ve artık daha kararlıyız.”
TÜM CANLILAR İÇİN ÖNEMLİ BİR KARAR
Davacı köylülerin avukatı İsmail Doğan Tunçbilek de, Türkiye’de adaletin büyük mücadelelerden sonra gerçekleşebildiğini söyleyerek, “Oysa adil olana ulaşmak için fazladan çabaya gerek olmamalı. Bu karar bölge halkı için önemli olduğu kadar orada yaşayan bitki örtüsü, karıncasından sincabına ve diğer tüm canlılar için de önemlidir. Onların da duasını aldığımızı düşünüyorum” diye konuştu.