Antalya – Kemer Yolunu Kapatın
Adil Gürkan; “Antalya – Kemer karayolu kapatılmalıdır. Büyük bir değişimi ve dönüşümü öneriyorum. sözleriyle Antalya’nın elindeki değeri parlatmak için çalışmalara başlayın” dedi.
Antalya – Kemer karayolu kapatılmalıdır. Büyük bir değişimi ve dönüşümü öneriyorum.
Antalya’nın elindeki en kıymetli turizm zenginliğini heba etmeyi bırakın. Dünyada eşi bulunmayan bu muhteşem yolu, Antalya turizmine değer katmak için parlatmaya başlayın.
Kentin beton denizinden çıkıldığı anda başlayan ormanın ve hemen aşağıda uzanan eşsiz maviliğin hakkını verin. Onu harap etmeyi bırakın.
Antalya’ya saygın bir turizm modeli daha kazandırın. Kente mutluluk ve zenginlik gelsin
O yolu, gezginlerin, sağlık turizminin, fotoğrafçıların, şairlerin, ressamların, tedavi edici bir yaşam coşkusunu hep birlikte tattıkları bir yeryüzü Cennetine dönüştürün.
Bu Cenneti, her gün binlerce aracın, ortalığı dumana boğarak insan taşıdığı basit bir yol olmaktan çıkarmanın zamanı geldi de geçiyor.
Çalışanlar, işi nedeniyle Antalya’ya gidip dönenler, turistler, o daracık otobüs, otomobil camlarından görünen manzarayı kanıksadılar.
Onlar için bir anlamı yok. Belki farkında bile değiller. Her gün sadece ve sadece o yoldan gelip geçiyorlar. Hepsi bu.
O zaman, sorun, insanları bir yerden bir yere taşımaksa, başka yollar açın. Antalya’nın Kuzeyinden yeni, geniş ve daha işlevsel bir yol yapın.
Ama artık bu muhteşem yola itibar kazandırın. Onu, hak ettiği eşsiz mertebeye yükseltin.
Nereden çıktı bu ‘çılgın’ öneri?
Türkiye’yi ve Dünyayı gezenler, sorum size..
Antalya’dan Kemer’e giderken, hemen solunuzda eşsiz bir mavilik, sağınızda gözbebeklerinize vals yaptıran muhteşem bir yeşil..
Var mı böyle bir ahenk?
Her bir dönemecin ardından patlayan bambaşka bir manzara?
Hele hele kış aylarında, fırtınanın yola kadar savurduğu dalgalar.
Ya Kemer’den dönerken her bir dönemecin ardından uzaklarda beliren sevecen Antalya silueti? Sanki kucağına davet eder gibi gülümseyen bu muhteşem kent?
Hem giderken, hem de dönüşte huzuru hücrelerine kadar hissetmeyen var mı?
Antalya- Kemer yolu bir Terapi Hattı olmalı
Hatta terapinin de ötesinde…
O yol bir sanat, kültür, yaşam, sosyalleşme rotası olmalı.
Dünyanın en temiz havası orada teneffüs edilmeli.
En sakin ve bir o kadar da keyifli bisiklet rotası, o yol olmalı.
O yolda yürüyenlerin ayakları, gözleri, burunları, ciğerleri bayram etmeli.
Ruhu sakatlanmışlar..
Hüzünlüler..
Yaşamdan darbe almışlar..
Enerjileri tükenmişler..
O rotaya gelip tazelenmeli..
Gücünü toplamalı.
Hayata bağlanmalı.
Konyaaltı- Kemer arasındaki asfaltı kaldırın
O yolda sadece toprak ve kum olsun. Yani yarısı kum, yarısı toprak olabilir.
Ama trafik bitmeli. Taşıtlara kapalı olmalı.
Sadece yürüyüş ve bisiklet..
Kum ya da toprakta yürüyüş her şeyin ötesinde bir masajdır.
Tedavidir…
O yolda yürüyenler canları istediğinde inip o güzel koylarda yüzebilmeliler.
Bu yürüyüşler zamanla Antalya’nın bir kaynaşma ritüeline dönüşür.
Markalaşır…
Dünyanın sayılı terapi etkinlikleri arasına girer.
Psikologlar, hekimler bu yürüyüşü tavsiye etmeye başlarlar.
Doğa ve yaşam dergileri, kanalları bu yürüyüşü haberlere taşırlar.
Hatta bir zaman gelir, yılın belirli bir günü belirlenir. Antalya Terapi Yürüyüşleri Haftası olarak seçilen bir zaman diliminde binlerce insan bu rotada kucaklaşır.
Orası bir Yaşam Vahası olur
Yılda bir kez Resim Haftası düzenlenir. Dünyanın sevilen, tanınan ressamları davet edilir.
Amatör ressamların da katılımı ile resim yapma seansları düzenlenir.
Her yıl yüzlerce amatör veya tanınmış ressam Antalya resimleri yaratır.
Elimizde dev bir resim arşivi olur. Bu resimler hem Dünyadaki tanıtım fuarlarında sergilenir… Hem de Antalya ile ilgili bir sitede online olarak sergilenir.
Fotoğrafçılar gelir..
Selfie meraklıları da…
O yol yılın her günü fotoğraf safaricilerinin en cazip rotalarından birisi olur
Şairlere de yer olur..
Yazarlara da..
En parlak önerimi en sona bıraktım
Meşhur Sıçan Adası..
Kıyıdan rahat rahat yüzme mesafesinde..
Bu adayı sonsuz yalnızlığından kurtaralım. Hayata katalım. O yolun heyecanına ve mutluluğuna o ada da ortak olsun.
Sıçan Adası artık Antalya gibi bir aşk ve heyecan kentinin parçası olduğunu anlasın.
Adanın yola bakan tarafına her yaz başında bir ahşap sahne kuralım.
Kolayca sökülüp monte edilebilen bir sahne..
Büyük ve işlevsel bir sahne olsun.
Sahile de yine ahşap oturma grupları, localar yapalım.
Bu ada ve sahil denklemine neler sığmaz ki..
Konserler…
Operalar…
Sahilde binlerce sanatsever..
Sahnede opera sanatçıları…
Karmen oynanıyor..
Moda defileleri…
Düşünün, Dünyanın sayılı moda sanatçıları, ünlü mankenler, tasarımcılar burada.
Mankenler deniz üstündeki sahnede…
Modacılar sahilde…
Lüks dürbünlerle defile izliyorlar..
Bütün Dünya nefesini tutar, bu etkinlikleri izler..
Bütün hepsi için bir tek karar yeter.
Yolu kapatmak.
Gerisi gelir.
8 yorumlar
Şu anda kapalı olan eski tünel yollarını kullanıma açsınlar bence.ucurum kenarında antalya manzaralı resturantlar cafe ler ve barlar yapilsin
Kanal istanbuldan daha güzel bir proje.beraberinde ulasim cözümleride üretilmesi gerekir .mesela Deniz yolu..?
Benim önerim karayolu ulaşıma kapatılıyorsa sahil boyunca Antalya merkezdeki gibi Metro hattı kurulabilir bu hem toplu ulaşımı sağlar hemde trafik kirliliğini bitirir.
bence mukemel bir fikir hiç olmazssa kaliteli turist gelir eskisi gibi. bir rehber olarak diyorum.kemer i öldürdüler. yurtdisindaki arkadaşlarım sırf beni ziyaret için geldiklerinde sahildeki hotel leri gördüklerinde dedikleri ne biliyormusunuz. tekin siz parayı denizden kazanıyorsunuz.. ama denizlerin önüde kapatilmis. beton yığını, nefes alamıyoruz. neyse ben bu fikre bayildim. aynen sanatçıları getirsinler. 30 yıllık kokartlı rehberim. kemer i aptal aptal projelerle ve mafyanın oyuncağı haline getirdiler. keza çalıştırdıkları elemanlara hanzo. bence bu sizin güzel fikriniz kemeri eski günlerine geri götürür. tabii betonlasmadan uzak bongolow tarzı ve plajlarda halka açık.. burasi çok önemli. plajlar halka açık. 200dolara getirdikleri hatunların sezlonglarda guneslenipde ülkelerine giderken 2000 dolarla dönmeleri ancak kemere mahsus. neyse aslında söylenecek çok şey varda. Ben sizin fikrinizebayildim.hatta ben kemeri umutsuz vaka olarak görüyordum. ama bu sizin öneriniz çok güzel kemerii tabii ağaçları plajları yine öldürmeden. Hem o şezlong yığını ne öyle yaa. plastik atık. arti deniz imiz çok pis. nedeninide bilen biliyor. kimse kimseyi kandırmasın. millet Hırvatistana kaçıyor. aloo. gitsinler görsünler. Bu işler gelen turist sayısı ile değil bıraktığı para ile irintilidir. teşekkürler. Bu fikriniz bence süper..
Ben dahil binlerce insanın duygularına tercüman olmuşsunuz. Rahmetli annem o yolda seyahat etmek için can atardı.
Şu an Kemer Beycik köyünde orda yaşayan ve orada yürüyüş yapan insanların tepkilerine rağmen onlarca dönüm düz kesimle orman idaresi tarafından kesiliyor.
O doğal orman 50 yılda bu hale gelmez. Yok olan yaban ve eptimik örtü cabası. Yazdıklarınız hayal bile olsa güzel
Çok daha kolay çözebileceğimiz yüzlerce sorunumuz önümüzde dururken ve hiçbir şey yapmazken, böyle önerilerle sadece biraz daha popüler olabilirsiniz ancak herhangi bir sorunu çözmüş olmazsınız.Yolu kapatabilirsiniz ancak binlerce sahte ürün satan mağazayı kapatamazsınız, yolu kapatabilirsiniz ancak üç kuruşluk tur satmak için ülkemizi ve insanlarımızı kötüleyen rehberlerin ağzını kapatamazsınız. Yolu kapatabilirsiniz ancak müşterilerini kazıklayan restaurantları, shopları, dükkanları kapatamazsınız. Bugün kendini turizm profesyoneli olarak satanlar bir şeyi unutuyorlar. Sahillerimiz betona gömülürken sizler oradaydınız ve her şey sizlerin gözü önünde oldu ve hala bir sürü rezillik sizlerin gözü önünde oluyor ve susmaya devam ediyorsunuz.Önce turizmciler olarak kafa yapılarımıza reset atmalı ve şapkamızı önümüze koyup bir düşünmeliyiz. gördüğünüz gibi, konuşmak çok kolay ama işe gelince hemen çıkarlarımızın peşine takılıp ortadan kayboluyoruz.Ara sıra aynaya bakmak önemli.
Hala yol inşaat restoran konuşuyorsunuz. Öncelikle insana yatırım yapın. Tesisin en iyisini yapmak kolay, içerisinde çalışacak insana asgari ücreti çok gören anlayış asla bunu değiştiremeyecek. Hizmet kalitesindeki düşüklük de misafir kalitesinin hep düşük olmasına sebep olacak. Fakirden para kazanamazsınız, zaten cebinde neyi var ki nesini alacaksınız? Zengin olan da bu keşmekeşin içerisine gelmez. Antalyaya ayak basan turistin ilk gördüğü terminallerin önündeki otoparkların pisliği, rezilliği. Temizlenmiyor mu? Temizleniyor, hem de canla başla, ama pisletilme hızına yetişmeye imkan var mı? Sebep? Pisletenler kim? turizm çalışanları, sebep? İnsan ekmek yediği yere pisler mi? Pekala neden yapıyor? Çünkü siz orada çalışması gereken insanları değil, asgari ücrete çalışacak olanları istihdam ediyorsunuz. Transferi yaptık geçtik otele… Otele giren turist, eğer şanslıysa, kendi dilinden konuşabilen birileri ile karşılaşıyor,ancak bu insanların başka hiç bir özelliği yok. Yalnızca dil biliyorlar. Herhangi bir eğitimden geçmiş, bir sınava tabi tutulmuş değiller, içlerinde var ise zamanla düşe kalka bir şeyler öğreniyorlar. Haliyle iki tarafta birbirinden memnun değil. Housekeeping ise tam rezalet, bir kaç dil bilen garson hemen hiç yok, bir dil konuşabiliyorsa ikinci sezonda zaten şef. 30 yıl önce bile turizm hizmet ve personel kalitemiz bu günün çok çok üzerindeydi, haliyle turist kalitemiz de bu günden çok çok iyi idi. Antalya dünya turizmi için darülacezeden farklı değil. Antalyaya gelen turist başka bir yere gidebilecek ekonomik imkana sahip olsa zaten Antalyaya gelmez. Zaten işi herşey dahili bağlamasak bu kadar turist de olmaz. Ne veriyoruz ki ne alacağız? Tabii devletinde olaya yalnız sayısal açıdan bakması veya sadece dolar euro olarak görmesi işi içinden çıkılmaz hale getirmiş durumda. Düşünün 25 yıldır Rus turist getiren ve bunu politika haline getirmiş ülkede rusça eğitim yapan bir okul yok. Milyonlarca Rus turiste talibiz ama 100 tane rusça konuşacak çocuğu eğitemiyoruz. Sırf bu yüzden her yıl binlerce yabancı istihdam etmek zorunda kalıyoruz ama kendi çocuklarımız işsiz. Neyse neremiz doğru ki?
Katılıyorum!…Sadece elektrikli toplu taşıma araçları çalışmalı o yol da…Topçam ve benzeri plajlar da bungalowlar kurulmalıdır.