Türkiye’nin en kalabalık beşinci şehri olan Antalya nüfusu 2,5 milyona yaklaşmıştır. Antalya Körfezi ile Batı Toroslar arasında kalan il, 80’li yıllardan sonra hızlıca gelişmeye başlamış. Türkiye’de en çok antik kent bulunan il olmasıyla da önemli bir yere sahip olan Antalya sırasıyla Likyalılar, Lidyalılar, Pamfilyalılar, Bergamalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar gibi birçok medeniyete şahitlik etmiş ve barındırmıştır. İlin ekonomik hayatı büyük oranda ticaret, tarım ve turizme dayalıdır. Özellikle turizm, Antalya’nın dünyaya tanıtılması ve Antalyalılar için can suyu diyebiliriz. Dört mevsim turizm faaliyetlerini araklıksız sürdüren Antalya’da gezilecek yerler nereler? Antalya gezi rotası yazımızda. Detaylar aşağıda…
İşte Antalya gezi rotası ve gezilmesi gereken yerlerden başlıcaları:
Hadrian Kapısı
Antalya gezi rotası Hadrian Kapısı’yla başlıyor. Hadrian Kapısı yaygın ismiyle “Üç Kapılar”, Antalya’daki tarihi yapılar arasında en iyi korunan eserlerden biri. M.S. 130’lu yıllarda inşa edilen ve Roma eseri olan bu yapı, Roma İmparatoru Hadrian adına yapılmış. Antalya’nın en güzel eserlerinden biri olan bu Pamfilya kapısının üst kısımları kubbe şeklindedir. Oyna ve kabartma süslemeler kullanılarak inşa edilen yapı, sütunları dışında tamamiyle beyaz mermerden oluşmaktadır. Hadrian kapısının bir katının daha bulunduğu söylense de ikinci kat hakkında rastlanmış belgeler ya da görseller bulunmamakta.
Kapının iki yanında iki adet kule bulunmakta. Bu kulelerin kapı ile aynı tarihlerde yapılmadığı biliniyor. Güney kısımdaki Julia Sancta, yine Hadrian döneminde yapılmış, süslemesiz ve blok taşlardan oluşan bir kuledir. Kuzey kısımda buluna kulenin ise alt kısımları antik çağa, üst kırımları ise Selçuklular dönemine aittir.
Düden Şelalesi
Şehir merkezine yaklaşık 10 km uzaklıkta olan ve Düden Çayı boyunca 2 kola ayrılan Düden Şelalesi kaynağını, Kepez Hidroelektrik Santrali’nden ve Düdenbaşı denilen noktadan alır. Yaklaşık 45 metre yüksekliğindeki falezlerden denize dökülen Aşağı Düden ve yine Akdeniz’e dökülen, Varsak’a yaklaşık 2 km uzaklıkta olan Yukarı Düden Şelalesi, büyüleyici güzelliği ile ziyaretçilerini bekliyor. Yukarı Düden Şelalesi’nin bir diğer adı da İskender Şelalesi’dir. Rivayetlere göre, M.Ö. 334’lü yıllarda Pamfilya’yı fetheden İskender, bu bölgeden geçerken dinlenmek ve atlarına su içirmek için burada mola vermiş. O günden beri bu ismiyle de bilinen şelale günümüzde, piknik alanı olarak yerli – yabancı halk tarafından sıkça tercih ediliyor.
Antalya’nın yaklaşık 15 kilometre kuzeyinde bulunan Düdenbaşı Şelalesi adı verilen çağlayanın arka kısmında bulunan mağara ise bir hayli merak uyandırıyor.
Yivli Minare
Antalya’nın ilk İslam yapılarından biri olan Yivli Minare, 13. yüzyılda Selçuklular döneminde yapılmış. Kesme taştan inşa edilen bu yapının gövdesinde tuğla ve renkli çiniler kullanılmış. Toplam 8 yivden oluşan minare, Antalya’nın simgelerindendir ve yeni nesil pasaportlarda da yerini almıştır.
Detaylı Bilgi İçin: ANTALYA’DAKİ YİVLİ MİNARE VE ALANYA KALESİ YENİ PASAPORTLARDA
Toplam 90 basamaklı bir merdivenle çıkılan minare, 38 metre uzunluğuna sahiptir. Yivli Minare Camii’nin batı kımında bulunur. Külliyede bulunan diğer önemli eserler: Gıyaseddin Keyhüsrev Medresesi (1239), Mevlevihane (18.yy), Zincirkıran Türbesi (1225), Selçuklu Medresesi (13.yy) ve Nigar Hatun Türbesi (1502).
[highlight color=”yellow”]İLGİNÇ BİLGİ:[/highlight] Tarihi Camiideki Su Kanalları İlgi Çekiyor!
800 yılı aşkın yaşıyla zamana meydan okuyan eserlenden biri olan Yivli Minare’de bulunan su kanalları bir hayli ilgi çekiyor. Kanallarda biriken kar ve yağmur sularıyla soğutma amaçlanırken, camiinin üst kısmında yer alan hamamdan gelen sıcak su ile de ısıtma sağlanıyomuş.
Karaalioğlu Parkı
Antalya gezi rotası arasında bulunan Karaalioğlu Parkı, ilginç hikayelere şahitlik etmiş. Dünyanın en eski yerleşim alanlarından biri olan Antalya’da bulunan ve eşsiz güzelliğiyle ziyaretçileri büyüleyen bir park… Falezler üzerinde yer alan parkın peyzaj düzenlemesi Cumhuriyet Dönemi’ni yansıtır. Park girişinde yer alan Atatürk Evi, öğretmenler evi ve halkevi de dönemin önemli inşalarındandır.
Kentin balkonu olma özelliğindeki parkta, dört mevsim boyunca tüm aktivitelere olanak sağlayacak bir alan da bulunmakta. Parkta bulunan bir diğer önemli alan ise Hıdırlık Kalesi’dir.
20. yüzyıl zamanlarında Karaalioğlu Bahçesi olarak anılan alanda, 1930’lu yıllardan itibaren parklaştırma çalışmalarına başlanmış. 41 yılına gelindiğinde ise “Antalya’yı Güzelleştirme ve Tanıtma Cemiyeti” öncülüğünde, modern park çalışmaları başlamış. 29 Nisan 1943 yılında “İnönü Parkı” adıyla hizmete girmiş.
70’li yıllarda parkın içinde heykel çalışmaları gerçekleştirilmiş. 30 yılı aşkın süredir parkın sembolü haline gelen heykellerin hikayeleri ise hayli dikkat çekici.
“İşçi ve Çocuğu”
Usta heykeltraş Mehmet Aksoy tarafından 76 yılında yapılan bu heykelin hikayesi oldukça ilginç. Bir heykelin başından geçen tüm evreleri insanlara göstermek isteyen heykeltraş Aksoy, meydanda çalışmalara başlar. Aksoy’un heykeli bitmek üzereyken bir gece, Antalya Ülkü Ocakları’ndan birkaç kişinin saldırısına uğrar. Ertesi gün heykelinin başına gelen Aksoy, heykeli parçalanmış şekilde görür ve heykeli yıkılmayacak şekilde tekrar yapmaya başlar. antalya Sanayi Sitesi’nde yaklaşık 3 tonluk demir tozu ve çimento kullanılarak dökülecekken elektrikler Adalet Partililer tafarından kesilir. Mum ışığında dökülen heykel 12 Eylül geldiğinde tüm itirazlara rağmen kaldırılmış, bir kahvehanenin bahçesine terkedilmiş. Uzun bir süre orada kalan heykel, 2001 yılında CHP Belediyesi tarafından trekrar parka, olduğu yere geri koyulmuş.
“El”
Vali Haşim İşcan anısına yapılan heykelin içerisinde rivayetlere göre, heykeltraş Kuzgun Acar ve eşinin nikah yüzükleri bulunuyormuş. 80 darbesiyle birlikte bu heykel de alandan kaldırılmış, sonrasında halkın heykele sahip çıkmasıyla birlikte parka geri koyulmuştur.
[highlight color=”yellow”]İLGİNÇ BİLGİ:[/highlight] Karaalioğlu Parkı‘nda 54 farklı kuş türü bulunuyor.
Antalya Saat Kulesi
Antalya gezi rotası arasında bulunan yerlerden biri de Antalya Saat Kulesi. Eskiden Kapuağzı denen, şimdilerin Kale Kapısı’nın doğusunda yer alan Saat Kulesi’nin saati, 2. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılı anısına, Alman İmparator 2. Wilhelm tarafından hediye edilmiş. Sadrazam Küçük Said Paşa tarafından yaptırılan kulenin yüksekliği 14 metredir. Kulenin tabanı ise, M.S. 9. yüzyılda Bizanslılar tarafından yapılmıştır. Kule tabanı tamamen devşirme malzemelerle yapılmış. Yaprak kabartmalarla süslü kornişler, kaba yontu taşlar ve kesme taşlardan oluşan kulenin tepesi, önceleri bir kubbe ile örtülüymüş. 42 yılında çıkan fırtınayla zarar gören kubbe yerine günümüze kadar sağlam bir şekilde gelen mazgallar yerleştirilmiş.
[highlight color=”yellow”]İLGİNÇ BİLGİ:[/highlight] Eski dönemlerde kulenin kuzey yönünde bulunan çıkıntı demire, teşhir amaçlı, idam edilen insanlar asılırmış.