Turizm sektöründe yönetimden eğitime geçiş yapan ve kendi adıyla açtığı Zülal İnan Eğitim ve Danışmanlık firmasıyla sektöre katkı sağlamaya devam eden Zülal İnan aynı zamanda Yalın Enstitü’nün Antalya temsilciliğini yürütüyor. Biz de bu ay ki sayımızda kendisinden Yalın Felsefesi’ni dinledik.
Geçen sayımızdaki röportajımızda Yalın Felsefesi’nden bahsetmiştiniz. Antalya ve sektör için yeni bir konu olarak yalın nedir?
Yalın felsefesi aslında çok yeni değil, bir Toyota uygulaması olarak uzun yıllara dayanıyor. İlk başta otomotiv sektörüne özgü bir teknik gibi algılansa da bizimki gibi hizmet sektörleriyle çok örtüşen bir durumu var, çünkü müşteriye ve değere odaklanmayı gerektiriyor. Müşteri için değer yaratmayan tüm adımları bize farklı bir israf kavramı olarak tanıtıyor. Bizim hizmet dilimizde misafirimize sunacağımız hizmeti misafirin mükemmel bir değer olarak algılayabilmesi için , ilk adımdan son adıma kadar israfları yok edecek , tüm süreci bütünsel olarak bir değer zinciri olarak görecek , bu sürecin akışını hızlandıracak çeşitli teknikler öneriyor. Biz de karlılıkların gittikçe azaldığı, kalite yönetim sistemi revizyonlarının süreç bazlı bakış açısını daha çok vurguladığı ve süreçlerin farklı bir bakış açısıyla gözden geçirilmesi ihtiyacının olduğu, misafir memnuniyetinin gittikçe daha önemli hale geldiği böyle bir dönemde Yalın uygulamaları gündeme getirmek istiyoruz. Bu konuda Yalın Enstitü’nün Antalya Temsilcisi olarak bu felsefe ve tekniklerin yaygınlaştırılması için çeşitli işbirlikleri oluşturuyoruz. Konunu detaylarına https://lean.org.tr ulaşabilirsiniz.
Erkeklerin dünyasında profesyonel bir yöneticisiniz , eğitmensiniz kadınsınız , annesiniz ve şimdi de bir girişimcisiniz. Bütün bunları bir arada yürütmek zor olmuyor mu ? Kendinizi nasıl tanımlarsınız ?
Nil Karaibrahimgil’in oğlumla çok sevdiğimiz bir şarkısı var.Orada söylediği gibi …Şarkıda , bütün öğrendiğiniz , uğraştığınız şeyler bir potada eriyor ve bir gün yaldız olup üzerinize yağıyor diyor. Yaşadığınız her türlü zorluk , her mücadele , her deneyim sizi diğer alanlarda da daha güçlü kılıyor. Yöneticilik çok severek yaptığım bir iş , Eğitmenlik ise hiç vaz geçmeden daha ne kadar çok öğrenmem gerektiğini bana gösteriyor. Girişimcilik çok zevk aldığım, yaratıcılığı zorlayan yanım. Kadın olmakla ilgili karşıma çıkan zorluklara çok aldırmadım şimdiye kadar ve üstelik kadın olmanın ne kadar ayrıcalıklı bir durum olduğunu açıkçası anne olduğumda daha da iyi hissettim. Bütün bu kimliklerin içinden kendimi nasıl tanımlayacağımı soruyorsanız her zaman cevabım hazır. Efe’ nin annesiyim.